Başparmak Nesli’nin SMS’i Biterse!
Yeni Nesilden Başparmak Nesline Doğru…
Anne: Oğlum abanı çağırı mısın yemek yiyeceğiz!
Çocuk: Bir dakika Anne!
Anne: Niye?
Çocuk: SMS atacağımda ondan. Tamam, geliyormuş anne.
Akıllı telefonların çıkması ve yeni neslin ihtiyaçlarının birçoğunu internet ve telefon aracılığıyla yapması istemez bağımlılığı da artırmaktadır. Yine akıllı telefonların kullanımının kolay ve pratik olması telefon bağımlığını iyice artırmaktadır. Araştırmalarda günümüz gençlerinin yaklaşık yüzde 80’e yakını telefon bağımlısı olduğu gibi yüzde 40'ınında ayrıca ikinci bir cep telefonu olduğunu göstermektedir.
Yeni nesil özellikle SMS’i abarttıkları içinde bu nesle “Başparmak Nesli” denilmektedir. Konuşmayı bir yük olarak gören bu çocuklar; “Aman kim telefon açacak şimdi, at bir mesaj gitsin!” demektedirler. Buna bir de sanal âlemdeki mesajlaşmaları katarsak bu çocukların neden telefon bağımlısı oldukları daha iyi anlaşılacaktır.
Başparmak nesli dediğimiz bu çocuklar, telefonla iletişim kurmak yerine daha çok SMS ve sanal âlemde iletişim kurmayı tercih etmektedir. Bunun için yeni nesil çocukları konuşma paketi yerine SMS ve interneti olan paketleri tercih etmektedirler.
Çocuklar konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih etmelerinin nedeni duygu ve düşüncelerini kısa mesajla daha iyi ifade etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu da çocukları mesaj bağımlısı yaptığından, ders çalışırken, yemek yerken ya da günlük rutin işlerini yaparken cep telefonlarını yanlarından ayırmamalarına ve sık sık kontrol etmelerine neden olmaktadır.
Arkadaş çevresinde iletişimi genellikle SMS ve sanal âlemde mesajlaşarak yapan bu çocuklar, ev ortamlarında da anne babalarıyla iletişim sıkıntıları yaşayacaklardır. Çocuklarının kendileriyle paylaşma adına doğru dürüst konuşmadıklarını sadece sorularına kısa cevap verdikleri anlatan anne babalar, çocukların bu halleri kendilerini korkuttukların ifade etmektedirler. Bu çocuklar sadece anne babalarıyla ihtiyaçları olduğu zaman; “Anne SMS-TL-konturum bitti!” diye iletişime geçtikleri gibi birçoğu bunu da SMS yoluyla “Baba SMS bitti, bana TL yükler misin?” diyerek mesajla halletmektedirler.
Anahtarların Yerini Cep Telefonu mu Aldı?
Eskine anne babalar, çocuklarını okula gönderirken anahtarını aldın diye tembih ederlerdi. Çünkü çocuklar okuldan geldikleri zaman annelerini evde bulamadıkları zaman eve, kendi anahtarıyla girerlerdi. Eğer çocuk eve geldiği zaman annesini evde bulamayıp birde anahtarını evde unutmuşsa ya da kaybetmişse çocuk için bu büyük bir sıkıntı demekti. Çocuk o zaman her ne kadar konu komşuya da gitse evde olamamanın sıkıntısını yaşardı. Günümüzde de çocukların telefon bağımlılığı buna benzemektedir. Telefonunu unutmuş ya da kaybetmiş bir çocuk iletişimde kopmuş olduğunu düşünerek kendini eve girememiş çocuk gibi hissetmektedir.
Bilindiği gibi çocukların evden çıktıkları zaman alıp almadıklarını kontrol ettikleri ilk şey cep telefonudur. Çocuklar cep telefonunu evde unuttukları ya da kaybettiklerinde doğal olarak bir sıkıntı basar ve gerginlik yaşamaya başlarlar. Bu kaygının nedeni cep telefonun kaybolmasından daha çok iletişimin kesilmesinden korkmadır.
Yeni neslin gençleri cep telefonlarına o kadar bağımlı hale gelmiş ki toplu ulaşım araçlarında, çarşı pazarda, toplantıda, hatta eve adımını atarken dahi telefonuyla meşguldür. Bunlar telefonlarını ellerinden düşürmedikleri gibi okulda, evde, hastanede, camide hatta Umre ve Hac görevini ifa ederken dahi bir an olsun telefonlarını kapatamamaktadırlar. Yani yeni nesil çocukları telefon kullanımı konusunda yer ve zaman tanımamaktadırlar. (Devam Edecek)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.