Ey Oğul!
Ey Oğul!
Toprağa iyi tohumlar atmaya bak! Bilesin ki ne ekersen onu biçersin! İyilik iyilik getirir görmez misin? İyi olmak da ancak iyilik yapmakla hasıl olur.
Ey Oğul!
Bil ki insan olmanın yolu kulluktan geçer. Kul olan ise Allah’ın kullarına hizmetten geri kalmaz. Canı tende oldukça Allah için hizmete koşar. Bilmez misin “Efendim himmet” diyenlere, “Evlâdım hizmet” demişler büyükler.
Ey Oğul!
Ana babanın dualarını almaya bak! Bil ki hizmetlerin en büyüğü onlara yapılandır. O ana ki senin için uykusuz kaldı, yemedi sana yedirdi, belki de Yasin sütleriyle seni emzirdi. Ne mutlu o analara. Acep şimdi böyleleri var mı ola?
Ey Oğul!
Sakın büyüdüm demeyesin. Daha pek küçücüksün, bunu bilesin! Tevazu kanadını indiresin. Rabbimiz Kur’an-ı Hakim’inde Habib-i Edib’ine; “Sana uyan mü’minlere tevazu kanadını indir” (26 şuara 215) buyur muyor mu? Ya biz ne olabiliriz ki O’nun yanında?
Ey Oğul!
Gençliğinin kıymetini bil! Hizmetten hizmete koş! Sakın yoruldum deme. Rabbimiz İnşirah suresinde bak ne buyuruyor: 6. “Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. 7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, 8. Yalnız Rabbine yönel.”
Ey Oğul!
Bak Allah’ın sana verdiği nimetlere. Onları sayabilir misin? Ne mümkün değil mi? O halde dön de bir bak kendine. Ne yapıyorsun acep O’nun için? Nedir bu durgunluk, nedir bu yorgunluk? Hizmet için gecen ile gündüzün birbirine karışmalı değil mi?
Ey Oğul!
Şükretmeye bak! Sakın ihmal etme. Şükret ki nimetin artsın. Şükret ki nankörlerden olmayasın!
Ey Oğul!
Şefkat ve merhamette gayretli ol! Başta aile efradın olmak üzere mü’minlere engin bir yakınlığın olsun. Bilesin ki bu yolda dua almak gerekir. Duaya en güzel vesile de sevgi ve hoşgörüdür. Yine bilesin ki dini sevdirip yaymanın da yolu budur.
Ey Oğul!
Asla kindar olma! Bil ki o, insanı içten içe yiyip kemiren bir hastalıktır. Onu taşıyanlar iflah olmamışlardır. Çünkü o, keskin bir sirkedir ki ancak küpüne zarar verir.
Ey Oğul!
Kimseyle de uğraşma! Bil ki o, iyi amelleri uğraştığın kimseye taşır. Sana da ancak zararlı şeyler ulaşır. Akıllı kimse “ölü eti yemekten” hoşlanır mı?
Ey Oğul!
Sakın sıhhatine, varlığına, makam ve mansıbına güvenme. Bir gün gelir ki onlar elinden yel olur da uçar gider. Allah’ı bil, O’na kul ol! Kullarını bil, onlardan dost kazanmaya bak!
Ey Oğul!
Bil ki Allah Rasûlü bu yolda nice çileler çekti. Nasıl da katlandı onlara. Ya bizler! Ne yapıyoruz acep bu yolda? Aklını başına al da Hakk’ın rızasını tahsil etmeye bak! Zira gün olacak kişiye ancak bunlar fayda verecek.
10.05.2012
Toprağa iyi tohumlar atmaya bak! Bilesin ki ne ekersen onu biçersin! İyilik iyilik getirir görmez misin? İyi olmak da ancak iyilik yapmakla hasıl olur.
Ey Oğul!
Bil ki insan olmanın yolu kulluktan geçer. Kul olan ise Allah’ın kullarına hizmetten geri kalmaz. Canı tende oldukça Allah için hizmete koşar. Bilmez misin “Efendim himmet” diyenlere, “Evlâdım hizmet” demişler büyükler.
Ey Oğul!
Ana babanın dualarını almaya bak! Bil ki hizmetlerin en büyüğü onlara yapılandır. O ana ki senin için uykusuz kaldı, yemedi sana yedirdi, belki de Yasin sütleriyle seni emzirdi. Ne mutlu o analara. Acep şimdi böyleleri var mı ola?
Ey Oğul!
Sakın büyüdüm demeyesin. Daha pek küçücüksün, bunu bilesin! Tevazu kanadını indiresin. Rabbimiz Kur’an-ı Hakim’inde Habib-i Edib’ine; “Sana uyan mü’minlere tevazu kanadını indir” (26 şuara 215) buyur muyor mu? Ya biz ne olabiliriz ki O’nun yanında?
Ey Oğul!
Gençliğinin kıymetini bil! Hizmetten hizmete koş! Sakın yoruldum deme. Rabbimiz İnşirah suresinde bak ne buyuruyor: 6. “Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. 7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, 8. Yalnız Rabbine yönel.”
Ey Oğul!
Bak Allah’ın sana verdiği nimetlere. Onları sayabilir misin? Ne mümkün değil mi? O halde dön de bir bak kendine. Ne yapıyorsun acep O’nun için? Nedir bu durgunluk, nedir bu yorgunluk? Hizmet için gecen ile gündüzün birbirine karışmalı değil mi?
Ey Oğul!
Şükretmeye bak! Sakın ihmal etme. Şükret ki nimetin artsın. Şükret ki nankörlerden olmayasın!
Ey Oğul!
Şefkat ve merhamette gayretli ol! Başta aile efradın olmak üzere mü’minlere engin bir yakınlığın olsun. Bilesin ki bu yolda dua almak gerekir. Duaya en güzel vesile de sevgi ve hoşgörüdür. Yine bilesin ki dini sevdirip yaymanın da yolu budur.
Ey Oğul!
Asla kindar olma! Bil ki o, insanı içten içe yiyip kemiren bir hastalıktır. Onu taşıyanlar iflah olmamışlardır. Çünkü o, keskin bir sirkedir ki ancak küpüne zarar verir.
Ey Oğul!
Kimseyle de uğraşma! Bil ki o, iyi amelleri uğraştığın kimseye taşır. Sana da ancak zararlı şeyler ulaşır. Akıllı kimse “ölü eti yemekten” hoşlanır mı?
Ey Oğul!
Sakın sıhhatine, varlığına, makam ve mansıbına güvenme. Bir gün gelir ki onlar elinden yel olur da uçar gider. Allah’ı bil, O’na kul ol! Kullarını bil, onlardan dost kazanmaya bak!
Ey Oğul!
Bil ki Allah Rasûlü bu yolda nice çileler çekti. Nasıl da katlandı onlara. Ya bizler! Ne yapıyoruz acep bu yolda? Aklını başına al da Hakk’ın rızasını tahsil etmeye bak! Zira gün olacak kişiye ancak bunlar fayda verecek.
10.05.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.