Diyanet: Sağır Ve Dilsizlerin Namazda Dillerini Hareket Ettirmesine Gerek Yok

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, sağır ve dilsizlerin ibadetlerle mükellef olma açısından diğer Müslümanlar gibi olduğunu, bu kişilerin namazın farzlarından olan iftitah tekbiri ve kıraati tekbir ve kıraati kalplerinden geçirmeleri yeterli olduğunu, dillerini hareket ettirmeleri gerek olmadığına hükmetti.

Vatandaşların çeşitli konulurdaki sorularını sanal alemden cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, "Evvabin namazı nedir ve nasıl kılınır?" sorusunu da cevaplandırdı. Evvabin'in tövbe edip Allah’a sığınanların namazı anlamına geldiğine dikkat çekilen açıklamada, "Peygamberimiz'in (s.a.s.) evvabin namazının kuşluk vakti kılınacağını ifade eden hadislerinin yanı sıra akşam namazından sonra nafile kılan kimsenin ‘evvabin’den olacağını bildiren başka rivayet sebebiyle, ‘evvabin namazı’ tabirinin akşam namazından sonraki nafile için kullanılması yaygınlaşmıştır. Altı rekatlık bir namaz olan evvabin namazı, tek selamla kılınabileceği gibi üç selamla da kılınabilir. Peygamberimiz (s.a.s.): 'Kim akşam namazından sonra kem söz söylemeksizin altı rekat namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk kılınır' buyurmuşlardır. Ayrıca kendisinin de akşam namazından sonra altı rekat namaz kıldığı rivayet edilmektedir." denildi.

Sağır ve dilsizlerin ibadetlerle mükellef olma açısından diğer Müslümanlar gibi olduğuna dikkat çeken Kurul, "Dolayısıyla namaz kılmakla, oruç tutmakla ve diğer ibadetlerle yükümlüdürler. Namazın farzlarından olan iftitah tekbiri ve kıraatin normalde telaffuz edilmesi gerekir. Ancak sağır ve dilsizlerin, tekbir ve kıraati kalplerinden geçirmeleri yeterlidir, dillerini hareket ettirmeleri gerekmez. Çünkü kişi, ancak gücünün yettiğini yapmakla mükelleftir." açıklamasında bulundu.

İŞİTME ENGELLİLER NAMAZI NASIL KILARLAR?

Din İşleri Yüksek Kurulu, işitme engellilerin namazı nasıl kılınacağına dari bir soruyu da değerlendirdi. Kurul açıklamasında, "Bir kimsenin dini emir ve yasaklarla sorumlu olması; akıllı olması ve ergen yaşa ulaşmasına bağlı olduğundan bu niteliklere sahip duyma ve konuşma özürlüler, ibadetlerle mükellef olma açısından diğer Müslümanlar gibidirler. Dolayısıyla namaz kılmak, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmakla yükümlüdürler. Duyma ve konuşma engellilerin, tekbir ve kıraati kalplerinden geçirmeleri yeterlidir, dillerini hareket ettirmeleri gerekmez. Çünkü kişi, ancak gücünün yettiğini yapmakla mükelleftir." ifadeleri yer aldı. CİHAN