“Bir gün Erenlerden İbrahim Ethem Hazretleri, Basra sokaklarında dolaşırken kalabalık bir halk etrafını kuşatarak, “Ey İbrahim!” derler. Ulu Allah kitabında; “Bana dilekte bulununuz ki, dilediğinizi kabul edeyim, buyuruyor. Halbuki bir bu kasar zamandır dua edip dilekte bulunup durmaktayız, fakat bir türlü kabul olunmuyor. Neden?”

Bunun üzerine İbrahim Ethem halka dönerek şöyle seslenir:

-Ey Basralılar! Şu on hususta sizin kalpleriniz ölmüş ve kararmıştır. Bir de nasıl olup da dileklerinizin kabul olmasını bekliyorsunuz?

1. Allah’a kesin olarak iman ediyorsunuz ama kulluk vazifelerinizi hakkıyla yerine getirmiyorsunuz.

2. Kur’an-ı Kerim okuyorsunuz, fakat emirlerini tatbik etmiyorsunuz.

3. Lanetlik şeytanın amansız düşmanı olduğunuzu ileri sürüyorsunuz, fakat onun peşinden gitmekten de geri durmuyorsunuz.

4. Hz. Muhammed’in (s.a.v) ümmetindeniz diyorsunuz, ama onun yoluna uygun söz ve hareketlerde bulunmuyorsunuz.

5. Cennete girme özlemiyle didinip çırpınıyorsunuz, ama cennete götürecek iyi amelleri işlemiyorsunuz.

6. Cehennem ateşinden kurtulmak istiyorsunuz, fakat işlediğiniz kötülüklerle öz varlıklarınızı Cehennem ateşi içine atmakta olduğunuzun farkında değilsiniz.

7. Ölüm her canlının değişmez alın yazısı ve kesin Allah emridir diyorsunuz, ama ölüm savaşı için bir hazırlık yapmıyorsunuz.

8. Ötekinin berikinin kusurlarını açığa vurmakla uğraşıyorsunuz, ama kendi kusurlarınızı hiç görüp meydana çıkarmıyorsunuz.

9. Rabbinizin çeşit çeşit nimetlerini iştiha ile yiyorsunuz, fakat karşılığında O’na şükür ve minnet borcunuzu yerime getirmeyi düşünmüyorsunuz.

10. Dizi dizi ölüler gönüyorsunuz. Fakat ölülerden alınması gereken ibret dersini gereğince almıyorsunuz. “

(Hayatül Kulûb, Dürret-ül Vaizin)

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) şu duasıyla noktalayalım:

“Allah’ım fayda vermeyen ilimden, huşu duymayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten sana sığınırım.” (Müslim,Zikir,73).