Çocukla Birlikte Büyümek
Hatıralar canlanıyor yazı serisi -4-
Tarih boyunca Rus’un, Bulgar’ın, Yunan’ın ve Rum’un, Ermenilerin milletimize reva gördükleri zulüm ve katliamları, şimdi onların çocuklarına ödettirmek gibi bir yola girmemiş, bu konuda “kin anıtları dikmemiş” her yıl dönümlerinde ağıtlı şölenler yapmamıştır.
Hiç unutulmamalıdır ki, “kin, önce onu taşıyanı perişan eden bir hastalıktır”
Onun içindir ki Peygamberimiz son veda hutbesinde yüz bin Sahabeye yaptığı o çok mufassal (özet) konuşmasında; “Kan davalarını kaldırdığını…” ilan etmiştir. Artık bundan sonra kıyamete kadar Müslümanlar arasında kardeşlik ve sevginin hükümran (hâkim) olmasını istemiştir.
İşte çocuklarda doğuştan var olan bu hasletleri (özellikleri) hiç bozmadan devam ettirmek, bu konuda birçok çalışma yapmak bizim “Milli çocuğumuzu yetiştirmemiz…” anlamına gelmektedir.
AVRUPA’DA ÇEKİLEN KULAĞIM
1990 yıllarında idi zannediyorum. Avrupa’da, İsviçre’de yaşayan Müslüman Türkler beni oraya davet etmişlerdi. Programımda yaptığım değişiklikle onların ziyaretine gittim. İsviçre’nin Zurih kentinde ve orada çalışan bir Karamanlı kardeşimin evinde misafirim.
Bu kardeşim aynı zamanda Avrupa’daki Müslüman Türklerin kendilerini ve çocuklarını koruyabilmek Hıristiyanlar arasında asimile olmamak için kurdukları “Milli Görüş” derneklerinin de Zurih başkanı idi.
Misafir kaldığım evden eşi ve çocukları ile birlikte çıktık. Hazırlanmış bir programa gidiyoruz. Ben aracı kullanan bu Karamanlı kardeşimle önde oturuyoruz, eşi ve çocukları ise arka koltukta oturuyorlar.
Yolda çalışmalarımızı karşılıklı olarak birbirimize anlatırken aracın arkasında oturan hanım kardeşim, bana hitaben;
“Nevzat bey. Siz Türkiye’de çok büyük bir gençlik kuruluşunun başındasınız. Ancak çocuklara yönelik çalışmalarınızı da görmek istiyoruz. Bizim çocuklarımız İsviçre’de ve bunların ilkokullarına gidiyorlar. Onlara orada sadece Hıristiyanlık bilgileri ile Hıristiyanlık kültürü aşılanıyor. Nevzat bey bizim çocuklarımızı sizler kurtarabilirsiniz. Sizden bunu bekliyoruz” şeklinde bir konuşma yaptı.
Haydi, buyurun bakalım(!) Türkiye nere, İsviçre nere… Gerçekte Hükümetlerden istenecek görev kimden isteniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.