Vergiye düzen şart
Tahir Büyükhelvacıgil, büyük yatırımların önünü açmak ve yeni yatırımları teşvik etmek adına dolaylı vergi miktarlarının kaldırılması veya askıya alınması gerektiğini söyledi.
Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil yaptığı açıklamada, ABD'de konut piyasasında başlayan ve finansal piyasaların ardından reel sektörü de etkisi altına alan küresel krizin dünyayı ve ülkemizi derinden etkilemekte olduğunu belirtti.
Kriz ile birlikte dünyanın, bir taraftan tüketimin nasıl artırılacağını tartışırken, diğer taraftan üretimi gerçekleştirenlerin bu süreçten daha az nasıl etkilenebileceğine ilişkin çözüm üretmeye çalıştığını ifade eden Büyükhelvacıgil, ancak çözüm için hemen ve kolaylıkla ortaya konulması mümkün olan bir ortak yola sahip olunmadığını vurguladı.
Büyükhelvacıgil, krizin ülkemize yansımasına bakıldığında dış talep koşullarının kötüleştiği ve bunun iç ekonomiye açıkça yansıdığının görüldüğünü, küresel likidite koşullarındaki olumsuzluk gibi ülkemizde de likidite konusundaki sorunun belirginleştiğini ve giderek artmaya başladığını dile getirdi.
İşletmelerin iş kaybı oranının artmaya başladığını, bireysel tüketimle ilişkili olan bireysel kredilendirme ve bireysel harcama oranlarının da azalmakta olduğunu ifade eden Büyükhelvacıgil, ''Önümüzdeki yerel seçimler ekonomiyi etkilememeli. Gündemimizden ekonomi düşmemeli. Ülkenin gündemi ekonomi olmalı. Çünkü iç talep, dinamik ve genç bir pazara sahip olan ülkemiz için son derece önemlidir. Bu durum sadece bizim için değil uluslar arası firmaların da ortaya koyduğu önemli bir bulgudur. Ancak bu önemin korunabilmesi için milli gelir ile yurt içi tüketimdeki büyüme oranlarının dengeli bir biçimde ilerlemesi ve bunun üreticiye gelir olarak yansıması gerekmektedir. Çok basit olarak ekonomik döngünün sağlanmasındaki bu temel ilişki aynı zamanda, üretim-tüketim bağlamında likit dolanımı da etkin hale getirecektir.''
İşsizliğin özellikle son aylarda arttığı ve sektör gözetmeksizin tüm işletmelerin bu konuda aynı soruna sahip olduklarını anlatan Büyükhelvacıgil, atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
''Önemli olan sadece krizleri öngörmek değil aynı zamanda krizi yönetebilmek ve daha da önemlisi krizin sonrasına ilişkin yönetim tedbirlerini ortaya koyabilmektir. KSO olarak hazırladığımız çözüm önerilerini Hükümete ve ilgili kuruluşlara sunduk. Sıcak paranın dinamizmine ve bağımlılığına aldanmadan doğru yapılandırılmış bir kamu maliyesi ile para politikası izlenmesi gerektiğini bilmekteyiz. Girdi maliyetlerinin yönetilmesine ilişkin bir dizi yeni tedbir alınarak özellikle KOBİ'lerin rekabetçi bir yapıya kavuşturulmasından yanayız. Bu tedbirler içerisinde mevcut girdilere ilişkin katma değer düzenlemeleri olduğu gibi doğrudan ve dolaylı teşviklerinde süreç içerisinde önemli rol oynayacağına inanmaktayız. Büyük meblağ içeren yatırımların önünü açmak ve yeni yatırımları teşvik etmek adına dolaylı vergi miktarlarının kaldırılması veya askıya alınması gerekir.''
Büyükhelvacıgil, alınacak bu tedbirlerin, inşaat, otomotiv gibi lokomotif niteliğe sahip tüm sektörlerin ve bu sektörlerle ilgili tedarikçilerin dinamizmine katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Büyükhelvacıgil, krizin ülkemize yansımasına bakıldığında dış talep koşullarının kötüleştiği ve bunun iç ekonomiye açıkça yansıdığının görüldüğünü, küresel likidite koşullarındaki olumsuzluk gibi ülkemizde de likidite konusundaki sorunun belirginleştiğini ve giderek artmaya başladığını dile getirdi.
İşletmelerin iş kaybı oranının artmaya başladığını, bireysel tüketimle ilişkili olan bireysel kredilendirme ve bireysel harcama oranlarının da azalmakta olduğunu ifade eden Büyükhelvacıgil, ''Önümüzdeki yerel seçimler ekonomiyi etkilememeli. Gündemimizden ekonomi düşmemeli. Ülkenin gündemi ekonomi olmalı. Çünkü iç talep, dinamik ve genç bir pazara sahip olan ülkemiz için son derece önemlidir. Bu durum sadece bizim için değil uluslar arası firmaların da ortaya koyduğu önemli bir bulgudur. Ancak bu önemin korunabilmesi için milli gelir ile yurt içi tüketimdeki büyüme oranlarının dengeli bir biçimde ilerlemesi ve bunun üreticiye gelir olarak yansıması gerekmektedir. Çok basit olarak ekonomik döngünün sağlanmasındaki bu temel ilişki aynı zamanda, üretim-tüketim bağlamında likit dolanımı da etkin hale getirecektir.''
İşsizliğin özellikle son aylarda arttığı ve sektör gözetmeksizin tüm işletmelerin bu konuda aynı soruna sahip olduklarını anlatan Büyükhelvacıgil, atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
''Önemli olan sadece krizleri öngörmek değil aynı zamanda krizi yönetebilmek ve daha da önemlisi krizin sonrasına ilişkin yönetim tedbirlerini ortaya koyabilmektir. KSO olarak hazırladığımız çözüm önerilerini Hükümete ve ilgili kuruluşlara sunduk. Sıcak paranın dinamizmine ve bağımlılığına aldanmadan doğru yapılandırılmış bir kamu maliyesi ile para politikası izlenmesi gerektiğini bilmekteyiz. Girdi maliyetlerinin yönetilmesine ilişkin bir dizi yeni tedbir alınarak özellikle KOBİ'lerin rekabetçi bir yapıya kavuşturulmasından yanayız. Bu tedbirler içerisinde mevcut girdilere ilişkin katma değer düzenlemeleri olduğu gibi doğrudan ve dolaylı teşviklerinde süreç içerisinde önemli rol oynayacağına inanmaktayız. Büyük meblağ içeren yatırımların önünü açmak ve yeni yatırımları teşvik etmek adına dolaylı vergi miktarlarının kaldırılması veya askıya alınması gerekir.''
Büyükhelvacıgil, alınacak bu tedbirlerin, inşaat, otomotiv gibi lokomotif niteliğe sahip tüm sektörlerin ve bu sektörlerle ilgili tedarikçilerin dinamizmine katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.