Amerika, Orta Asya Petrollerine El Koydu
İrangate skandalının baş aktörü Amerikalı Robert Bud Mc Farlane, 1993 yılında Türk Cumhuriyetleri’nde dolaşıyordu. Reagan’ın Millî Güvenlik Danışmanı olan Mc Farlane, Azerbaycan ve Kazakistan ile ABD petrol şirketleri arasında anlaşmalar imzalandığını diğer Orta Asya ülkeleri ile de görüşmeler yapılacağını açıklamıştı.
ABD petrol firmaları adına çalıştığını açıklayan Robert Bud Mc Farlane, Amerikan petrol şirketlerinden Chevron ve Amarco’nun Azerbaycan’da ilk etepta
5 milyar dolarlık bir yatırım yaparak petrol çıkaracaklarını belirtiyordu. ABD’nin petrol şirketleri adına görüşmelerde bulunduğunu belirten Mc Farlane, 21 Şubat 1993 tarihinde Pakistan’ın Quatta şehrinde yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı (ECO) Toplantısını takip etmek için Pakistan’a gidiyor. Burada sırasıyla Türkmenistan Başbakan Yardımcısı Ovezov Yağmur, Kazakistan Dışişleri Bakanı Tevfik Kasımov ve diğer bazı ülke bakanları ile ikili temaslarda bulunur.
Petrol konusunun ABD için çok önemli olduğunu belirten Mc Farlatene, “Zaten petrol çıkarma konusunda Orta Asya Cumhuriyetleri, ABD’yi tercih ediyorlar” şeklinde açıklama yapmıştır.
Amerika petrol şirketleri Chevron ve Amarco’nun 1993 yılında Azerbaycan’da 5 milyar dolarlık yatırımla beraber, Kazakistan Tengiz Bölgesi’nde de 10 milyar dolarlık yatırım yapmak üzere petrol işletme ruhsatı almışlardır.
Ayrıca hazar Denizi’nde yıllık 6,5 milyon ton petrol çıkartılacak Neft Taşları rezervlerinin de İngiliz British Petroleum (BP) Şirketi’nce işletileceği açıklanmakta idi.
İşte Amerika, yoğun girişimler sonunda Orta Asya petrolleri için imtiyazlar sağlamıştır. İşletilecek petrolün taşınması için petrol boru hattının yapılması gerekliydi. Nihayetinde 1995 yılında yapılan Davos Toplantısında Bakü-Ceyhan Boru Hattı’nın yapılması karara bağlanmıştır. Konu ABD’nin Ankara Büyükelçisi Marc Grossman tarafından 31 Ocak 1995 günü yapılan basın toplantısı ile duyurulmuştur.
ABD, Orta Asya petrollerine kesin olarak el koymuştur. Gerek Orta Asya petrolünün işletilmesi gerekse taşınması ABD öncülüğünde yapılmaktadır.
ABD petrol şirketleri çabalarının sonucu yeni bir petrol savaşını daha kazanmışlardır. ABD tarafından Orta Asya milletleri üzerinde bir sömürü düzeni kurulmuştur. Buradaki petrolün sahibi Orta Asya milletleri olmasına rağmen, petrolden faydalanan ABD ve Batılı müttefikleri olmuştur.
ABD’NİN PETROL ÇIKARLARI VE TÜRKİYE
ABD Eski Devlet Başkanı Carter, 1980 yılında yaptığı bir açıklamada “ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki çıkarlarını yaşamsal” olarak belirtmişti. Daha sonra “Carter Doktrini” adı verilen bu açıklamada gösteriyor ki, ABD petrol çıkarları için Ortadoğu bölgesine karargâh kurmuştur. Esasında ABD’nin varlığı için Körfez petrolünün barışta ve savaşta hiçbir engelle karşılaşmadan, kesintisiz bir şekilde Batı pazarlarına aktarılmasıdır.
ABD, Ortadoğu’daki petrol çıkarlarının yanında, Orta Asya ülkelerinde de zengin petrol kaynaklarını görünce hemen Hazar Bölgesi’ne karargâh kurdu.
ABD, Hazar petrol bölgesinin ilgi alanına giren ülkeleri de baskı altında bulundurmaktadır. Kafkaslardan petrol sevkiyatı için Bakü-Ceyhan petrol boru hattı yapılmıştır.
ABD, zengin petrol yataklarına sahip olan Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol araştırmalarını sürdürüyor. Gelecekte Güneydoğu Anadolu bölgesinde, ABD yeni kuyular açarak işletmek amacındadır. ABD, Türkiye’deki petrol ve maden yataklarına sinsi plânlarla el koymak istiyor.
Bu nedenle Türkiye, ABD’nin ilgi alanında ve petrolcülerin vazgeçemeyeceği bir konumdadır. Petrolcüler, Ortadoğu’dan ve Orta Asya’dan atılmadığı sürece ne İslâm Dünyası’nın ne de Türkiye’nin başı dertten kurtulmaz.
ABD’NİN YENİ HEDEFİ: BOR MADENİ VE TÜRKİYE
ABD Eski Başkanı George W. Bush, Ocak 2003’te yaptığı “Ulusa Sesleniş” konuşmasında hidrojen arabalarından bahsederek, şunları söylemiştir:
“ABD’nin, enerji konusunda bağımsız bir ülke haline getirilmesi temel amacımızdır. Bu nedenle hidrojenle çalışan arabalar üretilmesi için 1.2 milyar dolar ayrılmasını öneriyorum.”
ABD Eski Başkanı Bush’un sözünü ettiği “hidrojen arabaları” projesinin belkemiğini Türkiye’nin bor madenleri oluşturuyor. Dünyadaki bor madeni rezervlerinin; % 70 ‘i Türkiye’de bulunuyor. ABD’de % 23, Şili’de ise % 4 ‘lük bor madeni var.
Bor madeni son derece önemli ve stratejik bir madendir. Eğer ABD’nin “Hidrojen arabaları” projesi hayata geçirilirse, “petrol savaşları”ndan sonra “bor savaşları” da kapıda görünüyor. Bor savaşları Türkiye’yi içine almaktadır.
Türkiye’de bor madeni; Eskişehir/ Kırka, Kütahya/ Emet, Balıkesir/ Bigadiç, Bursa/Mustafa Kemalpaşa yataklarından yılda 600-700 milyon tonluk üretim yapılıyor. Türkiye’de asıl daha zengin olan bor maden yatakları henüz açılmamıştır.
Türkiye’deki bor madeninin 9 (dokuz) trilyon dolar değerinde olduğu açıklanmıştır. Amerika, bor maden yataklarımıza göz dikmiştir. İmtiyaz almak için plânlar yapmaktadır.
ABD petrol firmaları adına çalıştığını açıklayan Robert Bud Mc Farlane, Amerikan petrol şirketlerinden Chevron ve Amarco’nun Azerbaycan’da ilk etepta
5 milyar dolarlık bir yatırım yaparak petrol çıkaracaklarını belirtiyordu. ABD’nin petrol şirketleri adına görüşmelerde bulunduğunu belirten Mc Farlane, 21 Şubat 1993 tarihinde Pakistan’ın Quatta şehrinde yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı (ECO) Toplantısını takip etmek için Pakistan’a gidiyor. Burada sırasıyla Türkmenistan Başbakan Yardımcısı Ovezov Yağmur, Kazakistan Dışişleri Bakanı Tevfik Kasımov ve diğer bazı ülke bakanları ile ikili temaslarda bulunur.
Petrol konusunun ABD için çok önemli olduğunu belirten Mc Farlatene, “Zaten petrol çıkarma konusunda Orta Asya Cumhuriyetleri, ABD’yi tercih ediyorlar” şeklinde açıklama yapmıştır.
Amerika petrol şirketleri Chevron ve Amarco’nun 1993 yılında Azerbaycan’da 5 milyar dolarlık yatırımla beraber, Kazakistan Tengiz Bölgesi’nde de 10 milyar dolarlık yatırım yapmak üzere petrol işletme ruhsatı almışlardır.
Ayrıca hazar Denizi’nde yıllık 6,5 milyon ton petrol çıkartılacak Neft Taşları rezervlerinin de İngiliz British Petroleum (BP) Şirketi’nce işletileceği açıklanmakta idi.
İşte Amerika, yoğun girişimler sonunda Orta Asya petrolleri için imtiyazlar sağlamıştır. İşletilecek petrolün taşınması için petrol boru hattının yapılması gerekliydi. Nihayetinde 1995 yılında yapılan Davos Toplantısında Bakü-Ceyhan Boru Hattı’nın yapılması karara bağlanmıştır. Konu ABD’nin Ankara Büyükelçisi Marc Grossman tarafından 31 Ocak 1995 günü yapılan basın toplantısı ile duyurulmuştur.
ABD, Orta Asya petrollerine kesin olarak el koymuştur. Gerek Orta Asya petrolünün işletilmesi gerekse taşınması ABD öncülüğünde yapılmaktadır.
ABD petrol şirketleri çabalarının sonucu yeni bir petrol savaşını daha kazanmışlardır. ABD tarafından Orta Asya milletleri üzerinde bir sömürü düzeni kurulmuştur. Buradaki petrolün sahibi Orta Asya milletleri olmasına rağmen, petrolden faydalanan ABD ve Batılı müttefikleri olmuştur.
ABD’NİN PETROL ÇIKARLARI VE TÜRKİYE
ABD Eski Devlet Başkanı Carter, 1980 yılında yaptığı bir açıklamada “ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki çıkarlarını yaşamsal” olarak belirtmişti. Daha sonra “Carter Doktrini” adı verilen bu açıklamada gösteriyor ki, ABD petrol çıkarları için Ortadoğu bölgesine karargâh kurmuştur. Esasında ABD’nin varlığı için Körfez petrolünün barışta ve savaşta hiçbir engelle karşılaşmadan, kesintisiz bir şekilde Batı pazarlarına aktarılmasıdır.
ABD, Ortadoğu’daki petrol çıkarlarının yanında, Orta Asya ülkelerinde de zengin petrol kaynaklarını görünce hemen Hazar Bölgesi’ne karargâh kurdu.
ABD, Hazar petrol bölgesinin ilgi alanına giren ülkeleri de baskı altında bulundurmaktadır. Kafkaslardan petrol sevkiyatı için Bakü-Ceyhan petrol boru hattı yapılmıştır.
ABD, zengin petrol yataklarına sahip olan Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol araştırmalarını sürdürüyor. Gelecekte Güneydoğu Anadolu bölgesinde, ABD yeni kuyular açarak işletmek amacındadır. ABD, Türkiye’deki petrol ve maden yataklarına sinsi plânlarla el koymak istiyor.
Bu nedenle Türkiye, ABD’nin ilgi alanında ve petrolcülerin vazgeçemeyeceği bir konumdadır. Petrolcüler, Ortadoğu’dan ve Orta Asya’dan atılmadığı sürece ne İslâm Dünyası’nın ne de Türkiye’nin başı dertten kurtulmaz.
ABD’NİN YENİ HEDEFİ: BOR MADENİ VE TÜRKİYE
ABD Eski Başkanı George W. Bush, Ocak 2003’te yaptığı “Ulusa Sesleniş” konuşmasında hidrojen arabalarından bahsederek, şunları söylemiştir:
“ABD’nin, enerji konusunda bağımsız bir ülke haline getirilmesi temel amacımızdır. Bu nedenle hidrojenle çalışan arabalar üretilmesi için 1.2 milyar dolar ayrılmasını öneriyorum.”
ABD Eski Başkanı Bush’un sözünü ettiği “hidrojen arabaları” projesinin belkemiğini Türkiye’nin bor madenleri oluşturuyor. Dünyadaki bor madeni rezervlerinin; % 70 ‘i Türkiye’de bulunuyor. ABD’de % 23, Şili’de ise % 4 ‘lük bor madeni var.
Bor madeni son derece önemli ve stratejik bir madendir. Eğer ABD’nin “Hidrojen arabaları” projesi hayata geçirilirse, “petrol savaşları”ndan sonra “bor savaşları” da kapıda görünüyor. Bor savaşları Türkiye’yi içine almaktadır.
Türkiye’de bor madeni; Eskişehir/ Kırka, Kütahya/ Emet, Balıkesir/ Bigadiç, Bursa/Mustafa Kemalpaşa yataklarından yılda 600-700 milyon tonluk üretim yapılıyor. Türkiye’de asıl daha zengin olan bor maden yatakları henüz açılmamıştır.
Türkiye’deki bor madeninin 9 (dokuz) trilyon dolar değerinde olduğu açıklanmıştır. Amerika, bor maden yataklarımıza göz dikmiştir. İmtiyaz almak için plânlar yapmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.