M. Emin Karabacak

M. Emin Karabacak

Bayramda da Şükürsüzlükten Başı Ağrıyanlar…

Bayramda da Şükürsüzlükten Başı Ağrıyanlar…

Bir arkadaşım; başında geçmek bilmeyen bir ağrısı olduğunu ve benden de kendisine iyi bir doktor tavsiye etmemi istedi. Arkadaşım doktora her gidişinde doktorlar; başında bir şey olmadığını sadece kafaya bir şeyleri takmamasını söylemişler.

Arkadaşım, anlamadım gitti diyor ve ekliyor: “Hastaneye gidiyorum, film, tahlil ne varsa yapıyorlar; hiçbir şey çıkmıyor. Sanki doktorlar ağız birliği etmiş gibi hepsi aynı şeyi söylüyorlar ve hepsi aynı ilacı yazıyorlar. Ama benim kafadaki ağrı da bir türlü geçmek bilmiyor. Ya bana yardım et ya da iyi bir doktor tavsiye et.” dedi.

 Her şeyi olan arkadaşımın oturup haline şükretmesi gerekirken daha fazla kazanma hırsı içinde olduğunu, hırsı yüzünden tedavisini şükür yerine doktorda, ilaçlarda aramakta olduğunu gördüm.

Arkadaşıma:

-“Bildiğim kadarıyla senin evin, araban var. Eşin ve çocukların var ve sağlıkları da yerinde. Yani halin vaktin yerinde ve zekât-sadaka verecek kadar da gücün var. Sen bu kadar nimetler içinde yaşıyorsun ve bunun farkında değilsin. Mutluluğu Allah’u Teâlâ’nın sana vermiş olduğu nimetlere şükretmekte aramak yerine her şeyin en iyisini almak ve ona kavuşmakta bulacağını zannediyorsun.

 Bir zamanlar “Bir evim bir arabam olsun yeter.” derdin. Bugün ise arabanın sıfırını isterken yarın evin ikincisini ve yazlığını isteyeceksin. Elindeki nimetlere şükretmeyip daha fazlasını istemekle hem psikolojini hem de sağlığını sıkıntıya sokmaktasın.

 Hayatında Allah’a şükür adında bir davranış var mı? Kaç öğrenciye burs verebiliyorsun ya da kaç tane fakire yardım edebiliyorsun? Bugüne kadar hep sahip olma zevkini tattın; fakat hiç verme zevkini tadabildin mi?

Bu saydıklarım senin hayatında yoksa mutluluğu bence doktorların vereceği ilaçlarda değil Allah’u Teâlâ’nın sana verdiği nimetlere şükürde bulabilirsin. Hayata şükreden bir kul gözlüğüyle bakmanı öneriyorum; çünkü elindeki ile yetinmeyip daha fazlasını isteyenlere Cenab-ı Hakk’ın razı olacağını düşünmüyorum.

Ebû Osman Hîrî Hazretlerine; "İnsanların içine nereden geldiği bilinmeyen keder nasıl çöker?" diye sorulunca; "Ruh, insanın işlediği günahları ve kötülükleri unutmaz. Nefis ise bunları unutur. Ruh, nefsin mahvolduğunun farkına varır ve bu sebeple insanın içine bir keder çöker. İnsan bunun sebebini anlayamaz." der.

İnsan benliğine giren olumsuz düşünceler yine insan benliğinden olumsuz olarak çıkacaktır. Senin geçmek bilmeyen baş ağrılarının nedeni de hayata ve kendine olumsuz gözlüklerle bakmandır. “Bilinçaltı aptaldır. Ne söylerseniz, ne düşünürseniz onu doğru kabul eder…” der Joseph Murphy. Öncelikle hayatınızı karartan o gözlükleri gözünden çıkarmalısın” diyerek şu önerileri kendilerine sundum.

Hayatı şükür ile anlamlandırmak için arkadaşıma yaptığım önerileri kendimize de önerebiliriz:

  1. Her ay bir öğrenciye az da olsa burs vermeyi,
  2. Akraba ziyaretleri yapmayı ve giderken de küçük de olsa hediyeler almayı,
  3. Eşinizle ve çocuklarınızla ayda bir kere de olsa dışarıda yemek yemeyi,
  4. Hayata ve olaylara olumlu şekilde bakmayı ve hayatı ona göre değerlendirmeyi,
  5. Rızka haram lokma karıştırmamayı ve en önemlisi Allah’u Teâlâ’ya kul olmaya çalışmayı,
  6. Aylık İslami bir dergiye abone olmayı ve onu ailecek okumaya çalışmayı öneriyorum dedim.

Bunun dışında şu bilgileri de her gün hatırlatma adına görebileceği yere asmasını önerdim.

Kur’an-ı Kerim de Cenab-ı Hak mealen buyuyor ki:

Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım” (İbrahim,7)

Biz şükreden kimseleri mükâfatlandırırız.” (Al-i İmran,145)

Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz. (Nahl,97)

Hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

 “Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.” (İ.Gazali)

 “Din işlerinde kendinden üstün olanı görüp ona uyan, dünya işlerinde ise kendinden aşağısına bakıp Allah’u Teâlâ’ya hamt eden şükretmiş olur.” (T.Gafilin)

Altı ay sonra durum değerlendirmesi yapmak üzere gelmesini söyledim. Altı ay sonra arkadaşımız hayatın ve yaşamanın anlamını fark etmiş, başının ağrısı geçmişti. Ayrıca bu dünyaya hükümdar değil kul olmaya çalışmaktaydı.

Ramazan Bayramını Tebrik Ederim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Karabacak Arşivi