'Akp Ve Bizlerin Önünde İki Seçenek Var: Ya Darbe Ya Bölünme'

'Akp Ve Bizlerin Önünde İki Seçenek Var: Ya Darbe Ya Bölünme'

HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, AK Parti'ye seslenerek artık bu durumu idare eden durumdan çıkması, bir an önce kendisine çekidüzen vererek ülkenin demokratikleşmesine fırsat vermesi gerektiğini söyledi. "Ya demokrasi ya demokrasi ya da çözüm...

HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, AK Parti'ye seslenerek artık bu durumu idare eden durumdan çıkması, bir an önce kendisine çekidüzen vererek ülkenin demokratikleşmesine fırsat vermesi gerektiğini söyledi. "Ya demokrasi ya demokrasi ya da çözüm ve çözülme." diyen Çelik, "AKP iktidarı beslendiği sistemin bizatihi partisi haline gelmiş, devlet partisi konumuna gelmiş; tek adama ve milli şefe intikal eden siyasal irade, artık ülkede yaşanmaz bir otoriterin, bir zihniyetin açığa çıkmasına neden olmuştur. Demokratikleşmediği takdirde AKP'nin önünde de biz halkların hak etmediğimiz halde bizlerin de önünde iki seçenek var: Ya darbe ya bölünme." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Çelik, sözlerine Atatürk'ün ölüm yıl dönümü sebebiyle kendisini rahmetle anarak başladı. IŞİD'in durduk yerde ortaya çıkmadığını dile getiren Çelik, Kobani'nin düşmediğini, düşürülmediğini ifade etti. "Kobani'ye karşı Halep'i gösteren Cumhurbaşkanı'na hatırlatmak isterim ki Halep de düşmeyecek." diyen Çelik, halkların özgürlüğünü, barışını ötelemeye kimsenin hakkı olmadığını belirterek, herkesin elini çekmesini istedi.

AK Parti'ye seslenerek "Artık bu durumu idare eden durumdan çıkmanız, bir an önce kendinize çekidüzen vererek ülkenin demokratikleşmesine fırsat vermeniz gerekiyor." diyen Çelik, "Ya demokrasi ya demokrasi ya da çözüm ve çözülme. AKP iktidarı beslendiği sistemin bizatihi partisi haline gelmiş, devlet partisi konumuna gelmiş; tek adama ve milli şefe intikal eden siyasal irade, artık ülkede yaşanmaz bir otoriter bir zihniyetin açığa çıkmasına neden olmuştur. Demokratikleşmediği takdirde AKP'nin önünde de biz halkların hak etmediğimiz halde bizlerin de önünde iki seçenek var: Ya darbe ya bölünme. Demokrasi tek çözüm yolu iken özgürlüklerden kaçan, barışı öteleyen anlayış olsa olsa otoriter rejimlerin işidir. Cumhurbaşkanı'nın da Başbakan'ın da bize reva gördüğü budur. Buna herkesin herkesin itiraz etmesi lazım. Bizim darbe ile de bölünmeyle de işimiz yok. İkisinin de bize yararı, faydası yok. İkisi de bize kaybettirir. Ölümdür, yıkımdır, tahribattır, açlıktır, yoksulluktur. Her ikisini de doyasıya tattık yüzyıl boyunca. Nereye kadar nasıl reva görülüyor, bu anlaşılmazdır." şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine Çelik, AK Parti'ye başından beri güvendikleri için görüşmediklerini, meşru hükümet olduğu ve devleti temsil ettiği için görüşmek zorunda olduklarını kaydetti. Barıştan yana samimi davranmadıklarını herkesten çok kendilerinin bildiğini dile getiren Çelik, barış herkese kazandıracaksa partneri de ikna etmek gerektiğini ifade

etti.

İnfazlar hakkında Çelik, "Şu an barış konuşulmuyor, çözüm dile getirilmiyorsa; bir yanıyla hem devlet ve devletin derin ilişkileri hem de savaştan beslenen bir kısım küresel ve bölgesel yapılar, bizi ve umudumuzu karartma adına her türlü aracı, her türlü aygıtı devreye koyacaklardır. Çözüm olmayacaksa geriye dönüş imkanı değilse bile olasığılı vardır. Allah muhafaza, o olasılık bir an evvel tarafımızca kaldırılmak durumundadır. İnfazları doğru görmek elbette mümkün değil. Ama karşısında durmak, bu manada da hemen barışımızı ötelemeden karşılımak, herkesin yapması gerekendir. Rahatsızlık duymak yetmiyor, artık durmak, yeter demek, barışı sahiplenmek gerekiyor." dedi.

Polisin yetki ve görevlerinin yeterli olduğunu dile getiren Çelik, güvenlikte ısrar etmenin mevcut realiteyi görmemek anlamına geldiğini kaydetti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın açıklamalarının sorulması üzerine ise Çelik, 6-7 Ekim olaylarının öncesine dönülmesi gerektiğini söylemesini anlamlı, önemli bulduklarını söyledi. Artık oyalamaya, zamana yayıp çürütme lüksü ve haklarının olmadığını vurguladı.

"Bizim insafımıza, tercihimize de keyfimize de bırakmayın. Devletin de insafına, keyfine tercihine bırakmayalım." diyen Çelik, tarafları denetleyen, eleştiren, tarafların yanlışını hatırlatan onu doğruya davet eden üçüncü bir hakem rolünü gören bir kuruma ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sürecin bu kurumdan yoksun başladığı için ilerlemediğini kaydetti.

Bir soru üzerine ise Çelik, "HDP'de kimin yer alıp almayacağına, HDP'nin eş başkanlarının kimin olup olmayacağına Cumhurbaşkanı karar verecekse HDP olmasın. Böyle bir partiye gerek yok. Böyle bir demokratik siyaset olabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanı hangi partinin olup olmayacağını, o partide kimin yer alıp almayacağına ya da genel başkan olup olmayacağına karar verecekse HDP'ye gerek yok ki. O zaman biz kendimizi fesh edelim. Yazıktır böyle siyaset olabilir mi? Danışıklı dövüştür; bu toplumu aldatmaktır. HDP'nin başına Başbakan veya Cumhurbaşkanı'nın hoşuna gidecek bir şahsiyeti oturtacaksınız; ben onunla müzakere ediyorum. Gerek yoktur. Mehmet Metiner'e ya da Galip Ensarioğlu'na bir parti kursun, onlar müzakere etsin; değil mi? Bunlar doğru şeyler değil. Öyle düşünüyorlarsa kimseye bir faydası olmaz." sözlerini kaydetti. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.