E-muhtıra son olsun

E-muhtıra son olsun

27 Nisan bildirisinin ikinci yıldönümünde, siyasi partilerin il başkanları demokrasinin dış etkilere maruz kalmamasını ve muhtıralar döneminin kapanmasını istedi.


Tarihe ‘e-muhtıra’ olarak geçen TSK’nın gece yarısı bildirisinin üzerinden 2 yıl geçti, ancak Türkiye’nin demokrasi tarihine kara leke olarak kazınan bu olayın etkileri hala devam ediyor.
Ülkenin siyasi tarihinde her on yılda bir tekrarlanan kırılmaların devamı olan 27 Nisan bildirisinin son olması herkes tarafından ifade ediliyor.
27 Nisan bildirisinin ikinci yıldönümünde gazetemize değerlendirme yapan siyasi partilerin il başkanları, demokrasinin dış etkilere maruz bırakılmamasını, yaşananlardan herkesin ders almasını, bu tür girişimlere karşı herkesin tepkisini ortaya koymasını istedi.
MUHTIRALAR DÖNEMİ KAPANSIN
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Konya İl Başkanı Faruk Dügen, bir daha böyle demokratik teamüllere uymayan muhtıralar bir daha söz konusu olmamasını temenni ettiklerini söyledi. Ergenekon sürecine işaret ederek ortaya çıkan bilgilerin geçmişte ülkenin ne kadar zor bir dönemden geçtiğinin kanıtı olduğunu vurgulayan Başkan Faruk Dügen, Türkiye’de bundan sonra gerçek anlamda demokrasinin uygulanması temennisinde bulundu.
Faruk Dügen, muhtırayla ilgili olarak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da gereken dik duruşu sergilediğini ve gereken cevabı verdiğini de ifade etti.
DEMOKRASİ DIŞ ETKİLERE MARUZ BIRAKILMAMALI
Saadet Partisi (SP) İl Başkanı Av. Veli Tolu, demokrasiye müdahale eden eylemlerin cezasız kaldığı sürece artmaya, meydana gelmeye devam edeceğine vurgu yaparak, bu süreçte siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının tavırlarını net olarak ortaya koyması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin kamu kurum ve kuruluşlarının yetki ve sorumluluklarının anayasa ve yasalarla çerçeve içine alınmış bir hukuk devleti olduğuna dikkat çeken Başkan Veli Tolu, Türkiye’de hiçbir kurum ya da grubun kaynağını anayasadan, meşruiyetini kanunlardan almayan hiçbir yetkiyi kullanmaması gerektiğine işaret etti. Veli Tolu, şöyle devam etti: “Ancak bugüne kadar pek çok defa şahit olduk ki bazı kurum ve kuruluşlar anayasal yetki ve görevi içerisinde olmadığı halde kendini milletin üstünde görerek başkaca kurum ve siyasi yapılara müdahale etmiştir. Bu durum demokrasi ve hukuk devleti adına kabul edilemez.”
Bu konuda en büyük görevin siyasetçilere düştüğünü, ifade eden Veli Tolu, “O süreçte bu ülkede hepimiz hatırlayacağız tam bir gerilim ortamı vardı. Oysa siyasi partilerin görevi gerilimi artırmak değil düşürmek olmalıydı. Devletin diğer kurumları da ne kadar gerilim olursa olsun buna müdahale etmemeli” değerlendirmesini yaptı.
Bu tip eylemlerin cezasız kaldığı sürece artmaya, meydana gelmeye devam edeceği mesajını veren Veli Tolu, burada siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının net tavır göstermesi gerektiğini belirtti. Veli Tolu, 27 Nisan’da yeterli olmasa bile tepki gösterildiğini de dile getirdi.
YAŞANANLARDAN HERKES DERS ALMALI
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Ali Yücel de demokrasiyi yaralayan e-muhtıradan ders alınarak demokrasinin daha ileriye taşınması gerektiğini vurguladı. Her şeyin demokratik çizginin içinde yapılması gerektiğini, siyasetin de bunun aracı olduğunu vurgulayan Başkan Ali Yücel, çözüm yollarının ise meclisin içinde olduğunu aktardı.
O dönemde yaşanan olaylarda en büyük sorumluluğun AKP’ye düştüğünü ancak üzerine düşeni yapmadığını belirten MHP’li Ali Yücel, memleketin gerginliğe ve bir çıkmaza sürüklenmesine müsaade edildiğini ifade etti. Siyasetçilerin açık ufuklu derin siyaseti bilerek ülkeyi bu tip çıkmazlara sokmaması gerektiğinin altını çizen Yücel, partisinin o dönem sorumluluğunu yerine getirdiğini ve ne AKP’ye ne de CHP’ye taraf olmadan milletvekilleriyle birlikte mecliste olduğunu, cumhurbaşkanı adayını da göstererek milletvekili sayısından fazla oy oranı elde ettiğini ifade etti. Bunlardan ders çıkartan ve memleketini seven siyasi anlayışın ülkeyi zorluklara sokmayacağını belirten Ali Yücel, “O dönemde terör hat safhada, ekonomi ciddi sıkıntı içinde, dış siyasette ciddi bocalamalar vardı. Ancak gündem cumhurbaşkanlığı seçimi, benim adayım olacak mı olmayacak mı tartışmasıydı” diyerek, ülkenin içinde bulunduğu duruma işaret etti.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.