“BİZİM ÇOCUKLAR”
Bugün 12 Eylül Cuma. Yıl 2014.
Yıllar önce, 1980, 12 Eylül ve yine böyle bir Cuma günü Kenan Evren darbe yapmıştı.
Evren ve darbedaşları 12 Eylül 1980’de darbe yaptıklarında Amerikan Başkanı Carter “Bizim çocuklar Türkiye’de işi bitirdiler” diye manidar bir açıklama ile olayı duyurmuştu. İngilizce aslıyla “Ourboys” yani, “Bizim Çocuklar” ifadesi ne kadar ilginç!
Adı “Mehmetçik” olan, adı “Peygamber Ocağı” olan, “Allah Allah” diyerek tarihte destanlar yazan bizim askerimiz, bizim çocuklarımız nereden ve ne zamandan beri Amerikan gavurunun çocukları oluyordu? Anlamak mümkün değil.
Ya da tersinden sorarsak asırlardır babaları Ahmet, Mehmet, Mustafa… olan bizim askerimizin babası ne zamandan beri Coniler, Jimmyler, Henryler… olmuştu?
12 Eylül böyle. 7 bin idam kararı, bir sağdan bir soldan seçerek 517 infaz, 171 işkenceden ölüm, 937 filme yasak, 39 ton gazete ve dergi imhası, 30 bin işten atılma, 14 bin vatandaşlıktan çıkartma, 23 bin dernek kapatma… gibi zulüm kokan rakamlarla tarihe geçti.
12 Eylül’den sonra 28 Şubat geldi.
Bu sefer darbe, “postmodern” adını alarak sahneye çıktı.
12 Eylül’de “Bizim Çocuklar” diyerek “Baba” rolünü oynayan Amerika acaba 28 Şubat’ta ne idi? Bu sefer “Baba”mı, “Dayı” mı, “Amca”mı… hangi rolde idi? Ya da “Rol” dememiz hata, yoksa bizzat “Senarist” mi idi?
İsterseniz ikisini birleştirip “Senaryoyu yazan başrol oyuncusu” da diyebiliriz.
Yazdı, oynadı, oynattı, seyrettirdi ve bir sonuç çıktı ortaya:
Bazı partiler kapandı, bazı partiler açıldı, bazı şahsiyetler kötülendi, bazıları allandı pullandı, Oval Ofis’te kabuller gerçekleşti. Uzun süren bir balayı yaşandı. Aradan yıllar geçti. Takvimler kopa kopa 17 Aralık’a geldi.
12 Eylül’de, 28 Şubat’ta başrolde olan güçler bu sefer 17 Aralık’ta işbaşı yaptı.
İş bu sefer, koyunlarında besleyip büyüttükleri birilerine ihale edildi. “Biz karışmayalım, ya da karışmaz gözükelim, siz halledin” denildi.
İşi “halletmesi” gerekenle, “halledilmesi” gerekenlerin kimlikleri enteresandı aslında.
Dün ikisi de hem birbirine dost, hem ikisinin de ihaleyi veren patronla bir sorunları yoktu.
Ama ne oldu bilinmez, araya kara kediler girmiş, dostluklar bozulmuştu. İş ihale edildi. Sonuç: Müteahhit beceremedi ve zararlı çıktı. Siz diyin “İhaleye fesat karıştı” ben diyim“Muhammen bedel şaştı.”
Anlasanız da anlamasanız da işte bir 12 Eylül’den başka bir 12 Eylül’e böylece girmiş olduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.