Çocuklarla… yazı serisi

Sevgili kardeşlerim,
Bana aileniz kaç kişi olduğunu söyler misiniz?
“Annem, Babam, iki de kardeşim var, beni de sayarsanız, beş kişidir” mi diyeceksiniz?
Daha mı az, yoksa daha mı fazla…
Siz haklısınız. Evet, her kes annesini, babasını ve kardeşlerini sayacaktır ve ailesinin kaç kişi olduğunu belirleyecektir.
Eğer sizinle kalıyorlarsa, Büyükbaba ve büyükannelerini de hesaba katacaklardır.
Buna çekirdek aile denmektedir.
Sevgili çocuklar,
Şimdi bir aile tarifini de ben yapacağım size…
Bu ailemizde yaklaşık olarak bir buçuk (bir milyar beş yüz milyon) milyar kardeşimiz var.
Evet, yüz değil, bin değil, on bin değil, yüz bin değil, bir milyon değil, on milyon değil, yüz milyon değil, bir milyar değil yaklaşık olarak bir bucuk milyarlık kişiyiz.
Bugün dünya da altı milyar insan yaşıyor. Bizler ise bunun bir buçuk milyarı içindeyiz.
Bizim beyaz derili kardeşlerimiz var. Kırmızı derili (kızıl derili) kardeşlerimiz var. Siyah derili kardeşlerimiz var.
Türkçe konuşan kardeşlerimiz var. Kürtçe konuşan, Arapça konuşan kardeşlerimiz var. Farsça (İran’ca) konuşan kardeşlerimiz var. İngilizce, Urduca, Rusça, Yunanca ve bütün Avrupa dilerinde konuşan kardeşlerimiz var.
Hatta Afrika’da yamyamca konuşan ama Müslüman olan kardeşlerimiz var.
Çünkü biz, bütün kardeşlerimizle, “tek tanrıya (Allah’a) inanıyoruz”
Hepimiz aynı yöne (Mekke’de ki Kâbe’ye) dönüyor, aynı şekilde ibadet ediyoruz.
Ramazan da ayında oruçlarımızı birlikte tutuyor, bayramları hep birlikte kutluyoruz.
Kurban bayramında kurbanlarımızı birlikte kesiyor, kurbanımızı etlerini et yiyemeyen fakir kardeşlerimize gönderiyoruz.
Hac ederken Mekke’de bir Kâbe’nin etrafında hep birlikte toplanıyor ve ibadet ediyoruz.
Televizyon Hac belgeselleri yayınlarken görmüşsünüzdür… Sağında ki zenci, önündeki, Arap, solunda ki Endonezyalı… Başka renk başka dilden birçok insan bir aradalar.
Sevgili çocuklar,
Kardeşlerimizin bazılarının başına bir felaket gelse (Pakistan’da ki kardeşlerimiz sel felaketine uğradılar, Irak’ta ki, Filistin’de ki kardeşlerimiz düşmanlar tarafından işgal edildiler) hepimiz seferber oluyor o kardeşlerimize yardımlar gönderiyoruz.
“Mavi Marmara” gemisi Filistinli kardeşlerimize yardım götürürken İsrailliler tarafından vurulmadılar mı?
Dikkat ediyorsanız bunları sayarken hep kardeşlerimiz diyoruz.
O halde bize düşen şey bütün kardeşlerimizle iyi ilişkiler içerisinde bulunmaktır.
Onları tenlerinin rengine, dillerinin farklı olmasına göre ayırmamaktır.
KARDEŞLİĞİMİZ ALLAH’DAN
Sevgili kardeşlerim,
Bizleri ve bütün kâinatı (âlemi) yaratan Allah (c.c) bizi kardeş olarak bildirmiş.
Kur’anda; “Bütün Müminler (Müslümanlar) birbirinin kardeşleridir” buyurulmuş.
Sevgili Peygamberimiz; “Batıda ki bir Müslüman’ın ayağına bir diken batsa, Doğuda ki onun acısını duyar” buyurmuş.
Allah böyle buyurunca, hiç kimsenin buna itiraz etmeye hakkı bulunamaz.
Peki, Müslüman olmayanlar bizim düşmanımız mıdır?
Hayır. Onlar eğer bize saldırmazlarsa bizim düşmanımız değildirler.
Biz onların da tek tanrıya ve onun Peygamberi Hazreti Muhammed’e inanarak dünya ve ahirette mutlu olmalarını isteriz.
Hatta bunu için çalışırız ve büyük sevaplara kavuşuruz.
İyilik yaparken sadece kardeşlerimize değil bütün insanlara iyilik yapmaya çalışırız.
Yine Peygamberimiz; “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır” buyurarak bizim iyiliklerimizi büyün insanlara eriştirmemizi istemiştir.
İlim adamlarımız yeni bir icat bulursa bu icattan bütün insanlar yararlanmalıdır.
Uzak ve yakın komşu devletlerde bir felaket olursa onların da yardımına koşmamız gerekir.
Özetle, “Müslüman, elinden ve dilinden kimseye zarar vermeyen insandır”
Sevgili çocuklar,
Gördüğünüz gibi bizler kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün insanlara kucağımızı açmış ve onları da kucaklamışız.
Burada dikkat edilecek en önemli nokta, asla inancımızı değiştirmemeye, bizim dışımızda başka tanrılara inananların inançlarına katılmamaya dikkat etmemizdir.