Türkmenlere sahip çıkmalıyız

Türkmenlere sahip çıkmalıyız

Osmanlı Sonrası Irak ve 60.Yılında Kerkük Katliamı’nı anlatan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Irak’taki Türkmen kardeşlerimize Türkiye olarak sahip çıkmalıyız” dedi

Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde “Osmanlı Sonrası Irak ve 60.Yılında Kerkük Katliamı” konuşuldu.Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Osmanlı sonrası Irak ile günümüzde meydana gelen olayları tarihi kronolojik sıralamayla anlatarak İngiliz ve Amerikan’ın Irak üzerindeki petrol mücadelesi ile Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’ni dile getirdi.

İl Halk Kütüphanesinde gerçekleştirilen ve iki saat süren tarihi konuşmada Dr. Mustafa Güçlü, Halep, Musul ve Bağdat’ın Osmanlı’nın eski vilâyetleri olduğunu hatırlatarak Irak –Türkiye arasındaki birleşme ile Musul-Kerkük üzerindeki haklarımızla ilgili tarihi fırsatların, Türkiye’nin korkak ve pısırık idarecileri tarafından tepildiğini söyledi. Irak’ın insanlığın merkezi ve dolayısıyla derya bir konu olduğunu ifade eden Dr. Mustafa Güçlü, “Bütün peygamberlerin büyük çoğunluğunun zuhur ettiği, dünyada oluşan 30 medeniyetin 25’inin yaşandığı bir coğrafyadan bahsedeceğim. Dolayısıyla dünyadaki her insanın kökeninin orayla bir bağlantısı var” dedi. Irak’ın kelime anlamının tam olarak bilinmediğini ve bizim Türkçe’mizdeki uzak mânasına gelen “ırak” kelimesiyle bir ilgisi olmadığını belirten Dr. Güçlü, “Bir, damar anlamına geliyor. Bir de Dicle ile Fırat’a bakarsanız bu nehirlerin damarsal görünümünden dolayı ırak denildiği söyleniyor. Yaygın olan kelime anlamı ise “bel” demek” şeklinde açıklama yaptı.

MEZOPOTAMYA İNANCIN MERKEZİDİR

Mezopotamya’nın inancın, paganizmin çıktığı merkez ve süper devletlerin oluştuğu bir coğrafya olduğuna dikkati çeken Güçlü, Osmanlı Devleti’nin 400 sene bu bölgede hâkimiyet kurduğunu dile getirdi. Osmanlı Devleti’ni yıkmak ve parçalamak için İngilizlerin ajanları vasıtasıyla araştırma yaptırdığını ve ortaya çıkan ilk faktörün; Müslümanların Kur’an-ı Kerim ve dolayısıyla tevhid inancına bağlılıkları, ikincisinin de Hilafet müessesesi ve dolayısıyla Halife’ye olan bağlılıklarının ortadan kaldırılması olarak ortaya çıktığını kaydeden Güçlü, “İngiliz aklı Osmanlı’yı parçalayabilmek için 100 plan ve projeyi devreye soktu. İman ifsadı, fitne fücurda dünyada Yahudilerden sonra İngilizler gelir. Hilafetin 3 Mart 1924’de kaldırılmasıyla İslâm dünyası ve Müslümanlar, imamenin kopmasıyla birlikte dağılma sürecine girdi. İman ve itikadlarına yönelik saldırıları da göğüsleyemediler. Osmanlı’nın parçalanmasıyla birlikte Musul vilayetinin 10 Temmuz 1918’de İngiliz’ler tarafından işgal edildi” dedi. Güçlü, 1938’de dönemin milli ve yerli politikalar uygulayan Irak Kralı’nın Türkiye ile birleşme kararı almasına rağmen bu tarihi fırsatın, 11 Kasım 1938’de Cumhurbaşkanı olan İnönü tarafından kabul edilmeyerek geri tepildiğini söyledi. İkinci tarihi fırsatın ise, Musul ve Kerkük üzerinde Körfez Savaşı’nda doğduğunu ifade eden Güçlü, Özal iktidarı döneminde “Musul ve Kerkük’e girelim” önerisinin dönemin Genelkurmay Başkanının karşı çıkması ve istifası üzerine tepildiğini hatırlattı.

TÜRKMENLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Irak’ta yapılan ilk nüfus sayımında 567 bin Türkmen nüfusun bulunduğunu ve 1948’de Baas rejiminin Irak’a egemen olmasıyla Irak’taki Türkmenlere baskı, işkence, zulüm ve

katliamların da arttığına dikkati çeken Güçlü, “14 Temmuz 1959’da Kürtler, Türkmenleri katletmeye başlıyor. Aradan 60 yıl geçmesine rağmen bu zulüm hâlâ hafızalarda yaşıyor” dedi. Güçlü, Saddam’ın Irak’taki hâkimiyetinin Mısır’da CIA ile tanışmasıyla 1970’lerde başladığını ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin de Amerika’nın kışkırtmasıyla Saddam’ın önce İran’a savaş açtığını, sonra Kuveyt’e girmesiyle tam uygulamaya konulduğuna dikkati çekti. Musul ve Kerkük’teki Türkmenlerin iyi durumda olmadıklarını ifade eden Güçlü, “Türkmenler kendi kaderlerine terkedilmiş vaziyette ne yaptıklarını bilmeden debelenip duruyorlar. Türkmen kardeşlerimize Türkiye olarak sahip çıkmalıyız. Şiilerin arkasında İran’ın güçlü bir şekilde durduğu gibi Türkmenlerin arkasında güçlü bir devletin durmaması karşısında kendilerinden beklenen performansı gösteremiyorlar. Bu işimize yarar mı yaramaz mı bunu zaman gösterecek. İnşaallah Türkiye’nin ciddi bir B Planı vardır. Yâni Musul ve Kerkük üzerinde ağırlığını koyacağını umut ederek sözlerimi noktalıyorum” dedi.

Sohbetten sonra Türkmen Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Uzman Dr. Aydın Beyatlı, Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü’ye bir Türkmen Bayrağı takdim ederek çeşitli kitaplar hediye etti.

HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.