Bakan Işık: Ülkemizin En Önemli Sorunu Muhalefet Boşluğu

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin en önemli meselesinin muhalefet boşluğu olduğunu söyledi.

Güçlü muhalefetin olduğu demokrasilerde iktidarların daha zinde olacağını belirten Işık, “Ama ülkemizde ana muhalefet partisi boşluğu ile karşı karşıyayız. Ümit ederim CHP kendi iç değerlendirmesini yapar ve gerçekten ülke çıkarları için, milli çıkarlar için siyaseti ikinci plana atan bir yaklaşımı benimseyen kadroları iş başına getirir.” dedi.

AK Parti Nevşehir İl Başkanlığı tarafından Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde Danışma Meclisi toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Nevşehir Koordinatörü Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ali Tanrıver, AK Parti milletvekilleri Murat Göktürk ve Ebubekir Gizligider, Belediye Başkanı Hasan Ünver ile partililer katıldı.

MAÇ YORUMCULARINA BENZİYOR

Toplantıda konuşan Bakan Fikri Işık, her rejimde iktidarın olduğunu, ama demokrasinin; muhalefetin olduğu bir rejimin adı olduğunu söyledi. Muhalefet demenin her aklına geleni söylemek olmadığını kaydeden Işık, şöyle devam etti: “Şu anda Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkanı kulağı duymuyor, ne söylediğinin farkında değil. Ben onu naklen maç yayınındaki yorumculara benzetiyorum. Her pozisyona atlıyor ve yorum yapıyor. Sonra üç pozisyon önceki yorumla çelişiyor. Söylendiği zaman da ‘benim hocam dün dündür bugün bugündür demişti’ diyor. Bugün Türkiye’nin en önemli meselesi ne derseniz muhalefet boşluğu derim. Güçlü muhalefetin olduğu demokrasilerde iktidarlar daha da zinde olur. Ama ülkemizde ana muhalefet partisi boşluğu ile karşı karşıyayız. Ümit ederim CHP kendi iç değerlendirmesini yapar ve gerçekten ülke çıkarları için milli çıkarlar için siyaseti ikinci plana atan bir yaklaşımı benimseyen kadroları iş başına getirir. Ülkesi için proje üreten iktidara alternatif bir yapılanmayı kendi içerisinde oluşturur. Yoksa görüyorsunuz muhalefet yok diye herkes muhalefet partisi kurmaya çalışıyor. Paralelciler bile parti kurmaya kalkıyor.”

Çözüm sürecini sürdürmekte kararlı olduklarını vurgulayan Bakan Işık, “Çözüm süreci Türkiye’de birlik, beraberlik, kardeşlik sürecidir. Türkiye’nin kanayan bir yarası bırakmamak için atılmış önemli bir adımdır. Biz sürdürmek istiyoruz. Kardeşler arasında kavga olmaz. Çözüm sürecini sabote etmek isteyen terör örgütünün ateşine İç Anadolu’nun ve Anadolu’nun her yerinde milliyetçi dalga ile cevap vermesini bekleyerek ve AK Parti’yi çapraz ateş altında bu işten vazgeçirmeye çalışılıyorlar. Hayır, milletimiz feraset sahibidir. Oynanan oyunu tezgahı görür.” diye konuştu.

BATAKLIĞI KURUTUYORUZ

2002 yılında iktidara geldiklerinde en önemli sorunlardan birisinin terör olduğunu kaydeden Bakan Işık, “Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen güç odaklarının kullandığı ilk kart terör kartıydı. Terörü doğuran sebepleri iyi analiz etmeden terörle mücadele edemeyeceğimizi iyi biliyorduk. AK Parti’nin bu konuya getirdiği en temel yaklaşım felsefesi şudur; bizden öncekiler teröristle mücadele ettiler. Bataklıkta sivrisinek üredi mi ben onu vururum. Bunu da kahramanlık olarak sunuyorlar. İyi de bataklıkta sivrisinek üremesi durur mu? AK Parti burada felsefeyi değiştirdi. Ben teröristle mücadele etmeyeceğim, terörle mücadele edeceğim dedi. Bu bataklıkta üreyen sivrisinek ile değil, o sivrisineği üreten bataklıkla mücadele edeceğim. Bataklığı kurutacağım. Bununla ilgili her türlü çalışma yapıldı. En son çözüm süreci ortaya konuldu. Çözüm süreci Türkiye’nin birlik beraberlik ve kardeşlik sürecidir. Biz bin yıl bu topraklarda kardeşçe beraberce yaşamış bir milletin evlatlarıyız. Bizde millet kavramı, ırk kavramı ile daraltılmamıştır. Bizde farklı ırklar aynı milletin evlatlarıdır. Biz böyle bir medeniyetin sahibiyiz. O zaman bu milletin evlatları arasındaki husumeti ve kini ortadan kaldırmak zorundayız. İşte çözüm sürecinin adı budur.” dedi.

AK PARTİ'YE 3 OPERASYON YAPILDI

AK Parti’ye karşı son dönemde üç önemli operasyon yapılmaya çalışıldığını anlatan Işık, şöyle konuştu: “Eğer siz bir taraftan ekonomik olarak bağımlılıktan kurtulursanız, 'dış politikada ben bölgenin ülkesiyim, ben kimsenin talimatı ile karar almam ve uygulamam' derseniz ve siz kendi sosyal problemlerinizi kendiniz çözerseniz en önemli kanayan yaralara parmak basıp tedavi etmek noktasında gayret gösterirseniz Alevi ve Roman açılımı azınlıklarla ilgili sorunların çözümü buna dahildir. Elbette bazı güç odakları da korkuya, paniğe ve hatta dehşete kapılabilir. Bu noktada sistematik olarak AK Parti iktidarını yıpratmaya yönelik çalışmalar yapıldı. Pek çok çalışmalar yapıldı. Ama sonuç almaya yönelik son dönemde üç tane önemli operasyon ile karşı karşıya kaldık. Bunlardan biri Gezi sürecidir. 2013 yılı Mayıs ayı Cumhuriyet tarihimizin ekonomik açıdan en parlak ayı. Türkiye’de IMF’ye olan borcun son taksiti ödenmiş. Bu Cumhuriyet tarihinin en önemli başarılarının biridir. Borsa 90 bini geçerek tarihi zirve yapmış, faizler yüzde 4,6 ya gelmiş. Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesi reel olaraksa eksiye düşmüştür. Türkiye 3. havalimanının anlaşması imzalanmıştır. Hem devlet yeni bir havalimanı kazanacak hem de yılda 1 milyar Euro kira alacak. Beş kuruşta harcamayacak. 2. nükleer santralin anlaşması yapılmış. Bir ay içerisinde oluyor bunlar. Bizde normalde bir hükümet döneminde biri yapılsa ayakta alkışlanıyordu. Ve böyle bir dönemde 2 milyar 800 milyon fidanı toprakla buluşturmuş iktidara üç tane ağaç kestiniz diye operasyon yapıldı. İlk iki gün olayın geri planını bilmeyen bazı gençlerde olaylara katıldı. Ama üçüncü günden itibaren işin rengi ortaya çıktı. Hatırlarsınız dönemin başbakanı, şu anki cumhurbaşkanımız yurt dışında idi. Gezi heyeti, Başbakan Vekilimiz Bülent Arınç Bey'i ziyaret ediyor. Ne istediler hatırlayın, 3. köprü inşaatı durdurulsun, 3. havalimanı durdurulsun, Kanal İstanbul’dan vazgeçilsin, nükleer santral inşasından vazgeçilsin. Bu talepler benim bildiğim bu ülke insanından gelmez. Bunları kim istemez ben çok iyi biliyorum. Ama bu vatanı seven hiç kimsenin bunları istememezlik etmeyeceğinden eminim. Peki dert neydi, ‘sen hala anlamadın mı bu ağaç meselesi değil’ demişti birisi. Biz meseleyi çok iyi anladık. Meselenin Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü engelleme meselesi olduğunu çok iyi biliyorduk. Milletimiz de bunu çok net olarak gördü. Bu sürece destek vermedi."

CAN EVİMİZDEN VURULDUK

Tam bu süreç bitti derken 'canımız' dedikleri insanlar tarafından can evlerinden vurma girişimine şahit olduklarını ifade eden Işık, "Yani siz düşünün ki bu insanların alnı secdeye gidiyor. Ülkelerine ihanet etmezler, ülkelerinin menfaatine aykırı hareket etmezler. Bir takım küresel güç odakları ile işbirliği yapıp ülkelerinin gelişimini durdurmak için herhangi bir faaliyette bulunmazlar diye düşündüğümüz insanlar tarafından sözde yolsuzluk operasyonu adı altında bir operasyona maruz kaldık. Bu ihanetin en ağırıydı. Ama Rabbimize hamd olsun başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider vardı. Rabbim bunlara fırsat vermedi. Millet oynanan oyunu gördü. Bunun bir yolsuzluk operasyonu değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bir operasyon olduğunu hissetti ve liderimizin ve partimizin arkasında dimdik durdu. Bugüne kadar benim şahit olduğum mitingleri biz 30 Mart seçimleri sürecinde yaşadık. Bu süreçte millet çok net bir yanıt verdi. Ey paralelciler sizin tezgahınıza biz müsaade etmeyiz. O süreci de geçirdik. En son işte Kobani diye bir şey. Daha düne kadar ana muhalefet partisi genel başkanının yerini ve ismini bile bilmediği bir yerden dolayı ülkeye bir operasyon çekilmek istendi. İşin vahameti şurada, siz bir hafta önce Türkiye Cumhuriyeti’nin dışarıya asker gönderme ve kabul etme ile ilgili tezkeresine hayır diyorsunuz ondan sonra da diyorsunuz ki Kobani’ye özel tezkere çıkaralım. Kobani’ye özel tezkere çıkarmak senin neyine. Ne menfaatin var?” dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’a, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ali Tanrıver tarafından Hitit desenli çini hediye edildi. Bakan Fikri Işık, konuşmasının ardından valilik ve belediyeyi ziyaret etti, iş adamlarıyla yemekte buluştu.

CİHAN