En güçlü silah, kitabım (16)

Bakış açısı belirtilmeden yazılan haberler, yorumlar okuyanları ve seyredenleri yanıltmaya yöneliktir ve art maksatlıdır. Aslında olayın gerçeğini onlarda bilirler ama çıkarlarını, dünya kamuoyunu yanlışlara yönetmek suretiyle elde ettiklerinden, bu şekilde olmaları onların adeta bir karakteri haline gelmiştir.

Atalarımız onların bu ahlak karakteristiğini bizlere;    “Yahudi, hem vurur. Hem de;  ne vuruyorsun?” diye bağırırmış, diyerek anlatırlar.

Bu atasözümüzde bahse konu olan insan, görüleceği gibi Yahudi’dir ve medya imparatorluğunda da karşımıza yine Yahudi çıkmaktadır.

Batılın (tüm yanlışların) bu şekilde davranması, kendine göre hak olarak algıladığı mef’umlarından (esaslarından) kaynaklanmaktadır.

Merhum Necmettin Erbakan’ın ifade ettiği hak kavramı ve onun doğduğu kaynakları şu şekilde açıklamıştır. Aslında burada sayılan maddeler, uzun uzun açıklamaya ihtiyaç duymaktadır. Ancak konumuz medya olduğundan, bunları sadece birer madde olarak zikrediyoruz.

Birleşmiş Milletlerin göz kırparak sorduğu İsrail askeri, tankla vurduğu çocuğu “teröristi (!)” tarif edebilmektedir.

Batılın hak anlayışına göre hak 4 sebepten doğar;

1. Kuvvet,
2. Çoğunluk,
3. İmtiyaz (Ayrıcalık)
4. Menfaat (çıkar)

Hakiki hak anlayışına göre de hak 4 sebepten doğar;

1. Cenab-ı Hakk’ın bütün insanlara doğuştan eşit olarak verdiği temel insan hakları

1. Yaşama hakkı
2. Neslin korunması, ırz ve namusun korunması,
3. Mülkiyet (mal edinme) hakkı,
4. Aklın korunması hakkı,
5. İnancın korunması hakkı.

1. Emek karşılığı doğan hak,
2. Karşılıklı rıza ile yapılan mukaveleden doğan hak,
3. Adalet gereği doğan haklar.

Siz, kuvveti, çoğunluğu, çıkarı ve imtiyazı hak sebebi sayar ve bir haberi topluma  aktarırken bu esasları uygularsanız, kendiniz de batıldasınız (yanlışta) sizi takip eden okuyucu veya seyirciyi de batıla itmiş olursunuz. Yok, eğer gerçek hak anlayışına sahipseniz, vereceğiniz haberler, yapacağınız yorumlar hep hakiki hak anlayışı çerçevesinde olacaktır.

ÇARPIK BAKIŞ, YANLIŞ İNANIŞ

Biz, bakış açısı, yanlış bakış açısı diye uğraşırken, bir de karşımıza “Çarpık bakış açısı” diye bir haber değerlendirme şekli çıkmaktadır.

Fikir ve olayları, haber veya yorum olarak aktarılırken, olduğunun tamamen tersine yapılan bir gazeteciliktir bu… “Masa başı haberi” olarak adlandırılan bu türlü haberleri gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.  Haberi yazanın hayali sizi nereye sürüklerse oraya gidersiniz.

Bu tür gazetecilikte masum, mahkûm gösterilir, mahkûm da masum… Bu tamamen haberin veriliş tarzı ile ilgilidir. Okuyucu ve seyirci kesinlikle bunu anlayamaz. Bir insan devamlı olarak aynı medyadan beslenmekte ve o medyanın tesiriyle yanlış yolda gidiyorsa, kendini “Ben doğru yolda gidiyorum” zannetmesi de gayet doğaldır. 

Bunlar, “yeryüzünün iyiliğe programlanmış yegâne insanı olan Müslüman’ı” medya gücü ile terörist ilan etmekte ve maalesef Müslümanlar da medyayı gereği gibi kullanamadığından bu ithamın altında ezilmektedirler.

Bu nedenledir ki tarihte olduğu gibi günümüzde de ABD’si, İngiliz’i, Alman’ı, Fransız’ı, İtalyan’ı, Rus’u, Çin’i… Önce Müslüman ülkelerde terör üretmekte, sontra ellerindeki medya ile Müslümanları terörist göstermekte ve daha sonra da gidip o ülkeyi işgal etmektedirler. Ve ne hazindir ki bu işgali yaparken, “biz o ülkeye demokrasi götürüyoruz” diyebilmektedirler. Sonra da o ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ellerine geçirmektedirler. Bakın Irak’, Suriye’ye, Libya’ya, Afganistan’a…

Bu zulüm zinciri, Irkçı emperyalizmin elinde ki medya tarından sürdürülmektedir.