Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Bataklık, Hakk'a Bağlılıkla Kurur

Bataklık, Hakk'a Bağlılıkla Kurur

Nereye gidiyoruz yazı serisi (8)

Siyasi karar, ya her derdimize dert katacak veya her derdimize derman olacak bir karardır. Bu olmadan ne bir derdimiz eksilir ne de mutlu ve mesut bir ortama geçilebilir. Konumuz, kız ve kadınlarımızın düştüğü bataklığı kurutmak ve bu bataklığa bundan sonra kimsenin düşmemesini sağlamak ise bu yine alınacak siyasi kararla olacaktır.
Onun için başımıza seçtiğimiz insanlar ve daha önemlisi bu insanların zihniyeti nedir? Bu zihniyet (insan değil) iktidara gelirse ne yapar, neleri yapamaz? İyi karar verilmelidir.
Güzel konuştuğu, çok kavgacı olduğu, bol parası bulunduğu, çok yakışıklı olduğu için veya çok taraftarı bulunduğu için kimse işin başına getirilmemelidir.
Bu yazı dizisinde incelemeye çalıştığımız, sayıları üç beş değil, yüz binleri bulan gazino, pavyon, bar ve genelevlere düşen kızlarımızı kurtarmak, onları kurtaramıyorsak bile hiç olmazsa yeni çocuklarımızın oralara düşerek birer seks kölesi haline gelmelerini önlemek zorundayız. Bunun için de başımıza seçeceğimiz siyasilerde hangi özelliklerin bulunması gerektiğine iyi dikkat etmeliyiz.
Elinizi vicdanınıza koyarak ve kendinize çok samimi davranmanızı isteyerek size bir soru sorsam ve cevabını da kendinize vermenizi istesem ne dersiniz?
 
Resim; Yanlış çok, doğru tektir. Yanlışta toplanan kalabalıklar, sadece yanlışta yaşanan zulümleri artırırlar.
BATAKLIĞI KİM KURUTABİLİR
Ülkemizde Ermeni vatandaşların kontrolündeki, kızlarımızı yine bizim iman ve ahlak düşkünü erkeklerimize peşkeş çekerek, sırtlarından vergi rekortmeni oldukları “Allah’ın; yapmayın değil, yaklaşmayın…” emrini verdiği zina felaketinden, kimler veya hangi siyasi zihniyet kurtarabilir? Kimler bu kangren olmuş bataklığı kurutabilir? Kimler buralara düşmüş, çaresiz kızlarımızın çığlıklarını dindirebilir?
Bu soruların cevabını kim olarak buldunuz?
Bataklığın içinde çırpınan, kendi başına gelen felaketin, kızının da başına gelmesini istemeyen, bunu için “karınca kararınca…” küçük de olsa, bataklığı kurutacak siyasi kadroya yardımcı olmayı tasarlayan, bir fahişenin hatırasını anlatmak istiyorum.
Hemen ilave edeyim ki bu hatırayı sadece ben anlatıyor değildim. Bir zamanlar aynı gayeler için birlikte çalıştığımız, sonra ne düşündü ve kimlerin tesiri altında kaldıysa bilmiyoruz, aramızdan ayrılarak yeni bir parti kuran ve bu partiyle seçimlere girerek 10 senedir iktidarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da anlatmaktaydı. İstanbul’da ki bir toplantıda çekilen video bandında bu hatırayı anlatmakta olduğu görülmektedir.
Sonra “Milli görüş gömleğini çıkardık” dediler ve iktidara geldiler. Hem de ne geliş… Cumhuriyet döneminde hiçbir partiye nasip olmayan ve TBMM’nin yüzde 60’ının ele geçirdikleri bir geliş… Hükümete sahip oldular. Aldıkları siyasi kararlarla işte tam 10 seneden beri ülkemizi ve bizleri yönetmektedirler.
BİR FAHİŞENİN TEVECCÜHÜ
Bir seçim döneminin başlangıcındayız. Zannederim 1995 seçimleri ve bizler Refah Partisi’nin başarısı için bütün gücümüzle çalışıyoruz. O seçimde ben Ankara milletvekili adayı olarak bulunuyorum. Parti merkezine insanlar girip girip çıkıyorlar. Arı gibi hummalı bir çalışma yürütülüyor.
Bir arada partiye “iri kıyım…” bir adam geldi. Doğrusu biz adamdan şüphelendik. “Bu adam buraya acaba hangi maksatla gelmiş olabilir?” diye endişe ettik.
Parti içinde oluşturulan seçim karargâhı yetkililerinden biri bu adama giderek.
“Hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabiliriz?” diyerek ilgilenmek istedi. Adam;
“Ben başkanınızla görüşmek istiyorum” dedi. Kendisine;
“Biz yardımcı olabilir miyiz?” dedi. Ama adam;
“Hayır. Bir konu var. Bunu başkanınıza söylemem lazım” dedi.
Durumu Başkanımıza haber verdik. O da “Buyursunlar” dedi. Adama;
“Buyurun, başkanımız sizi bekliyor” dedik. Adam görüşmek için odaya geçti.
Biz meraktan ölüyor, acaba bu adam Başkanımızla ne görüşüyor?” diyorduk.
Bir müddet sonra adam odadan çıktı. Başkanımız her zaman ki gibi nazik tavrıyla adamı kapıya kadar uğurladı ve elini sıkarak;
“Hanım kardeşimize teşekkür ettiğimizi söyleyin” diyerek, onu uğurladı.
Bizim merakımız gittikçe arttı ama Başkanımıza da edeben bir şey soramıyoruz, konuyu kendisinin açmasını bekliyoruz.
Vakit akşama yaklaştı. Bütün programlar gözden geçirildi. Akşam namazlarımız partide ayırdığımız mescitte kıldık ve gece programlarına başlayacağız.
Akşam namazı ile program başlangıcı arasında yarım saat kadar bir vakit boş her zaman kalır. Bu arada programa katılacak diğer arkadaşlarımız da gelmiş oluyorlar.
Başkanımız bize; “Arkadaşlar toplanın” dedi. Biz hemen bir araya geldik. O;
“Bu gün bize gelen iri kıyım arkadaş, bir genelevde badigartmış. Orada sermaye olarak çalışan bir hanıma aracı olarak gelmiş. Bu hanım;
Benim bir kızım var. Kızım, benim yaşadığım cehenneme düşmemeli ve mutlu bir hayat yaşamalıdır. Bu bataklığı kurutsa kurutsa Refah Partisi kurutur, diye düşünmüş ve bu iri yarı arkadaşı göndermiş. Onunla, Partimize bir miktar da para göndermiş ve lütfen bu parayı kullansınlar” demiş, dedi.
Arkadaşlar, şimdi bize düşen şey bu teveccühe layık olmak ve çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmaktır” diye konuşmasını bağladı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi