Zalim Olma
İbn Mesud (r.a) şöyle demiştir:
“Zalimin yaptığı zulme yardım eden veya bir Müslüman hakkının gasp edilmesi konusunda yatakçılık yapanlar, Allah’ın gazabını hak ederler. Zalimle aynı günah kendilerine de yazılır.”
Müslümanların vazifesi adaleti dünyaya hakim kılmaktır. Zalime haddini bildirecek, mazlumun umudu olacak olan ancak onlardır. Hatta dünya üzerinde kimseye zalim olabilecek lüksü ve şımarıklığı vermeyecektir. Buna cüret eden olursa da en ağır yaptırımla karşılığını verecektir.
Hz. Ali (r.a) bir konuşmasında şöyle demiştir:
“Ben bir kimseye iyilik de etmedim, kötülük de.” Allah (c.c) ayetinde:
“Kim doğru ve yararlı bir iş yaparsa kendi iyiliği için yapmış olur; kim de kötülük işlerse kendi aleyhine işlemiş olur.” (Fussilet, 41/46.) buyurmaktadır. Hz. Ali (r.a) bu sözü ile ayete karşı çıkmamış ve şunu söylemek istemiştir:
“Birisine, ben iyilik yaptıysam kendimedir. Bir kişiye kötülük yaptıysam, bu da kendimedir.”
Ebu Said el-Hudri (r.a) şöyle anlatıyor:
Muhacirlerden birisinin bir sıkıntısı vardı. Bunu Peygamberimiz (s.a.v)’e bildirmek istiyordu. Peygamberimiz (s.a.v)’de o esnada cephede bulunuyordu. Peygamberimiz (s.a.v), geceleri şehre geliyor ve sabah namazını kıldırıp geri cepheye gidiyordu. Bir sabah namazından sonra o kişi, Peygamberimiz (s.a.v)‘i gördü ve hemen,
⁃ Ey Allah’ın Resulü! Benim bir ihtiyacım var, dedi. Peygamberimiz (s.a.v)’de işinin acil olması sebebiyle,
⁃ Şimdi beni bırak, sonra işini çözeriz, dedi. Adam da, Peygamberimizin geç kalacağı endişesi ile ısrar etti. Peygamberimiz de kendisine mani olacağı endişesi ile gayri ihtiyari elindeki kamçı ile yavaşça vurdu. Efendimiz tekrar sabah namazına gider ve namazı kıldırır. Namazdan sonra sahabelerine döner ve,
⁃ Kendisine biraz önce kamçı ile vurduğum kişi nerede? Burada ise ayağa kalksın, buyurur. Adam cemaatin içinden ayağa kalkar ve,
⁃ Allah’a ve Resul’üne sığınırım, der. Peygamberimiz (s.a.v),
⁃ Yanıma yaklaş, der. Adam Efendimiz’in yanına yaklaşır ve önüne oturur. Efendimiz elindeki kamçıyı adama uzatıp,
⁃ Bu kamçıyla bana vur, kısas yap, der. Adam,
⁃ Size vurmaktan Allah’a sığınırım, der. Peygamberimiz (s.a.v),
⁃ Kısas yap, bunda utanılacak bir şey yok, der. Adam,
⁃ Size vurmaktan Allah’a sığınırım, der. Peygamber Efendimiz (s.a.v),
⁃ Ya kısas yap ya da beni affet, buyurur. Adam,
⁃ Ben sizi affettim Ey Allah’ın Resulü! der. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
“Ey insanlar, Allah’tan korkunuz. Mümin kardeşlerinize zulmetmeyiniz. Zulmederseniz, Allah (c.c) kıyamette onun intikamını sizden alır.” (Ahmed, el-Müsned, 1/41.) buyurdu.
Kim ne yaptıysa karşılığını görecektir. Başkasına eza vermek en sonunda kişiyi bulacaktır.
“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun karşılığını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse cezasını görecektir” (Zilzal, 99/7-8.)
Gününüz bereketli olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.