Çiftkaya, ‘Dağdaki terör ovaya indi’
Demokrat Parti İl Başkanı Mehmet Ali Çiftkaya, düzenlediği basın toplantısında açılım konusu ile Tokatta 7 Mehmetçiğin şehit edilmesi olayını değerlendirdi.
Çiftkaya, “Tokat’ın Reşadiye ilçesinde yaşanan acı olay terörün ovaya indiğinin bir göstergesidir. AKP iktidarının ‘Açılım’ diye adlandırdığı politikanın aslında, terör örgütlerini meşru hale getirdiğini görüyor, hatta bir terörist başının konforunun, devlet meselesi haline dönüştürülmesini de, affedilmez bir siyasi hata olarak değerlendiriyoruz. Tokat’taki saldırıda şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, aziz şehitlerimizin aileleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına başsağlığı, yaralı Mehmetçiklerimize de acil şifalar diliyorum” dedi.
Konuşmasına açılım konusunda yaşanan endişeleri dile getiren Çiftkaya, “Ülke gündemini meşgul eden ve hiçbir kimsenin net bir bilgi edinemediği açılımın kaderi, sanki Öcalan’ın hücresinin metrekaresine endekslenmiş gibi. ‘Demokratik açılım’ tartışmaları, bitmek bilmeyen can alıcı provokatif eylemlerle lekelendi. Son olarak ta 7 askerimizin şehit edilmesi ile açılım diye millete sunulan ama içi hala açılamayan ne olduğu belirsiz proje milleti bölünme noktasına getirdi” diye konuştu.
Başta sivil anayasa ve demokratik düzenlemeler olmak üzere, Türkiye’nin gerçek gündeminin güme gittiğini de ifade eden Çiftkaya, “Başbakan’ın ABD ziyaretinde Washington’un tavizli talepleri kamuoyunun nazarından kaçırıldı. 19 Ekim’de Kandil’den önderlerinin talimatıyla geldiklerini ve asla pişman olmadıklarını ifade ederek, ‘örgütün mesajını getirdiklerini’ anlatan Habur şovu aktörlerini tahrik ve tehdit dolu toplantılarda konuşturan DTP, açılımı anarşiyle sokağı teslim alan korsan gösterilere boğmakta, siyasi parti ile terör örgütü birbirine karışmakta. DTP Genel Başkanı Türk, ‘İmralı düzelmeden açılımdan söz edilemez şartını ileri sürmektedir. Gelinen süreçte, yabancı istihbarat servislerine alet olmuş, ecnebi projelerine maşalık etmiş, teröre taşeronluk yapmış Marksist terör örgütü başını Kürtlerin ve bölgenin tek temsilcisi, önderi gösterilip adeta bir siyasî mahkûm olarak lanse ediliyor ve terörist başı, barışın olmazsa olmaz şartı olarak sunuluyor. Bunun soncunda ise İmralı’daki koğuşun koşulları değişmezse çatışma ortamına geri dönülür” tehdidinde bulunuluyor. Bu kabul edilemez” dedi.
Konuşmasının sonunda açılım adı altında ülkede her gün olayların yaşandığını sözlerine ekleyen Çiftkaya, “Terör örgütü ve işbirlikçileri, Türkiye’nin demokratikleşmesini istemiyor. Dağdaki terör ovaya inmiş, etnik tahrikle milleti ve ülkeyi bölmeye çalışıyor. Neticede, açılım süreci çıkmaza girip toplumda kargaşa ve kaosa dönüşüyor, olacağı buydu dedirtiyor. Sonuç olarak darbe anayasasını değiştirme noktasında samimi bir çaba göstermeyen, milletin tamamının ihtiyacı olan hürriyet ortamını sağlayamayıp ülkeyi bir korku cumhuriyeti haline getiren iktidar ülkeye zarar vermektedir. Ülkemiz çok sıkıntılı günlere gebe görünmektedir. Bu aşamada sorumluluk sahibi herkese düşen görev, tahriklere kapılmadan, tahrik etmeden doğruları söylemeye devam etmektir. Tahrip etmek kolaydır, ama inşa etmek, yapmak zordur.
Bin yıldır birlikte yaşamış Türkler ve Kürtlerin mutluluğu birbirini anlamak ve haklarına saygı göstermek ve demokrasinin kurallarını uygulamaktan geçmektedir. Bizi birbirimize bağlayan maddi ve manevi bağlarımızı bilmek ve kuvvetlendirmek zorundayız. Buna her zamankinden daha fazla mecburuz” diyerek açılım konusunda yaşadıkları endişeyi dile getirdi.
ALİ SAİT ÖGE
Konuşmasına açılım konusunda yaşanan endişeleri dile getiren Çiftkaya, “Ülke gündemini meşgul eden ve hiçbir kimsenin net bir bilgi edinemediği açılımın kaderi, sanki Öcalan’ın hücresinin metrekaresine endekslenmiş gibi. ‘Demokratik açılım’ tartışmaları, bitmek bilmeyen can alıcı provokatif eylemlerle lekelendi. Son olarak ta 7 askerimizin şehit edilmesi ile açılım diye millete sunulan ama içi hala açılamayan ne olduğu belirsiz proje milleti bölünme noktasına getirdi” diye konuştu.
Başta sivil anayasa ve demokratik düzenlemeler olmak üzere, Türkiye’nin gerçek gündeminin güme gittiğini de ifade eden Çiftkaya, “Başbakan’ın ABD ziyaretinde Washington’un tavizli talepleri kamuoyunun nazarından kaçırıldı. 19 Ekim’de Kandil’den önderlerinin talimatıyla geldiklerini ve asla pişman olmadıklarını ifade ederek, ‘örgütün mesajını getirdiklerini’ anlatan Habur şovu aktörlerini tahrik ve tehdit dolu toplantılarda konuşturan DTP, açılımı anarşiyle sokağı teslim alan korsan gösterilere boğmakta, siyasi parti ile terör örgütü birbirine karışmakta. DTP Genel Başkanı Türk, ‘İmralı düzelmeden açılımdan söz edilemez şartını ileri sürmektedir. Gelinen süreçte, yabancı istihbarat servislerine alet olmuş, ecnebi projelerine maşalık etmiş, teröre taşeronluk yapmış Marksist terör örgütü başını Kürtlerin ve bölgenin tek temsilcisi, önderi gösterilip adeta bir siyasî mahkûm olarak lanse ediliyor ve terörist başı, barışın olmazsa olmaz şartı olarak sunuluyor. Bunun soncunda ise İmralı’daki koğuşun koşulları değişmezse çatışma ortamına geri dönülür” tehdidinde bulunuluyor. Bu kabul edilemez” dedi.
Konuşmasının sonunda açılım adı altında ülkede her gün olayların yaşandığını sözlerine ekleyen Çiftkaya, “Terör örgütü ve işbirlikçileri, Türkiye’nin demokratikleşmesini istemiyor. Dağdaki terör ovaya inmiş, etnik tahrikle milleti ve ülkeyi bölmeye çalışıyor. Neticede, açılım süreci çıkmaza girip toplumda kargaşa ve kaosa dönüşüyor, olacağı buydu dedirtiyor. Sonuç olarak darbe anayasasını değiştirme noktasında samimi bir çaba göstermeyen, milletin tamamının ihtiyacı olan hürriyet ortamını sağlayamayıp ülkeyi bir korku cumhuriyeti haline getiren iktidar ülkeye zarar vermektedir. Ülkemiz çok sıkıntılı günlere gebe görünmektedir. Bu aşamada sorumluluk sahibi herkese düşen görev, tahriklere kapılmadan, tahrik etmeden doğruları söylemeye devam etmektir. Tahrip etmek kolaydır, ama inşa etmek, yapmak zordur.
Bin yıldır birlikte yaşamış Türkler ve Kürtlerin mutluluğu birbirini anlamak ve haklarına saygı göstermek ve demokrasinin kurallarını uygulamaktan geçmektedir. Bizi birbirimize bağlayan maddi ve manevi bağlarımızı bilmek ve kuvvetlendirmek zorundayız. Buna her zamankinden daha fazla mecburuz” diyerek açılım konusunda yaşadıkları endişeyi dile getirdi.
ALİ SAİT ÖGE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.