1 Mayıs ve kapitalizm
İşçi sendikaları, 1 Mayıs’ı kutlamak için bir hafta önce hazırlıklara başladı. DİSK, TİP, TSİP, TKP THKP-C gibi sol örgütler, Taksim’de 1977 yılı 1 Mayıs’ta katledilen 34 kişi anısına çelenk koyup saygı duruşunda bulunacaklar. Devletin gösterdiği yerde miting yapacaklar, ideolojileri hakkında konuşacaklar ve işçi haklarından dem vuracaklar.
Kapitalizmi destekleyen TÜRK İŞ, Milli Görüş çizgisinde olduğunu iddia eden HAK İŞ sendikaları ise meydanlarda işçi hakları hakkında bol bol nutuklar atıp nümayiş yapacaklar.
1977 yılına doğru Türkiye’de sol örgütlerin yükseldiğini ve birkaç gruba ayrıldıklarını görüyoruz. SSC örnek alan TİP, TSİP, TKP v.s. Çin’i örnek alan Halkın Sesi, Halkın Kurtuluşu, Halkın Yolu, Halkın Birliği vs. Latin Amerika’yı kendisine örnek alan THKP-C v.s.
Kökeni dışarıda olan bu örgütler, kendilerinden emin bir şekilde ülkemizde arzuladıkları ideolojiyi gerçekleştireceklerine inanıyorlardı. Bu sebeple inisiyatifi ele geçirmek için söz konusu yılda Taksim’i kana bulayan bu örgütlerin arkasında bulunan SSC, ÇİN ve Latin Amerika devletlerinden biri olabilir. Kapitalist ülkelerden biri veya bir kaçı da olabilir.
Nitekim yargı, o dönemde 1997 1 Mayıs katliamı ile ilgili Intercontinental Oteli’ne yerleştikleri iddia edilen başka ülkeden gelen ajanlarla ilgili MİT'ten elinde bulunan belgeleri istedi.
Bu katliam ilk defa yapılmıyor. İlk kez 1856’da Avustralya’da taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlemişler. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmışlar. Chicago’da gösteriler yapılmış ve bu gösteriler, 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etmiş ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açmıştır. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellenmiştir.
Şimdi sormak gerekir; sol örgütlere, sosyalist rejim çökmüştür, insan fıtratına aykırı izleri halen ortada, buna rağmen siz neyin peşindesiniz? Sormak gerekir; TÜRK İŞ’e, alın terini ve emeği sömürdüğü, dünya gelirinin % 95’ni, dünya nüfusunun % 5’ni oluşturan kapitalistlerin hortumladıkları halde siz neden hala kapitalizmi destekliyorsunuz? HAK İŞ’e soruyorum, kapitalizmle mücadelede yol alabildiniz mi, yoksa siz de kapitalizme destek verir hale mi geldiniz? Samim bir şekilde öğrenmek istiyoruz.
Sosyalizm hayaliyle yatıp kalkan ve kapitalizme destek veren sendikalara soruyorum. Sizin Balkan ve Kafkas ülkelerinden haberiniz yok mu? Onlar, Osmanlı’nın adaleti özlemi içinde yatıp kakıyorlar. Diyorlar ki; Osmanlı sene de bir kere vergi alırdı. Kapitalizm ise yılda çok kere vergi almaktadır. Canımıza tak etti artık, özlüyoruz Osmanlı’nın adaletini.
Ey sendikalar, siz bu gerçeğe, ne zamana kadar gözünüzü kapatacaksınız, kulağınızı tıkayacaksınız ve kalbinizi örteceksiniz? Kapitalizmin ağzınıza sürdüğü bir parmak bal, sizi uyuşturdu öyle değil mi? Ekseriyetiniz, kapitalizmin deliklerini kapatmak amacıyla kurulan sendikaları, bu yüce milletin yükselmek, müdür, bürokrat veya milletvekili olmak için kullandığınızı bilmediğini mi sanıyorsunuz?
Ey sendikalar! Balkan ülkelerin sesine kulak vermiyorsunuz, bari Vehbi Koç’un torunu, iş dünyasının en ünlü simalarından Mustafa Koç’un, vefat etmeden önce söylediği şu sözünü bir değerlendirin ve niçin söylediğine bir kafa yorun: “Türkiye kapitalizmden vazgeçmeli.”
Bilin ki, sömürü düzeninden, diğer bir sömürü düzeninde kurtuluş aramak, iyilik bulmayı ümit etmek cehalet, körlük, sağırlık ve taş kalpliliktir.
Ey sendikalar! Samimi olarak söylediğim bu sözlerimi aklınızdan çıkarmadan 1 Mayıs gününü kutlarsanız, hem kendinizi ve hem de dünyayı sömürü düzeni kapitalizmden kurtarmak için bir adım atmış olursunuz, diye düşünüyoruz. Böylece Balkan ülkeleri de özlediği adalete kavuşma konusunda bir adım atmış olur. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.