Cumhurbaşanı Erdoğan, Kobani Olaylarını Da 'Pensilvanya'ya Fatura Etti

Cumhurbaşanı Erdoğan, Kobani Olaylarını Da 'Pensilvanya'ya Fatura Etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde İŞID’in Kobani’ye saldırısını bahane ederek 2 polisi şehit edip, 37 kişinin ölümüne sebep olan olayları ‘Pensilvanya'ya fatura etti. Erdoğan, “'Kobani’de terör saldırısı var'...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde İŞID’in Kobani’ye saldırısını bahane ederek 2 polisi şehit edip, 37 kişinin ölümüne sebep olan olayları ‘Pensilvanya'ya fatura etti. Erdoğan, “'Kobani’de terör saldırısı var' diyerek Türkiye’de terör estirenler, bu nankörlüğü hiç kimseye yutturamazlar. Burada hem sizleri hem aziz milletimizin dikkatlerini bir noktaya çekmek istiyorum; son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğuna lütfen dikkat edin. Bu olayların arkasında sadece PKK yok. Bu olayların arasında sadece bölücü terör örgütü PKK’nın gölgesinde siyasi parti yok, hepsi var. Bu olayların arkasında Suriye’nin eli kanlı, zalim Esed rejimi de var. Bunların arkasında Esed rejimiyle ele ele, kol kola olan Türkiye’deki malum siyasi parti de var. Günlerdir terör örgütü ile aynı çizgide yayın yapan, terör örgünü methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, sorumsuz bazı kalemler de bunun içinde. Aynı şekilde o malum yabancı medya kuruluşları da bunun içinde var. Bu olayların arkasında Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Pensilvanya da var." diye konuştu.

Rize’de yaptığı konuşmada da ‘Türk bayrağı, Atatürk büstleri yıkılıyor, bakıyorsunuz o malum parti ile beraber iş tutuyorlar.’ diyen Erdoğan, “Bunlar Gezi’nin arkasında da durdular. Başarılı olamadılar. 17-25 ahlaksız darbe girişiminin arkasında da beraber durdular. Yine başarılı olamadılar. Paralel yapıya, Pensilvanya’ya sahip çıktılar. Onlarla da başarılı olamadılar. Şimdi maalesef şiddet eylemlerinin, Vandallığın, yağmacılığın, terör örgütlerinin arkasında duruyorlar. Yine başarılı olamayacaklar.”dedi.

Siyasi partilere ilkeli, ahlaklı olma ve meşruiyet sınırları içerisinde kalma çağrısı yapan Erdoğan, “Türkiye bu olayları aşar. Ama geride bu olaylara destek verenlerin ahlaksızlığı kalır ve bu da unutulmaz. Dün bazı uluslar arası gazeteler ve dergiler adeta düğmeye basılmışçasına, ‘Türkiye’de çözüm süreci bitiyor’ diye ortak bir ağızla yayın yaptılar. İçerde de bazı medya kuruluşları, bazı kalemler, ‘Çözüm süreci bitiyor’ zannıyla adeta avuçlarını ovuşturuyorlar. Biz çözüm sürecini, teröre, terör örgütlerine, onların kanlı tuzaklarına kurban etmeyiz. Çözüm süreci kardeşlik sürecidir.” şeklinde konuştu.

Konuşmasında tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devletin unutulmamasına isteyen Erdoğan, şu iddialarda bulundu: “Devletin içinde paralel devlet. Böyle bir şey olabilir mi? Ve artık paralel yapı ve onun uzantıları bundan sonra inşallah çok farklı bir yere oturtulacak. Bu da inşallah hemen, bu ay sonundaki Milli Güvenlik Kurulumuzun yine gündeminde yer almak suretiyle geleceğe onlarla ilgili çok farklı bir adımı atacağız. Çünkü bu operasyon lokal değildir, geneldir ve bunun adımını atacağız. Çünkü Türkiye’de devlete alternatif bir adım atılamaz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Eksiklerimiz, hatalarımız olmuş olabilir ama Allah bunu bize erken gösterdi. Bunu kararlı bir şekilde çözeceğiz.”

Erdoğan, kendisi ile ilgili ‘siyasi partinin sözcüsü gibi konuşuyor’ eleştirisini ‘yakıştırma’ olarak gördüğünü belirterek cevap verdi: “Halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı elbette farklı bir cumhurbaşkanı olmak zorunda. Milletin oylarıyla iş başına gelen bir cumhurbaşkanı milletin her meselesini kendisine dert edinen, milletin her meselesiyle ilgilenin bir cumhurbaşkanı olmak zorunda. Anayasa ve yasalar çerçevesinde siyasi partiler arasındaki tarafsızlığımızı koruyarak hükümetimizle uyum ve koordinasyon içinde inşallah koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olarak görevi ifa ediyorum ve edeceğim. Fakat birilerinin dediği gibi cumhurbaşkanı ‘bir siyasi partinin sözcüsü gibi konuşuyor’ gibi yakıştırmalara kusura bakmasınlar bizim prim vereceğimiz yakıştırmalar değildir. Biz hükümetimizle bir cumhurbaşkanı olarak iktidarımla ele ele, omuz omuza Türkiye’yi nasıl daha ileriye taşırız bunun gayreti içerisinde olacağız. Biz kalkıp da bu ülkede hükümetimizle hemfikir olduğumu her konuda sonuna kadar bir cumhurbaşkanı olarak bunların arkasında duracağım, durmaya devam edeceğim. Çünkü hükümet, devleti çalıştıran bir mekanizmadır. Bu siyasi mekanizmadan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak bizim ayrı kalmamız düşünülebilir mi? Farklı cumhurbaşkanı olmak budur. Yola çıkarken ne demiştik; biz farklı bir cumhurbaşkanı olacağız. İşte onun adımlarını atıyoruz.”

Erdoğan, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında isim vermeyerek eleştirdi: “Onların arkasına saklanan siyasetçe kılığındaki korkaklardan da bu tahriklerin hesabı sorulacaktır. Bunu bilmenizi istiyorum. Bir taraftan ‘sokağa dökülün’ diyeceksin. Öbür taraftan ‘biz özgürlük, barış, demokratik hakları kullanın dedik. Şiddete başvurun demedik’ diyeceksin. Bu nasıl bir siyasi sorumluluktur. Böyle bir şey olabilir mi? Siz neden rahatsız oldunuz? Mutluluk, huzur, refah bu mu sizi rahatsız etti? Düne kadar Güneydoğu, Doğu Anadolu’nun yaşam koşulları ortadaydı. 12 yıldır bu ülkede ayrım yapmaksızın 780 bin kilometre kareye muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkartma mücadelemiz ortada dururken, ben buradan seslenmek istiyorum; ey Doğulu, Güneydoğulu Kürk kardeşlerim şunu denemiz lazım; ‘eğer bugün bölgeye yatırımcı gelmiyorsa sizin adınıza konuşanlar yüzünden yatırımcı gelmiyor’ Ne olacak, adam gelip Güneydoğu’da yatırım yapıp da ondan sonra fabrikasının yanmasını mı bekleyecek. Devletin bankalarını yakacaksın, yıkacaksın, ondan sonra da utanmadan burada banka yok mu diyeceksin. Okulları yakıyorsunuz, hastaneleri yakıyorsunuz, huzurevlerini yakıyorsunuz,. Çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorsunuz. Siz nasıl bir siyasetçisiniz, siz nasıl bir insansınız? Neymiş, Kobani. Kobani ile Van’ın ne alakası var, Erciş’in ne alakası var. Kobani ile Muş’un, Hakkari’nin ne alakası var. Kobani ile İstanbul’un Ankara’nın Diyarbakır’ın ne alakası var. Dert başka. Kobani ile Patnos’un ne alakası var. Patnos’ta belediye binasını yaktılar. Belediye binası senin neyini rahatsız etti? Bildiğiniz otobüsleri yakıyorsunuz, Kürt vatandaşlarımın arabasını yakıyorsunuz.”

TSK'nın bugüne kadar hiç olmadığı şekilde donanımlı, müteyakkız ve her durama hazırlıklı olduğunu belirten Erdoğan, önce ‘Ey benim Kürt kardeşlerim hala bu adamların dersini vermeyecek misin?’ sorusunu yöneltti ardından, “Verseniz de vermeseniz de biz devlet olarak bu vatan topraklarını asla bu teröristlere yar etmeyiz. Gereken neyse onu yaparız. Asla bundan taviz vermeyiz. Bedeli ne olursa olsun yaparız. Bu sokağa çıkanlar da, bu piyonları sokağa itenler de bir şeyin farkında değiller; Türkiye Cumhuriyeti devleti bundan 15-20 yıl öncesi şartlarda değil. TSK bugüne kadar hiç olmadığı şekilde donanımlı, müteyakkız ve her duruma hazırlıklı. Emniyet teşkilatımız son derecek dikkatli, son derece tecrübeli ve olaylara karşı son derece hazırlıklı. Aynı şekilde istihbarat birimlerimiz hiç olmadığı kadar aktif ve başarılı. Bunun yanında sarsılmadan, taviz vermeden, asla geri adım atmadan demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini, hukuku en güçlü şekilde savunuyoruz, savunacağız. Yani hem güvenlik noktasında çok iyi durumdayız, hem de güvenlik-özgürlük dengesini çok iyi muhafaza ediyoruz.” diye konuştu.

Son günlerde sahnelenen eylemlerin Kobani’de yaşanan olaylarla uzaktan yakından ilgisi olmadığın savunan Erdoğan, şunları söyledi: “Kobani’de terör saldırısı var diyerek Türkiye’de terör estirenler bu nankörlüğü hiç kimseye yutturamazlar. Burada hem sizleri hem aziz milletimizin dikkatlerini bir noktaya çekmek istiyorum; son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğuna lütfen dikkat edin. Bu olayların arsasında sadece PKK yok. Bu olayların arasında sadece bölücü terör örgütü PKK’nın gölgesinde siyasi parti yok, hepsi var. Bu olayların arkasında Türkiye’de her türlü kaosun içerisinde yer alan çevreler var. Bu olayların arkasında Suriye’nin eli kanlı, zalim Esed rejimi de var. Bunlara yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bunların arkasında Esed rejimiyle ele ele, kol kola olan Türkiye’deki malum siyasi parti de var. Günlerdir terör örgütü ile aynı çizgide yayın yapan, terör örgünü methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, sorumsuz bazı kalemler de bunun içinde. Aynı şekilde o malum yabancı medya kuruluşları da bunun içinde var. Bu olayların arkasında Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Pensilvanya da var. Dikkat eden hepsi aynı anda ve aynı şekilde, ayın üslupla saldırıya geçti. Ne dediler; ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ dediler. Türkiye Cumhuriyeti gerek başbakan olduğum dönemde, gerekse şuandaki başbakan ve hükümetimiz bugünü kadar hiçbir terör örgütüne en ufak bu tür bir destek asla vermemiştir. Bu tür iftirayı yapanlar çok açık ve sert konuşuyorum; alçaktır. Bunlar vatan hainidir. Kim bu ifadelere kullanıyorsa, hukuk da bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir, kim hangi iddiayı ortaya atıyorsa bu iddiasını ispatla mükelleftir. İspat ediyorsa alçaktır, haindir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Batı’nın bazı devletlerinin yakıştırmalarıyla konuşmak ihanettir. Bunu ispat etmeleri gerekir. Biliyorsunuz bunları Gezi olaylarında da yapmışlardı. 17-25 Aralık darbe girişimlerinde de yapmışlardı. 30 Mart, 10 Ağustos seçimlerinde işte bu ittifak milleti karış saf tutuştu. Türkiye’deki istikrar ve güven aleyhine nerede bir hareket, nerede bir eylem varsa işte bu çevreler kenetlenmiş bu şekilde bize karış saldırıya geçmişti. Ama millet buna pirim vermedi.”

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.