Filiz Eryaşar

Filiz Eryaşar

Evet evet ama neden evet??

Evet evet ama neden evet??

“Başarılı insanlar ve çok başarılı insanlar arasındaki fark, çok başarılı insanların neredeyse her şeye hayır demesidir.”  — Warren Buffett
Aristoteles’e göre, “Tekrar tekrar yaptığımız şeyiz.” Daha doğrusu, evet dediğimiz şeyiz. Her günün her saniyesinde bir şeylere evet diyoruz. Ne zaman bir şey yaparsak, o şeye “evet” dediğimiz için bunu yapıyoruz. Facebook’a ya da Instagram’a girip ana sayfada  gezinmeye başladığımız zaman , “evet” diyoruz. Başka bir açıdan bakacak olursak vücudumuza aldığımız her yiyecek için “evet” diyoruz. Mesela şu anda, bu makaleyi okurken dahi evet diyorsunuz.
Öz- Sinyalizasyon: Kimlik Bilimi
Herhangi bir şeye “evet” dediğimizde, hemen hemen her şeye “hayır” diyoruz. Aslında her seçimin içinde gömülü bir fırsat maliyeti vardır ve her seçim pahalıdır. Bu durumda “evet” demek ücretsiz değildir. Açıkça söylemek gerekirse, eylemlerimiz kimliğimizi sağlamlaştırıyor. Kimliğimiz ise zamanla kişiliğimiz haline gelir. Bu nedenle, yaptığımız davranışların farkında olmalıyız. “Evet” dediğimiz şeyler ve bu doğrultudaki davranışlarımızın kalitesi karakterimizin kalitesini yansıtıyor. Bilinçaltımıza sahip olduğumuz kişilik tipi hakkında güçlü bir sinyal veriyoruz. Örneğin, erken uyanırsak ve koşuya çıkarsak, kendimizi, erken kalkıp koşuya çıkan bir insanım şeklinde düşünmeye başlarız. Aldığımız kararlar ne olursa olsun, yapan kişi olduğumuz sonucuna varacağız. Bu noktada irade ya da diğer tanımıyla “nefis” terbiyesi de önemli rol oynamaktadır. İrademize sahip çıkabildiğimiz ölçüde , nefsimizi terbiye edebildiğimiz durumlarda daha kaliteli bir karar alma mekanizmasından söz edebiliriz.
Gandi, “Eylemler, öncelikleri ifade eder.” dedi ve ekledi “Bir şeye inanmak ve onu yaşamamak, sahtekarlıktır.” Kendimize karşı dürüst olmamamız, psikologların bilişsel uyumsuzluk- iç çatışma durumu- dediği şeydir. Kendimize güvenmiyorsak kendimizden emin olamayız. Güven, uyumlu ve başarılı davranışın bir yan ürünüdür. Bir diğer tanımıyla, güven, olması planlanan kişinin kasıtlı ve doğru şekilde önceden yapılmış eylemlerine dair hissettiği duygu durumudur. Mevcut güvenimiz önceki kararlarımıza dayanmaktadır. Gelecekteki güvenimiz ise mevcut kararlara göre şekil alacaktır.
Geçmiş, Bugün ve Gelecek Kimlikleri
“Her gün önceliklerinizi seçmek bilinçli bir karardır.” — Elisabeth Hasselbeck
Şimdiki kimliğimiz, düne evet dememize dayanıyor. Bugün kim olduğumuz ise önceki kararlarımızın bir ürünüdür. Gelecekteki kimliğimiz, bugün evet dediğimiz şeydir. Yarın kim olacağımız  ise mevcut kararlarımızın bir ürünüdür. Bu doğrultuda baktığımızda geçmiş kimliğimiz, yarın evet diyeceğimiz şeydir. Birey olma yolunda ilerleme kaydederken geçmişi bırakmayı öğreneceğiz. Onunla tanınmayı bırakacak, bunun yerine geleceğimiz tarafından tanınacağız. Geçmişimizi, gelecekteki olumlu kararlarımızı almak için kullanabiliriz. Yaptığımız hatalardan dersler çıkararak bunu sağlık bir şekilde yürütmek elbette ki biziz elimizde. Şu anımız, sadece olmasını istediğimiz şeyler için evet dediğimizde anlamlı olabilir. Ve geleceğimiz inancımız kadar parlak olacaktır.
Napolyon Hill’in dediği gibi, “Herhangi bir akıl, düşünebildiği ve inanabildiği ölçüde başarabilir.” Kim olmak istediğimize karar verelim ve buna göre hareket edelim. Eğer buna göre hareket etmezsek, kendimize başka biri olduğumuzu işaret ederiz, çünkü yaptığımız şey biziz. Daha doğrusu “evet” dediğimiz şeyler biziz. Zig Zaglar’ın dediği gibi “Yapmadan önce olmalısın ve olmadan önce yapmalısın.”  Kim olmak istediğimize biz karar vermeliyiz. Ancak bu kararın gerektirdiği şeyi yaparsak, bu, gerçek bir karar olur. Aksi takdirde gerçek bir karar olmaz. “Karar”, yalnızca eylemin onunla uyumlu olması durumunda verilen bir karardır. Jim Collins’in dediği gibi “Üçten fazla önceliğiniz varsa, hiç önceliğiniz yoktur.” Sadece gelecekteki benliğimizi heyecanlandıracağını düşündüğümüz şeylere “evet” demeliyiz. Çoğu insan küçük şeylere evet der bu nedenle de büyük yaşamlar yerine küçük yaşamaya mahkum olurlar.

Yarın kim olacağımız bugün ne yaptığımıza bağlıdır!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Filiz Eryaşar Arşivi