Adnan Özkafa

Adnan Özkafa

Dananın kuyruğunun koptuğu gün

Dananın kuyruğunun koptuğu gün

Günlerdir süren kulis, gayret, propaganda, koşturmaca, heyecan, iddia… sona erdi ve her parti önümüzdeki dönem bizi yönetecek “aday”larını belirledi. Saat itibariyle kimin aday olup olmadığını bilmeden kaleme alınmış ortaya karışık bir yazı ile gelin sonucu değerlendirelim:

1-     Aday adaylığından adaylığa terfi edenlerin mutlaka kendilerini tercih ettiren bir takım özellikleri, artıları, meziyetleri vardır. Bunu yok sayamayız, görmezlikten gelemeyiz. Hayırlı olsun.

2-     Adaylığa geçemeyenlerin de bu işe “karar vericiler” nezdinde herhalde bir takım eksi puanları vardır ki aday olamamışlardır. Geçmiş olsun.

3-     Aday olanların artıları yanında mutlaka bir takım eksileri de olabilir.

4-     Aday olamayanların eksileri yanında mutlaka bir takım artıları da vardır.

5-     Her seçimde bu işe ehil ve layık olanlar seçilmeye çalışılır. Ama sonuçta bazen layık olduğu halde seçilemeyenler, bazen de layık olmadığı halde seçilenler olabilir.

6-     Aday olmak, hatta seçilip milletvekili olmak mutlaka önemli bir başarıdır ama “her şey” demek değildir.

7-     Aday olamamak ta, dünyanın sonu değildir. Hayat devam eder, dileyen siyasete de devam eder.

8-     TBMM tarihinde aday ve milletvekili olup çok hayırlı işlere imza atanlar olduğu gibi, yıllarca milletvekilliği yapıp ta memlekete hiçbir hayrı olmayanlar da vardır.

9-     Millete hizmet için vekillik mutlaka önemli ve etkili bir yoldur. Ancak adaylıkla, milletvekilliğiyle alakası olmadığı halde şu millete çok hayırlı hizmetler yapan pek çok asil isimler de vardır.

10-  Bugün aday, yarın milletvekili olanlar sırtlarına çok ama çok büyük bir yük almış oldular. Yaptıkları ve yapamadıkları ile kıyamet günü en az 70 milyon, hatta kimi durumlarda bir-kaç milyar dünyalıya teker teker hesap verme ile karşı karşıya kalacaklardır.

11-  Aday olamayanlar her ne kadar üzülseler de çok ağır bir yük ve sorumluluktan kurtuldukları için o kadar da fazla kendilerini üzmesinler. “Hakkımızda böylesi daha hayırlıymış, olanda hayır vardır” diyerek şükretsinler.

12-  Her partiden aday adayları ile ilgili “seçici ve karar verici” pozisyonunda olup aday belirleyen yetkililerin sorumluluğu tek başına aday ve milletvekili olanlardan 550 kat daha fazla olacaktır. Sonuçta TBMM’nin 550 sandalyesine oturacakların tesbitinde onların karar ve tercihi etkili olmuştur. Onların her birinin yaptığı ve yapmadığı her işten bu karar vericiler sorumludur.

13-  Sonsöz de millete: Aday olanlar yarın sandıkta ancak milletten oy alarak bu işe başlayabilecektir. Bir adet oyu ile bu milletin geleceğine dair karar alacak şahısları seçecek milletin her bir ferdinin, yani seçmenlerin sorumluluğu da, sevabı da-günahı da; hem ömür boyu, hem de ömürlerinden sonra ilelebed kendilerini mutlaka takip edecektir.

****

Ve yeri gelmişken meşhur hikayeyi bir daha hatırlayalım:

Behlül Dane bir ara Halife Harun Reşid’in tahtına oturuverir ve muhafızlar kendisini epeyce hırpalar. Behlül dayağı yedikçe güler. Halife sorar: “Ağlayacağın yerde niçin gülüyorsun?”

Behlül cevap verir:

“Sultanım, ben bu koltuğa bir saniye oturdum, bu kadar dayak yedim. Sen burada yıllardır oturuyorsun, Allah bilir ne kadar dayak yiyeceksin!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Özkafa Arşivi