Arınç: Acil Durumlar İçin Başbakanlık Koordinasyon Merkezi Kurulacak

Arınç: Acil Durumlar İçin Başbakanlık Koordinasyon Merkezi Kurulacak

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, acil durumlarda koordinasyonu teşkil etmek üzere Başbakanlık Koordinasyon Merkezi kurulacağını açıkladı. Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla faaliyete geçecek koordinasyon...

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, acil durumlarda koordinasyonu teşkil etmek üzere Başbakanlık Koordinasyon Merkezi kurulacağını açıkladı. Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla faaliyete geçecek koordinasyon merkezinin, "yurt içinde meydana gelecek, kamu düzenini ciddi şekilde bozucu nitelikteki olaylarda İçişleri Bakanlığı bünyesinde, yurt dışında meydana gelecek milli güvenliğe, milli hak ve menfaatlere zarar verecek ciddi olaylarda Dışişleri Bakanlığı bünyesinde" kurulacağını belirtti.

Başbakanlık Merkez Bina'da Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Toplantı sonrası Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlar Kurulu gündemine ilişkin bilgi veren Arınç, herhangi bir bakan tarafından tasarı ve teklif üzerinden bir görüşün, sunumun olmadığını bildirdi.

Ardından alınan bir kararı açıklayan Arınç, özellikle son yaşanan şiddet olaylarının ve bazı ölümlerin kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini belirterek, şöyle konuştu: "6-7 Ekim'de Türkiye'de takip edilen olaylar sonrasında, İçişleri Bakan Yardımcımızın başkanlığında bir acil durumlarda koordinasyon yapmak üzere, bir heyet teşkil edilmişti. Türkiye'nin her tarafından en seri vasıtalarla haberler alacak, bunları biriktirecek, analiz edecek ve anında müdahale edece bir acil durum koordinasyon merkezi Başbakanımızın talimatı üzerine, ilgili bakanlıkların müsteşarları ve bakan yardımcılarının katılımıyla kurulmuştu. Buna bu sefer bir kurumsal nitelik kazandırdık ve Sayın Başbakanımızın imzasıyla bir genelgeyle acil durumlarda koordinasyonu teşkil etmek üzere Başbakanlıkta birim oluşturduk. Başbakanlık Koordinasyon Merkezi, Başbakanımızın talimatıyla faaliyete geçecek, acil duruma neden olan gelişme ortadan kalkınca da faaliyetleri sona erecek."

Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nin kurulmasına ilişkin genelge hakkında bazı bilgiler veren Bülent Arınç, "Krizin niteliğine göre, Başbakanlık Koordinasyon Merkezi yurt içinde meydana gelecek, kamu düzenini ciddi şekilde bozucu nitelikteki olaylarda İçişleri Bakanlığımızın bünyesinde, yurt dışında meydana gelecek milli güvenliğimizi, milli hak ve menfaatlerimize zarar verecek ciddi olaylarda Dışişleri Bakanlığımız bünyesinde, diğer acil durum hallerinde bakanlık veya kurum bünyesinde faaliyet gösterebilecektir." dedi.

Arınç, diğer bazı konular için kurulabilecek merkeze ilişkin "Bunlara örnek olarak da Başbakanımız tarafından belirlenecek bakanlık veya kurum bünyesinde kuş gribi, Ebola salgını gibi olaylarda Sağlık Bakanlığımız görevlendirilmiş olacaktır veya Kültür ve Turizm Bakanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız..." ifadelerini kullandı.

Koordinasyon Merkezi'nden Başbakanlık Müsteşarı veya görevlendireceği müsteşar yardımcılarından birisinin sorumlu olacağını ve Başbakanlığın üst koordinasyonunda da faaliyet göstereceğini aktaran Arınç, "Bu koordinasyon merkezi zaman zaman İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarları veya Başbakan tarafından görevlendirilen üst yöneticilerin başkanlığında çalışacak. Kamu kurum ve kuruluşları tarafından Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'ne gerekli bilgi ve belge akışı, her türlü teknik ve lojistik destek ve personel desteği de sağlanmış olacak. Koordinasyon merkezi, başbakanlıkla sürekli irtibat halinde olacak ve Başbakanlık Müsteşarlığı'na gerekli bilgi ve belge akışını sağlayacak. Bu kurumsal nitelikteki sistem, yarından itibaren görevlendirilmiş olacak" diye belirtti.

Koordinasyonla ne kadar etkili sonuçlar aldığının, olaylara anında müdahale edildiğinin, fail veya faillerin yakalandığının ve olayın yönlendirilebildiğinin son yaşanan olaylarda ortaya çıktığını belirten Arınç, "İster sosyal medyadan olsun, ister dedikodular veya yaygın şekildeki söylentilerin, olayların büyümesine yol açtığını düşünürsek, bütün bilgi ve belgelerin anında toplanabildiği ve kamuoyunun düzenli bir şekilde acilen bilgilendirildiği ortamlarda, bunların olumlusuz etkileri sıfırlanmış olacaktır. Her haliyle bu koordinasyon çalışmasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

ŞEHİT OLAN POLİS VE ASKERLER

Bakanlar Kurulu'nda görüşülen bir diğer konunun da Bingöl ve Yüksekova'daki saldırılarda polis ve askerlerin şehit edilmesi olduğunu belirten Bülent Arınç, "Öncelikle Bingöl'de emniyet müdür yardımcısı ve bir emniyet amirimizin şehit edildiğini biliyoruz, olay üzerine yapılan operasyonlarda yakalananlar ve etkisiz hale getirilenler olmuştu. Daha sonra maalesef Yüksekova'da sivil giyimle şehre çıkan bir uzman çavuşumuz ve iki erimiz alçakça şehit edildi. Onun üzerine yapılan adli soruşturma sırasında da faillerden birisi yakalandı, ikisinin de yakalanması an meselesi. Aynı zamanda bir geçici köy korucusunun da bir ay kadar önce kaçırıldıktan sonra birkaç gün önce Bitlis tarafında bir direğe bağlanmak suretiyle alçakça şehit edildiğini biliyoruz. Bütün bu olaylarla ilgili olarak anlık müdahaleler yapılmıştır. Fail ve failler yakalanmış veya yakalamak üzeredir. Gözaltına alınanlardan da tutuklananlar olmuştur. Dolasıyla bu olaylara yönelik olarak en son geldiğimiz noktayı ve bundan sonra bu tür olaylara kesinlikle müsamaha gösterilmeyeceği ve müsaade edilmeyeceği için ek olarak alınması gereken tedbirler de İçişleri Bakanımızın, Adalet Bakanımızın ve bütün bakan arkadaşlarımızın görüşmesiyle bir kez daha gözden geçirilmiştir." bilgisini verdi.

PKK'NIN GASP ETTİĞİ PATLAYICILAR

Silopi ilçesi Aksu köyü mevkinde, PKK örgütü tarafından gasp edilen patlayıcı maddelerle ilgili de bilgi veren Arınç, "Bu olay profesyonel şekilde hazırlanmıştır, maalesef tespit edebildiğimiz kadarıyla burada patlayıcı madde kullanılmaktadır, bir kömür madeni vardır. Buraya Malatya üzerinden bir patlayıcı madde nakledilmiştir, 3 araçtan bir tanesine terör örgütü mensupları tarafından el konulmuş ve Cudi Dağı istikametine doğru götürülmüştür. Sonra başka bir araca alınan patlayıcı madde, diğer aracın boş olarak gönderilmesiyle başka bir boyut kazanmıştır. Olayın öğrenilmesine müteakip, öğlen saatlerinde bölgeye insansız keşif uçağı davet edilmiş, ayrıca taarruz helikopteri keşif ve gözetleme faaliyetlerine başlamışlardır. Jandarma komando taburu emrinde timler de arazide arama çalışmalarına başlamışlardır." şeklinde konuştu.

Patlayıcıların kaçırıldığı şantiye sahasının emniyetinin, ücretleri Silopi Elektrik A.Ş. tarafından karşılanan özel güvenlik görevlileri tarafından sağlandığını dile getiren Arınç, "Bunun yetersiz olduğu maalesef ortaya çıkmıştır. Biz ancak patlayıcı madde oradan kaçırıldıktan, elde edildikten sonra olaydan haberdar edilmiş durumdayız. Cudi Dağı'na doğru, Ballıkaya istikametine doğru gittikleri tespit edilmiştir. Güçlü bir arama, tarama, yukarıdan insansız hava aracı ve taarruz helikopterleri ile dağa varmadan yakalanacaklarını ümit ediyoruz. Şu an itibarıyla henüz kesin sonuç alınabilmiş değildir, ama çalışmalarımız aralıksız olarak devam etmektedir." dedi. Gasp edilen patlayıcı maddenin 400 kilo civarında olduğunu, nakledilen patlayıcı miktarının bunun üç misli olmasına rağmen, PKK'lıların bir kamyonda olan miktarı kaçırdıklarını anlatan Arınç, "Eğer o yakınlarda jandarmamızın veya güvenlik güçlerimizin bulunması mümkün olsaydı, özel güvenlik tarafından bu işin yapılamayacağı bir şekilde fark edilmiş olsaydı böyle bir olayın meydana gelmesi söz konusu olmayacaktı." diye ekledi. En kısa sürede gasp edenlerin yakalanacağını söyleyen Arınç, patlayıcının da dağa götürülmeden ya imha edileceğini ya da elde edileceğini kaydetti. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.