Adnan Özkafa

Adnan Özkafa

D-8 Fotoğrafı

D-8 Fotoğrafı

Erbakan Haftası devam ediyor. Konya’da ve Türkiye’de Erbakan Hoca rahmetle anılıyor.

Hafta dolayısıyla bugün ben de size hepinizin bildiği çok meşhur bir fotoğraf karesinden bahsedeceğim:

Hani Hoca’nın D-8 projesi kapsamında dünyanın 8 büyük İslam ülkesinin devlet ve hükümet başkanlarını İstanbul’a çağırarak hepsiyle elele tutuşup Çırağan’dan dünyaya verdiği bir poz vardı.

Erbakan Hoca gayet memnun, dev bir hayalini gerçekleştirmenin ilk adımını atmaktan dolayı yüzü gülüyor, içi gülüyor. Demirel’in ise suratı asık, gelişmelerden pek de memnun olmayan bir hali var. Ama olsun, Erbakan Hoca Demirel’i bile hizaya getirerek, kerhen de olsa bu tarihi karenin içine sokmuş ya, orası önemli.

Dünyanın uzak uzak diyarlarından Endonezya, Malezya, Nijerya, Bangladeş’ten ve yakınlardan Mısır, İran, Pakistan’dan gelen misafirler de heyecanlı. Hepsi beraber elele tutuşmuşlar. İçlerinde belki Demirelvari düşünceye sahip olanlar da bulunabilir. İçlerinden ne geçerse geçsin, orası önemli değil ama sonuçta bu kare dünyaya şöyle bir mesaj veriyor, burası önemli:

 “Ey dünya, bakın biz aynı inanca sahip büyük bir milletin temsilcileriyiz. Hepimiz beraber büyük bir gücüz. Ekonomisiyle, nüfusuyla, tarihiyle, coğrafyasıyla, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla, bilgisiyle, tecrübesiyle, enerjisiyle… bizi iyi tanıyın. Biraraya geldiğimiz zaman nasıl bir ağırlık oluşturacağımızı iyi bilin. Bundan sonra alacağınız kararlarda, atacağınız adımlarda bu kareyi göz ardı etmeyin!...” diyorlar.

56.jpg

Hoca dünyasını değiştirmiş. Köprünün altından çok sular akmış ve yıl 2015. Bugün böyle bir görüntüye dünkünden daha da fazla muhtacız. Ama heyhat ki heyhat!

Şu anda bırakın dünyanın 8 büyük İslam ülkesini, burnumuzun dibinde Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da… ellerini tutup ta havaya kaldırabileceğimiz bir pozisyon kaldı mı? Tutacak bir el var mı?

Ben bu yazıyı yazarken yanımdaki bir dostum şöyle cevap verdi: “Evet var!” dedi. “Şu an elini sıkabileceğimiz, sıkmaya çalıştığımız tek kişi var!” Merakla sordum, kim o?  Cevabında ”Apo!” demesin mi?

Şaşkınlığımdan ne diyeceğimi bilemedim. Hay Allah iyiliğini versin demişim.

Acı ama gerçek. Kimseyle beraber olamamanın, elele tutuşamamanın adını da “Değerli yalnızlık” koymuşuz. Herkesle aramızın açık olmasının neresi değerliyse bir züğürt tesellisi uydurmuş, kendimizi avutuyoruz.

Bulundukları ortama göre kah “Gömleği çıkardık” kah “Biz de Erbakan’ın talebesiyiz”  diyenler önce adam akıllı “ne olduklarına” net bir karar verseler, sonra da şu D-8 işine bir el atsalar kanlı-katil ellere muhtaç olmaktan kurtulur da belki tutacak daha temiz eller buluruz.

Bu D-8’e el atma işi de öyle elinin ucuyla, olmayasıya, dostlar alışverişte görsün kabilinden değil, eliyle beraber kafasını, gövdesini bu işe koymakla olur. “İşte D-8 toplantıları devam ediyor ya” diye kimseyi kandıramazsınız.

Özel Bakanlık kurarak Avrupa Birliği’ne verdiğimiz önemin yarısını, üçte birini İslam Birliği’ne verseydik herhalde İslam dünyası şimdiki acıklı halinden çok daha iyi bir noktada olurdu.

Yıl 2015, Türkiye’de İslamcı olduğu konuşulan, Osmanlı’dan, Sultan Abdülhamid’den, hatta hatta hilafetten dem vuran bir iktidar var ama şu acı bir gerçek ki İslam dünyası ve bu coğrafyanın adı olarak anılan Ortadoğu, Osmanlı’dan bu tarafa en acıklı ve geleceği en belirsiz günlerini yaşıyor. İtirazı olan varsa buyursun, -diyebiliyorsa- “öyle değil” desin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Özkafa Arşivi