Bozkır’ın Kanayan Yarası…
Bozkır Postası; 05 Ağustos 2013 Pazartesi günü manşetten verdiği “Vicdanen Rahat mısınız?” haberi (http://www.bozkirpostasi.com/haber/bozkir/vicdanen-rahat-misiniz/175.html), Bozkır’da eğitimin tehlike çanları çalmaya başladığını işaret etmektedir. Haberin özetinde Bozkır zorunlu hizmet bölgesinden çıkarılınca okullarda branş öğretmen açığına bağlı olarak başarının düştüğünü ve çözüm konusunda etkili ve yetkili kişilerin duyarsızlığını gündeme getirmiştir.
Bozkır Postası; bu haberle eğitim adına öğrenci velilerin sesi kulağı olmuştur. Öğrenci velileri Bozkır’da eğitim kalitesinin eskiye nazaran düştüğünü yüksek sesle düşünmeye başladılar. Burada Bozkır Postası’nın amacı; ilçedeki okullarımızı ve bu okullarda canhıraş çalışan öğretmenlerimizi başarısız göstermek değildir. Amacı; çözüm üretebilme adına öğrenci velilerinin duygu ve düşüncelerini gündeme getirerek Bozkır’ın eğitimine katkı sağlayabilmektir.
İlçemiz 2010 yılında zorunlu hizmet bölgesinde çıkarılınca öğretmenler zorunlu hizmet için başka yerleri tercih etmeye başladılar. Bunun sonucunda da okullarda ister istemez branş öğretmeni açığı olmaya başladı.
Çarşı pazarda öğrenci velilerine çocuklarını sorduğumuzda; “Hocam çocuğum falan okulda okuyor; fakat Bozkır’ın eğitim başarısı gittikçe düşüyor.” diye serzenişlerde bulunmaktadırlar. Sebebini sorduğumda “öğretmen sıkıntısı” olduğunu söylüyorlar. Okul Aile Birliği nezdinde yaptıkları müracaatların sonuçsuz kalması velilerimizin endişelerini gittikçe arttırmışa benziyor. Öğrenci velileri tek çözümün Bozkır’ın tekrar zorunlu hizmet bölgesine alınması olduğunu söylüyorlar.
Öğrenci velilerinin serzenişlerine hak vermemek mümkün değil. Çünkü Bozkır zorunlu hizmet bölgesi iken okulların öğretmen kadrosu tam olunca gerek üniversite gerekse SBS’de çok daha memnun edici sonuçlar alınıyordu.
Bu yıl SBS sonuçlarına baktığımız zaman geçen yıllara nazaran (Bozkır zorunlu hizmet bölgesi iken) bir düşüş olduğu ve başarılı öğrencilerinde Bozkır dışındaki okulları tercih ettiklerini görmekteyiz. Başarılarından dolayı bu öğrencilerimizle birlikte emeği geçen velileri ve öğretmenlerimizi tebrik ederim. Bu çocuklar, iyi mi yaptı kötümü yaptı bunu zaman gösterecek. Geriye dönüp baktığımız zaman birçok öğrencimizin pişman olup geri döndüğü, dönmeyenlerinde sıkıntılar yaşadıkların duyduk. Biz, öğrenci ve velilerimize liseyi ailelerin yanında okunmasını tavsiye ettik. Çünkü ailenin ikinci plana itilip arkadaş çevresinin ön plana çıktığı ergenlik döneminde, aile kontrolünden uzak ve olumsuz arkadaş çevresinde kalan bu çocukları kazanacağız derken baştan kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Konya’da başarılı ve öğrenciler tarafından tercih edilebilecek bazı Anadolu Liselerimiz var. Fakat Bozkır Anadolu Lisesi önceki yıllarda (Bozkır zorun hizmet bölgesi iken) üniversiteye öğrenci yerleştirmede üst üste iki yıl Konya birincisi olmuş, Konya’nın en popüler Anadolu Liseleri geride bırakarak başarısıyla hepinizi gururlandırmıştı.
Bozkır’da bu yıl sağlık meslek lisesi, önceki yılda kız meslek lisesi açıldı (açılmasında emeği geçenlere teşekkür ederiz). Amaç açmak kadar eğitim kalitesini de yükseltmek gerekir. Bu da öğretmen kadrosunun tam olmasıyla mümkündür. Öğretmenlerinde gelebilmesi içinde (bir zamanlarda olduğu gibi) Bozkır’ın tekrar zorunlu hizmet bölgesi olması gerekir.
Peki bu nasıl olacak. Elini taşın altına koyması gereken etkili ve yetkili kişilerin, ellerini taşın altına koydukları zaman. Vicdanı rahat olmaması gerekenler vicdanlarının sesini dinleyip harekete geçtikleri zaman. Elini taşın altına koyması gerekenler, elini taşın altına koymayıp vicdanen rahat uyuyabiliyorlarsa eğitim adına kamuoyu oluşturmak gerekir.
Sorumluluk hatırlatma adına şöyle bir yanılgıya düşülmesin. Bu problem sadece Bozkır İlçe Milli Eğitim’in çözebileceği bir problem değildir. Bu problem Bozkır İlçe Milli Eğitimi aşar. Problemi çözebilmek içinde etkili ve yetkili kişilerin “Anakara’nın yolları aşındır(ıl)ması” gerekir. Bozkır Postası’nın deyimiyle “ilçedeki yetkililer, iktidar ve muhalefet parti temsilcileri” ile sivil toplum kuruluşları (dernekler, vakıflar…), sendikalar temsilcileri, okul aile birliği başkanları, kısacası Bozkırlıyım diyen etkili ve yetkili kişilerin bir araya gelerek problemi masaya yatırmalı ve bir yol haritası çizmelidirler. Problem masaya yatırılıp çözüme odaklanılmadığı takdirde Anadolu tabiri ile “Armut pişşş, ağzıma düşşş” diyeceğiz. Armudun pişmesi içinde “Köprünün altından çok sular akması” gerekecek. Akmasını beklerken de “Atı alan Üsküdar’ı geçti”ğini fark bile edemeyeceğiz.
Sonuç olarak bu çocuklar bizim geleceğimizdir. Geleceğimize yapılacak en güzel yatırımda çocukların eğitimlerine yapılan yatırımdır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.v.)’in: “İnsanoğlunun öldükten sonra amelinin kesilmeyeceği üç şeyden biri de kendisi için arkadan dua edecek hayırlı evlat.” hadisini bilmeyenimiz yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.