Adem Turan

Adem Turan

Bizim millete bir şeyler olmuş

Bizim millete bir şeyler olmuş

 

Geçen hafta sonu sokağa çıkmama yasağı imtihanımızda sanki sınıfta kaldık gibi. Yasağın televizyonlarda ilan edilmesini müteakip insanlarımız iki günde ne kadar ekmek yada nevale  yiyecekse marketlerde, fırınlarında sıra kapmaca oynamışlar. Bazıları daha ileri giderek kavgaya tutuşmuşlar, doğal olarak ne sosyal mesafe kalmış ne de nezaketlik. Zannedersiniz ki yunan askerleri ile savaşıyorlar. Doğrusu çok yadırgadık, hatta ayıpladık.

           Ekranlarda bunları izlerken, zihnimizde çocukluğumuzda yaşadığımız günlere gidiyoruz. Beyin hard diskimiz devreye girmesi ile birlikte beynimizdeki fırtınalar kalbimize aksediyor. Haftanın belirli günü ekmek gününüydü. O geldi mi mutlaka evde ekmek yapılacak. İşin bitmesini beklemeden komşulara da sevk edilecek. Tandırdan çıkan o kokunun ulaşacağı her eve mutlaka ekmek ikram edilecek. Onların gönülleri hoş edilerek duaları alınacak.  Aksi takdirde kendilerini suçlu hisseder, görüştüğü zaman mazeretini anlatır, helallik ister.   

           Böyle ataların neslinden gelen günümüz insanların tutumları bağlaştırmakta güçlük çekiyor ve ne oldu bu asımın nesline diye hüzünleniyoruz.

           Asımın nesli deyince, Asım’ı biraz yakından tanıyalım isterseniz.

           Peygamberimiz (sav) kabilelerine İslam’ı öğretmek üzere öğretmen talebinde bulunan kişilerle beraber, aralarında Asım bin Sabit’in de bulunduğu 10 kişilik bir eğitici heyet gönderir. Ancak Reci denilen bir subaşında bu öğretmen sahabeler topluluğu Lihyanoğulları’nın saldırısına uğrarlar. Lihyanoğulları’nın amacı onları esir edip Kureyş’e satmaktır.

Bu nedenle onları sağ ele geçirmeye çalışıyorlardı. Fakat Asım, teslim olmamaya kararlıdır. O yiğitçe şöyle haykırıyordu: “Ben müşriklerin himayesini ömrüm boyunca kabul etmemek üzere yeminliyim. Vallahi bu kâfirlere asla teslim olmam. Allah’ım Resulullah’ı durumumuzdan haberdar et.’’ Bir taraftan da ok fırlatıyordu. “Ben ne diye çarpışmayayım. Gücüm kuvvetim yerinde, oklarım yanımda, yayımın kirişi kalın, enli temrünler sebebiyle kayıp gitmekte. Ölüm hak, dünya boş ve geçicidir.  Takdir edilen elbette başa gelecektir. İnsanlar er geç Allah'a dönecektir.”

           Kimliğimizi ve kişiliğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız. Elbette yaşadıklarımız hep bir imtihandır, zamanı gelince bizi terk edecektir. Asıl olan Allah ve Rasülünün istediği gibi bir kul olabilmektir.

            İnşallah bu hafta sonu daha temkinli ve duyarlı olacağız. Nahoş görüntülere şahitlik etmeme umuduyla, Cuma gününüz mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Turan Arşivi