Çakır: Kimse Bizim düdüğümüzü asmasın

Çakır: Kimse Bizim düdüğümüzü asmasın

FIFA kokartlı hakem Bülent Yıldırım, Türkiye’de hakemlerden beklentinin çok büyük olduğunu belirtti.

Cüneyt Çakır, “Hakeme bir fiske vuran hapse atılsın” önerisinde bulundu. Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Nazım Ekren başkanlığında yaptığı toplantıda süper lig hakemlerini dinledi. Komisyona davet edilen Turkcell Süper Lig hakemleri Cüneyt Çakır, Bülent Yıldırım ve Kuddusi Müftüoğlu, komisyon üyesi milletvekillerinin yönelttiği sorulara çarpıcı cevaplar verdi.
Komisyonda milletvekilleri, ünlü hakemlere, ‘Büyük takımların maçlarından etkileniyor musunuz?’, ‘Emekliliğinizde televizyon yorumcusu olmayı düşünüyor musunuz?’, ‘Eski hakemlerin yorumları sizi nasıl etkiliyor?’, ‘Tribünlerde yaşanan şiddetin önlenmesi konusunda size verilen yetkiler yeterli mi?’ sorularını yöneltti.
YILDIRIM: İLK 24 SAAT HAKEM KARARLARINI YORUMLAMAK YASAKLANSIN
Bülent Yıldırım, hakem üzerinden şiddetin tartışılmasının son derece yanlış olduğunu vurgulayarak, şiddetle hakemi birlikte ele almanın sağlıklı olmadığını ifade etti. Eski hakemlerin sorumsuz yorumlarıyla yöneticilerin sorumsuz beyanlarının, hakemlerin de şiddete maruz kalmasına neden olduğunu dile getiren Yıldırım, zaman zaman hedef haline gelebildiklerini söyledi. Yıldırım, yayın ihalesi yapılırken yayıncı kuruluşla imzalanan sözleşmeye bu konuda bir madde eklenebileceğini belirterek, “İnsanların sağduyuyu kaybedebildikleri maçtan sonraki ilk 24 saat, hakem kararlarına ilişkin değerlendirme yapmayı yasaklayabiliriz. Bunun örneği İngiltere’de var” diye konuştu.
Son 3 yılda bir istikrarın yakalandığını belirten Yıldırım, bu dönemde Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde maçlar yönetmeye başladıklarını anlattı. Türkiye adına bunların çok sevindirici olduğunu kaydeden Yıldırım, “Keşke daha genç yaşlarda bu desteği alabilseydik de daha erkenden rekabet edebilseydik. Kendi adıma bundan hicap duyuyorum. 38 yaşımı tamamladım. Bu şansı bundan 2-3 yıl önce yakalasaydım çok daha büyük hedeflerim olabilirdi” diye konuştu.
Hiçbir hakemin büyük takımlardan etkilenmediğini kaydeden Yıldırım, “Ben psikiyatrisi değilim. Bunun bilinçaltı düzeyinde yansımaları bana birileri bilim yoluyla ifade edebilir, ben de savunmamı yaparım. Ama buna bilinç düzeyinde zaten evet demem mümkün değil. Bunu kabul etmiyorum. Büyük takımlardan bizim etkilenmemizden daha ziyaret kamuoyunun etkilenmesi söz konusu. Medya da ekonomik güç de onların elinde” şeklinde konuştu. Geçen yıl oynanan Diyarbakır-Bursa maçında yaşananlar üzerinden hakemlerin rolünün tartışıldığını anlatan Yıldırım şöyle konuştu: “Aslında öyle bir rol tanımı çıkıyor ki burada, maşallah Peygamberlik gibi hakemden beklenen şey. Şiddeti hissedeceksiniz, kaynağını bileceksiniz, müsabaka öncesinde engellemeye çalışacaksınız, olduğu anda müdahil olmaya çalışacaksınız, çözeceksiniz, karar alacaksınız. Böyle bir hakem modeli dünyada yok. Böyle bir beklenti de yok dünyada. Biz böyle bir sorumluluğu da istemiyoruz.” Yıldırım, hakemliği bıraktıktan sonra televizyon yorumcusu olmayı düşünmediğini ifade etti.
ÇAKIR’DAN YÖNETİCİLERE SİTEM
Cüneyt Çakır ise eski hakemlerin yorumlarının kendilerini zaman zaman olumsuz etkilediğini belirterek, teknik yorumların dışında yapılan kişisel yorumların, hakemler açısından problem doğurduğunu vurguladı. Yöneticilerin hakemlerle ilgili yaptıkları açıklamalardan da şikayet eden Çakır, bir hakemin bir maçtan sonra televizyonlara çıkıp, ‘Şu yönetici şu transferi yapmasa bu maç 3-0 bitmezdi’, ya da ‘Teknik direktör 60. dakikada 3 oyuncu değiştirseydi bu maçı kendi lehine çevirebilirdi’ şeklinde yorum yapmasının bütün ülkeyi nasıl şok edeceğine işaret etti. Çakır, “Aynı şekilde o yönetici ve teknik adamların da, hakemler hakkında bu şekilde konuşmaya haklarının olmadığını düşünüyorum. Biz hiç kimsenin yöneticiliğini bitiremiyorsak, teknik adamlığına son veremiyorsak, onlar da bizim düdüğümüzü asmamalılar bundan sonra. Bu ülkede demokrasi var. Buna izin vermemeliyiz. Gereken önlemler alınmalı” ifadelerini kullandı.
Futbol maçları sırasında ve öncesinde yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili dünyadan örnekler veren Çakır, zaman zaman bazı ülkelerde çok radikal kararlar alındığını hatırlattı. Gerektiğinde Türkiye’de de bu tür radikal kararların alınması gerektiğini dile getiren Çakır şunları söyledi: “Bir şeyleri önleyeceksek böyle radikal kararlar alıp birilerinin canını yakmalıyız. Birilerinin canı yanmalı ki doğruyu bulalım. Tribünlerdeki olayları her zaman münferit olaylar olarak değerlendiriyoruz. Evet doğru, kendini bilmez bir, iki kişi. Ama devamlı artarak ilerliyor. Bunu söylemeye devam ettikçe durmayacaktır. Hemen hemen her hafta amatör müsabakalarda bir hakem dayak diyor. Bunları hep münferit olay olarak görürsek haftalarca da dayak yemeye devam edeceğiz. Bunlara dur demek için ağır cezalar vermeliyiz. Gerekirse hapis cezası olmalı. Hakeme bir fiske vuran bir kişi hapse girmeli. Ama buna bir dur demeliyiz.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.