Davutoğlu: Kobani'den 300 Pyd Mensubu Geldi, Çok Azı Geri Döndü

Davutoğlu: Kobani'den 300 Pyd Mensubu Geldi, Çok Azı Geri Döndü

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kobani’den 300 civarında PYD mensubunun Türkiye’ye geldiğini ve bunlardan çok azının savaşmak için geri döndüğünü söyledi. Davutoğlu, “Bir grup 300'e yakın PYD mensubu silahlarını teslim ederek Türkiye'ye...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kobani’den 300 civarında PYD mensubunun Türkiye’ye geldiğini ve bunlardan çok azının savaşmak için geri döndüğünü söyledi. Davutoğlu, “Bir grup 300'e yakın PYD mensubu silahlarını teslim ederek Türkiye'ye geldi. Şimdi Suriyelilerin Suriye'ye gitmek istemesi durumunda engelleyen kimse yok, sınır açık, gidebilirler. Gitmek istemediler. Hamasetle biz gider savaşırız, gelenlere kapıyı açın dendiğinde çok az bir kesim dışında hayır biz Kobani'den gelen PYD'liler, yani orayı kendi şehirlerini savunmak, savunacaklar, bıraksalar gidip savunacaklar diyenlere talimatımızla valilerimize soruldu. Onlar çok azı küçük bir grup hariç 'hayır biz gitmek istemiyoruz, savaşmak istemiyoruz. TC'nin güvenliğinde kalmak istiyoruz' dediler. Ne yapalım zorla mı gönderelim?” dedi.

İçişleri Bakanlığında bilgilendirme toplantısına katılan Başbakan Davutoğlu ardından İçişleri Bakanı Efkan Ala ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Burada gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu’na ilk olarak; “Kuzey Irak Peşmerge güçlerini, PYD de YPG güçlerini Türkiye üzerinden Kobani'ye geçirmek istiyor. Talep Türkiye'ye resmi olarak iletildi mi bilmiyorum ama dün Fransız Cumhurbaşkanının da 'Türkiye sınırları açmalı' çağrısı vardı. Siz uluslararası baskı ile hareket etmeyiz dediniz ama o kapı hala kapalı mıdır? Selahttin Demirtaş bu konu ile ilgili olarak 'İzin verin tükürüğümüzle boğalım, hükümetimiz bizi ilgilendirmez diyorsa siz bizim hükümetimiz değilsiniz' ifadelerini kullandı bu açıklamaya yorumunuz ne olur?” şeklinde bir soru yöneltildi.

Başbakan Davutoğlu bu soruya, “Bu açıklamaların hepsinde kafa karışıklığı var. Fransa ile çok yakın temas halindeyiz. Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanımız Fransa'da görüşmeler yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımızın Poland ile görüşmesi oldu. Fransa ile birçok konuda benzer yaklaşımlarımız var. Acaba ne alanda olduğu konusunda ne kadar bilgi sahibi? Türkiye sınırları açsın. Türkiye'nin sınırları kapalı mı? Türkiye sınırlarından 2 milyon mülteci geçti. Sınırları kapatmış olsaydık ya Suriye rejiminin bombaları altında ölmüş olurlardı ya da IŞİD'in saldırıları altında ölmüş olurlardı. Türkiye sınırlarını insani gerekçeyle hiç kapatmadı. Kobani'den de 200 bin kişi geldi. Sınırları açmamızdan kasıt Türkiye'den oraya birileri gitsin ise, aynı ülkeler değil miydi yabancı savaşçılar Suriye'ye gitmesin diyenler? Bizden tedbir isteyenler 'aman yabancı savaşçılar Suriye'ye geçmesin' diye. Biz bu tedbirleri biz kararlı bir şekilde uyguladık uyguluyoruz da. Kimler geçecek Türkiye'den Suriye'ye, nasıl bir sınır açma olacak bunu tanımlamak icap eder. Bunu tanımlamadan kamuoyunu tatmin için sanki bütün bu kriz Türkiye'nin sınırları açmaması dolayısıyla olmuş gibi intiba vermek kabul edilebilir bir tutum ve açıklama değildir.” dedi.

SINIRDAN GEÇENLER ÜÇ GRUP

Türkiye'nin sınırlarının insani gerekçelerle açık olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Ama Suriye'deki bir çatışmanın bir parçası olmak isteyenler gidecek olanlar ya yabancıdır. Üç kategori geçebilir. Yabancılar. Bunu hiç istemedik, kimse de istemedi. Ya ikinci kategori Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Biz bunu istemeyiz. Çok açık istemeyiz. Suriye'deki çatışmaya tek bir vatandaşımızın dahi gitmesini istemeyiz. İllegal gidenleri durdurmaya çalışıyoruz. Ama gidenler ki Kobani'den bile gelen cenazeler oldu hepimiz üzüldük. Daha önce başka şekilde gelen cenazeler. Ne şu tarafta IŞİD'de, ne Özgür Suriye Ordusu, ne de PYD yanlısı başka grupların Türkiye'den vatandaşların gidişine izin vermek bizim hukuk kurallarımıza da aykırıdır. Ayrıca da şunu herkesin görmesi lazım. Selahattin Demirtaş'ın ifadesine gelerek de söylüyorum. Diyelim PYD'ye Kobaniye bizim akrabalarımız diyerek onlar bir grup gitmek istiyor. Aynı şekilde Talebyat'ın Akçakale'deki Arap vatandaşlarımız da bizim akrabamız diyerek gitmek isterse, Bayırbucak'taki Türkmen kökenliler bizim akrabalarımız diyerek gitmek isterse, vatandaşlarımızın güvenliğin korumakla sorumlu olan biziz. Bir anda Suriye sathında TC vatandaşları bazen karşı karşıya, bazen yan yana savaşmak durumunda kalırlar. Buna izin vermek kabul edilebilir bir şey mi? Üçüncüsü nedir? Suriye'den Türkiye'ye gelenler. Yine Demirtaş'ın dünkü açıklaması, hamaset çok kolay. Ne anlatılmak istendiği söylensin. Hamaset kolay.” şeklinde konuştu.

'SURİYELİLERİN SURİYE'YE GİTMEK İSTEMESİ DURUMUNDA ENGELLEYEN KİMSE YOK'

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir grup 300'e yakın PYD mensubu silahlarını teslim ederek Türkiye'ye geldi. Şimdi Suriyelilerin Suriye'ye gitmek istemesi durumunda engelleyen kimse yok sınır açık gidebilirler. Gitmek istemediler. Hamasetle 'Biz gider savaşırız gelenlere kapıyı açın' dendiğinde çok az bir kesim dışında hayır biz Kobani'den gelen PYD'liler, yani orayı kendi şehirlerini savunmak, savunacaklar, bıraksalar gidip savunacaklar diyenlere talimatımızla valilerimize soruldu. Onlar çok azı küçük bir grup hariç 'hayır biz gitmek istemiyoruz, savaşmak istemiyoruz. TC'nin güvenliğinde kalmak istiyoruz' dediler. Ne yapalım zorla mı gönderelim? Eğer Suriye'den gelenler savaşmak için geri dönmek isterlerse, savaşmak kastı ile gönderecek değiliz de, geldikleri gibi giderler. Gelirken bize sormadılar, giderken de biz sormayız niye gidiyorsunuz diye. Onlar Suriye vatandaşı. Ama TC vatandaşları ki her biri hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun, hangi şehirden olursa olsun, bizim güvencemiz altındadır. Nasıl bir vatandaşımız kaybolduğunda bir yerde bu bazen Kayserili oluyor bazen Şırnaklı oluyor bazen İzmirli oluyor. Gece gündüz çalışıp o vatandaşı kurtarmaya çalışıyoruz. Musul'da ki vatandaşlarımızın bir kısmı diplomattı bir kısmı değildi. İçlerinde Diyarbakırlı da vardı, Kırşehirli de vardı. Şimdi kendi vatandaşımızı bilinmezliğe gönderebilir miyiz? O oraya gittiğinde bizim onu koruma sorumluluğumuz var. Bunları sadece kendi kitlelerini tahrik etmek provoke etmek için hamaset içinde söylemek kolay da işte söylüyorum. Bize günlerdir söylüyorlar, Suriye'den gelenleri geri gönderin, gidip korusunlar. Gidin dedik, gitmediler. Küçük bir grup hariç güvenliği tercih ettiler. Türkiye bir; Suriye'deki çatışmalardan hiçbir şekilde mesul değildir. İki Kobani'deki yaşanan gelişmelerden hiçbir şekilde mesul değildir. Sınırımız açıktır insani geçişler için. Ama Türkiye'yi bir problemin kaynağı, parçası gibi göstermek isteyenler ister içeride olsun ister dışarıda olsun kesinlikle farklı bir gündemin bir parçası olmuş olurlar. Fransa gibi dost ülkelerin kanalları var bize söylerler. Ne kastediyorlar sınırın açılmasından? Mesela sınırı açtık, Fransa'dan gelecek olan Kobani'ye gidecek olanlara sınırı açık mı tutalım? O zaman yabancı savaşçıları nasıl denetleyeceğiz? Sınırı açtık, Türkiye vatandaşlarını göndermeyiz, onu açık söylüyorum. TC vatandaşlarının teminatı biziz. İllegal gidenleri engellemeye çalışıyoruz. Niye bizim vatandaşımızın bu kanda şeyi olsun. Suriye'den gelenler de bu teklifi istedikleri zaman geri dönerler. Başka geçişler olacaksa onları da iyi tanımlamak doğru bir çerçeveye oturtmak, bizim hem hukuk sistemimiz, hem de Suriye'deki şartları gözeterek değerlendirmek lazım. Herkes sloganların ötesine geçsin, somut şeyler üretsin.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.