Üç Aylar...
Üç aylar!
Recep, Şaban ve Ramazan…
Allah’ın (c.c) yarattığı aylardan üçü.
Bir heyecan başlar ilk günleriyle birlikte. Mû’minlerde bir kıpırdanma ve bir gayret. Kapılar açılır o günlerde çocuklara… Koşuştururlar yavrucaklar ellerinde torbalarla ve seslenirler kapılarda:
-Şivlilik.. şivliliik…
Açar evin sahibesi kapısını onlara ve ikram eder güzel şeyler. Onca çeşitten bir ya da birkaçını… Sonra çocuklar el öperken dillerinde o tatlı eda ile:
-“Üç aylarınız mübarek olsun,” kutlu tebriği dökülür.
Konya’mıza mahsus olsa da çok güzel bir usul bu. Öyle ya, bir millet örf, adet ve an’aneleriyle yaşar. Devamı da onlara bağlı. Kaybolursa onlar, millette kaybolur gider Allah korusun.
Sonra anneler, kızlar, gelinler gelir kapılara, komşuların zillerini çalarlar. Ellerinde tepsiler ve içinde “bişi”ler.. ikram ederler her bir kapıya. Kimileri hemen ondan tadarken, kimisi de akşamı beklerler onunla iftar için.
Bir ışık huzmesi görülür her bir çocuğun elinde akşamında. Ellerinde fenerlerle adeta “fener alayları” oluşuverir birden. İşte kandiller... Adeta o kandil gecelerinin habercisi olur her biri. İlki de, ilk Cuma gecesiyle başlayan Reğaib Kandili. Kendisine rağbet edilen gece. Sonra Mirac’ıyla, Beraat’ıyla ve bir de Kadir’iyle coşar gönüller üç aylarda.
Nasıl da güzel bunlar,
Sevgiyle dolar gönüller,
Bayram eder mü’minler,
Silinir hem onca günahlar.
Recep, Şa’ban derken hele o Ramazan’ı! Günahları yakıp yok eder o güzel ay. Tabii bilenler için.
O bir deryadır,
Yüzmesini bilenlere…
Allah’ın rahmet ve mağfiretinden bir derya. Ağlayanların gözyaşlarıyla coşmuş bir derya. Hak sevgi ve muhabbetinin göklere ulaştığı ve mü’minlerin sonsuz rahmete gark olduğu eşsiz aydır o…
O’dur Kur-an’ı taşıyan.
O’dur Kur-an’ı insanlığa ulaştıran.
O kutlu elçinin elinden…
Ne de eşsizdir o ay ki, O’nun indirdiği geceye verilmiştir nice ay. Bin ay ve daha fazlası, o gecede yüklüdür ki “Kadir” ismiyle belirtilmiştir kadru kıymeti.
İşte Kur’an, işte Ramazan…
Ve işte gecelerin en faziletlisi, Kadir gecesi.
O halde, Kur’an’la hayat bulmuştur Ramazan.
Yeni bir üç aylar heyecanını yaşayan dedeler ve nineler, mırıldanırlar hiç farkında olmadan:
“Daha dündü son yaşadığımız. Ne zaman geçti bir yıl?”
Sonra dalar giderler eski günlerine. Koşuşan ve cıvıldaşan yavrucaklara bakarken…
Kimlerle nasıl topladıklarını düşünürler şivlilikleri. Kimi yaz, kimi şiddetli o kış günlerinde. Anne-baba, dede-nine, amca-dayı, hala-teyze ve o güleç komşuları gelir gözleri önüne… “Nasıl da iyiydi o Fatma teyze. Bize nasıl ikram edeceğini şaşırırdı adeta…”
Böyle geçti, böyle geçiyor günler. Ve gün geliyor, bitiyor ömürler. Allah âkıbetimizi hayırlı eylesin. O’na emanet olunuz.
Nice Üç Aylar’a…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.