Bosnalı öğrencilerin tutkusu Türkçe öğrenmek

Bosnalı öğrencilerin tutkusu Türkçe öğrenmek

Konya'da yaz okuluna katılan Bosna-Hersekli Türkoloji öğrencileri Türkiye ve Türkçe sevgisini anlattılar. Boşnak öğrenciler, "Konya'da kendimizi evimizde gibi hissettik. Her yerde Bosna ile ilgili birşeyler görmek bizi çok mutlu etti" dedi

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ), geçen yıl Bosna-Hersek’te düzenlenen “15 Temmuz: Türkiye Aşkına” konulu kompozisyon yarışmasında dereceye giren Bosna-Hersekli Türkoloji öğrenimi gören öğrencileri ‘Yaz Okulu’ projesiyle ağırladı. Boşnak öğrenciler Merhaba Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu. Bosna-Hersek'in Saraybosna, Travnik ve Zenica gibi şehirlerden gelen Boşnak öğrenciler Türkçe öğrenme sürecini anlattı.

ABLASINI KISKANDI TÜRKÇE ÖĞRENDİ

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde Türkoloji Bölümünde okuyan Zerina Omerbaşiç, ablasının de Türkçe konuştuğunu ve ablasının Türkçe öğrenmesindeki en önemli etken olduğunu söyledi.

Zerina Omerbaşiç, "2001 yılında İstanbul'da doğdum. Dedemler 2. Dünya Savaşı'nda Türkiye'ye göçmüş. Babam da 18 yaşında Türkiye'de dedemin yanında yaşamaya gelmiş. Annem de aslen Karadağlı. Kuzenlerini görmek ve çalışmak için İstanbul'a gelmiş ve burada babamla tanışmış. Daha sonra Saraybosna'ya taşındık. Türkçe'yi 2,5 yaşında Bosna-Hersek'e geldiğimiz için ablam o zamanlar 7 yaşındaydı. O Türkçeyi çok iyi konuşuyor ve babamla gizli gizli Türkçe konuşuyordu. Annem ise çok iyi Türkçe iyi bilmiyordu. Ablamla ve babamın gizli gizli Türkçe konuşmalarını kıskanıyordum. Benden habersiz AVM'lere gidiyorlardı. Ben de her gün televizyonlarda film izliyordum. Böylece kendi imkanlarımla Türkçe öğrendim. İngilizce ve biraz Almanca da konuşabiliyorum.

KONYA'NIN HER YERİNDE BOSNA'YI GÖRDÜK

Daha önce Bursa ve İstanbul'a gittim. Konya'ya ilk defa geldim. Bosna-Hersek Mahallesi'ni görünce şaşırdım. Bosna-Hersek Ulu Camii, Aliya İzzetbegovic Camii, Saraybosna Parkı var. İlk geldiğimiz de Konya'daki ilgiyi görünce çok şaşırdık. Konya'da Bosna-Hersek'e bu kadar ilgi olduğunu düşünmüyorduk. İnsanlar Bosna-Hersek'ten geldiğimizi duyunca bize tatlı ısmarladılar. İçli köfteyi yapmayı çok seviyorum. Geçenlerde tiriti çok beğendim. Yeni favorim oldu. Saraybosna da Türkçe konuşma oranı her geçen yıl artıyor. Benim lisemde artık müfredatta Türkçe dersleri de konulmaya başladı. İnsanlar Türkçe öğrenmeye başladı. Dilimizde ortak kelimeler çok fazla. Konyaspor'un yarısı Boşnak futbolculardan oluşuyor. Ülkemizde Konyaspor yakından takip ediliyor. Hobi olarak bir instagram sayfasında spikerlik yapıyorum. Haberleri Boşnakça ve İngilizce'den Türkçe'ye çeviriyorum."

TERCİHİM TÜRKÇE ÖĞRENMEK OLDU

Saraybosna Üniversitesi Türkoloji 5.sınıf öğrencisi Travnikli Nudzejma Meviç ise Türkçe'yi öğrenme sürecini anlattı. Nudzejma Meviç, "Master tezimi hazırlıyorum. Gelecek yıla kadar tezimi tamamlayacağım. Muğla'da Erasmus öğrencisi olarak öğrenim göreceğim. Konya'ya ilk defa bu sene geldim. Beklediğimden daha güzel bir şehir. Dillere karşı her zaman bir ilgim vardı. Türkçe'yi ve Arapça'yı birlikte öğrenmek istedim. Ama tercihim Türkçe oldu. Türkçe bana yakın geldi. Bu yüzden çok zorlanmadım. Bir haftada 2 dersimiz oluyordu. Konuşmak için çok fırsatımız yoktu. Ama büyük bir sabırla Türkçe öğrenmeyi başardım. Türk dizilerini izliyordum. Gümüş dizisini izleyerek, Türkçe öğrenmeye başladım. Türkiye'yi ve Türkçeyi çok seviyorum. Türkler bana her zaman bana yakın ve samimi geldi. Sırpların bizleri Türk olarak çağırmasından dolayı asla gücenmedim bununla gurur duyuyorum. İlk defa Türkiye'ye geldiğim zaman sanki kendi ülkeme gelmiştim. Bunu hiçbir zaman unutmayacağım. Birçok deyimler bizim dilimize Türkçe olarak yerleşti. "Bayram Şerif Mübarek olsun, Allah razı olsun, başın sağolsun" gibi deyimler dilimizde Türkçe olarak kullanılıyor. Türk yemeklerini çok seviyorum" dedi.

adsiz-001.jpg

ABLAMLA BAZEN TÜRKÇE KONUŞUYORUZ

Türkoloji 2.sınıf öğrencisi Zenicalı Ehlimana Alihodziç, Türkiye'ye daha önce 12 defa geldiğini söyledi. Daha önce folklor gösterileri için Türkiye'ye geldiğini dile getiren Alihodzic, Konya'yı ilk defa görme imkanı bulduğunu söyledi. Ehlimana Alihodziç, şunları söyledi: "Daha önce Ankara'ya, Kahramanmaraş'a, Şanlıurfa'ya ve İstanbul'a gittim. Mardin'i görmeyi çok istiyorum. Ablam da Türkçe konuşuyor. Şimdi İstanbul'da master yapıyor. Ailemiz de iki kişi Türkçe konuşuyor. Bazen ablamla Türkçe konuşuyoruz. Her gün Saraybosna'da Konya'yı görüyoruz. Konya'dan gelen tramvayları kullanıyoruz. Konya'yı çok merak ediyordum. Mevlana'yı çok tanımak istiyordum. Konya beni çok etkiledi. Kültürümüzün, yemeklerimizin birbirine benzediğine şahit oldum. Türkçe şarkılar söylemeyi çok seviyorum. Kitap yazdım. Vatanseverlik üzerine bir kitap çalışmam oldu. Bazı Türk şarkıcıları dinliyorum. Özellikle Barış Manço'yu çok beğeniyorum. Boşnak şarkıcıların da Türkiye'de çok takip edildiğini öğrendim."

KUBAT'IN ŞARKISIYLA TÜRKÇE ÖĞRENMEYE BAŞLADIM

Türkoloji 3. sınıf öğrencisi Adina Kahriman da 12 yaşında Türkçe öğrenmeye başladığını söyledi. Adina Kahriman, şunları söyledi: "Bir gün televizyon izlerken bir şarkı duydum. Kubat'ın Gülüm diye bir türküsünü dinledim. Çok beğendim. Bu dili öğrenmelisin dedim. Ogünden sonra Türkçeyi öğrenmeye başladım. Birkaç ay sonra okulumuza Yunus Emre Enstitüsü'nden Türkçe ders verme teklifi geldi. Ortaokulda ve lisede Türkçe öğrenmeye devam ettim. Videolar izleyerek, filmler izleyerek Türkçemi geliştirdim. Bir yarışma düzenlendi, burs kazandım ve Türkoloji bölümü okumaya başladım. Bosna'daki bir grupta şarkılar ve ilahiler okuyordum. Birçok şehirde konserler verdik. En çok İzmir'i beğendim. İstanbul'da yaşamak çok zor. Konya'yı çok beğendim. Türk baklavalarısnı çok beğendim. Bizim baklavalar çok şekerli ve büyük. Konya'da Bosna-Hersek Mahallesi'nde kaldık. Kendimizi evimizde gibi hissettik. İnsanların bize karşı davranışı çok iyiydi. Türk ordusunu yakından takip ediyorum. Çünkü nişanlım Ankara'da askeri eğitim görüyor. Ankara'da 5 sene kalacak. Alışverişe gittiğim zaman insanların burada gözlerin lens mi diye sorması beni çok mutlu etmişti."

TÜRKÇE MACERAM SAVAŞ YILLARINDA BAŞLADI

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dzenana Braçkovic ise Türk dili dersleri veriyor. Braçkovic, şunları söyledi: "Türkçe ile maceram savaş yıllarında başladı. Rahmetli eniştem Türktü. Teyzemler savaşın başlangıcında Türkiye'ye geldiler. Savaşın ilk yılında Saraybosna'daydım. 1993'ün başında İstanbul'a geldik. İstanbul'da 1.sınıfı okudum. 2006'da yılında üniversiteye başladım. Doktoramı 2 sene evvel Hacettepe Üniversitesi'nde tamamladım. Her sene Türkiye'ye gidip gelirdik. Çocukluğumda hep Türkçe konuşuyorduk. Konya'ya bu üçüncü gelişim. İlk geldiğimiz zaman Mevlana Müzesi'ne gezmiştik. İngilizce ve Türkçe'nin yanı sıra Fince de biliyorum. Finlandiya'da 3 sene yaşadım ve orada ameliyat oldum. 3, 4 ve 5. sınıfları Finlandiya'da okudum. Saraybosna'da Fin Dili ve Edebiyatı yoktu. Ben de Türk Dili ve Edebiyatı okumayı tercih ettim. Finlandiya'daki mağazalarda Türk ürünleri görünce çok mutlu oluyordum. Kütüphenelerden Türkçe kitaplar alıyordum. Finlandiya'da bile Türkçe ile ilişkim devam ediyordu. 1992 yılından bu yana Türkçe ilişkim devam etti. Konya'nın ruhu farklı, çok sakin bir yer. Ankara'da 5 sene yaşadım. Konya'yı çok büyük buldum. Konya'nın daha fazla yeşilliğe ihtiyacı var."

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.