Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Uzak mı Sanıyorsun?

Uzak mı Sanıyorsun?

Ölümü uzak mı sanıyorsun ey insan?
Haydi, ne duruyorsun?
Hazırlık yapsana!
Bak, peşinde bir dolaşan var.
Yazın yazılmış, belki de uygulanmak üzere,
Gafletle geçirdiğin her ânın üzüntü ve acısını yaşayacaksın bir gün.
Evet, bu bitmez sandığın gün ve ayların tükenmiş, vakit tamam olmuş ve sen çağrılmışsın.
"Gel, haydi, sıra sende," denilmiş.
Ne yapacaksın o zaman?
Hani daha yapacakların vardı,
Niçin eksik kaldı?
Neden tamam edemedin?
Evet, emir büyük yerden geldi,
Kimse bir şey diyemez bu fermana…
Bütün güçlü ve hâkimler durur bu emrin karşısında.
Ezilir, büzülür ve boyun eğerler.
Başka çareleri yoktur.
Âh-u vâh ederler ama ne fayda!
Hani saltanatları vardı!
Hani varlık ve güçleri vardı!
Hani emredici konumda idiler!
Acaba neden boyun eğdiler?
Ne diye gittiler?
Kalsalardı ya!
Arzularına erselerdi ya!
Güçleri ve zulümleri devam etseydi ya!
Ama ne çare!
Vakit tamam,
Geldi elçi ve
Aldı götürdü.
Kara toprağa!
Yılan ve çıyanlara,
Acı ve ıstıraplara…
Boyun eğmiştir artık o…
Bitmeyen bir azaba…
Devam edecek bu azap,
Ehl-i inkâra.
***
Ey ehl-i îman,
Salih amel sahibi,
Ne mutlu sana,
Gözün aydın olsun,
Acı yok sana,
Istırap da yok,
Hatta hüzün de yok.
Zira sen Hakkı sevdin,
O'na kul oldun,
Yanıp yakıldın,
Yolunda oldun,
Hizmete koştun.
Şimdi gözün aydın oldu,
O çok sevdiğin,
Rabbine kavuştun.
O'nun sevgili Rasûlü,
Muhammed'ine ulaştın.
Şimdi ne güzel senin yurdun,
Anlatılmaz, ancak yaşanır.
***
Ey günaha dalmış kişi,
Bırak faydasız işi,
Yönel Rabbine,
Kul ol O'na.
Gözyaşı döküp ağla,
Pınarlar misali çağla.
Durma,
Rabbine doğru bir yol ara.
Zira,
Gideceksin O'na.
Ne diyeceksin,
Var mı bahanelerin,
Ne kadar geçerli?
Niçin kılmadın,
Niçin yapmadın,
Niçin kaçınmadın,
Diyecek sana,
Nasıl cevap vereceksin?
Öyleyse haydi,
Durma, kıl namazını.
Ver zekâtını.
Koştur O'nun yoluna.
Kendin ve ailene,
Sonra da etrafına,
De ki;
Gelin Rabbin yoluna,
O çağırmadan,
Siz gelin, hazırlık yapın,
Haydi beraberce,
Kul olalım O'na.
Yüzümüz aydın olsun,
Ebedî nurla dolsun.
Efendimiz (s.a.v.),
Refîkimiz olsun,
Haydi kardeşler,
Durmayalım.
O'na koşalım.
Olur mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi