Şevki Çobanoğlu

Şevki Çobanoğlu

Türkiye, IMFnin Tuzağından Nasıl Kurtulacaktır?

Türkiye, IMFnin Tuzağından Nasıl Kurtulacaktır?

Türkiye, 1950’li yıllarda ekonomide yeni atılımlar yapmak düşüncesi ile Batı yardım ve kredilerini almaya başlamıştır. Önceleri faydalı gibi görünen dış kredilerin büyük bir zarar getirdiği yıllar sonra görülmüştür.
Türkiye, IMF’den dış kredi talebinde bulundukça, içinden çıkamayacağı ekonomik bir badireye doğru sürüklenmiştir. Sonuçta; Türkiye, IMF’nin borç tuzağına düşmüştür.
Bugün Türkiye, düştüğü IMF tuzağında tutulmaktadır. Hükümet olanlar, IMF’nin tuzağından kurtulmak yerine tuzakta kalmayı çare olarak görmektedirler.
IMF tuzağına düşen Türkiye’de; ekonomik dengeler kurulamayarak istikrarsızlık sürekli olarak artmaktadır.
Ekonominin istikrarsız gidişi bunalım ve darbeleri de beraberinde getirmektedir. Türkiye’de 1960’da, 1971’de, 1980’de yapılan askeri müdahaleler ve verilen muhtıralar ekonomik istikrarsızlığın sonucu olarak olmuştur.
Türkiye’de, 2000 yılında da büyük bir ekonomik istikrarsızlık olmuştur. Buna rağmen 57’nci Bülent Ecevit Hükümeti de çareyi IMF reçetelerinde aramıştır.
57’nci Bülent Ecevit Hükümetince, 1999 tarihinde IMF ile imzalanan Stand-By Anlaşması gereğince IMF heyetinin tavsiye ve önerilerinin dikkate alınması öngörülmüştür. Anlaşmaya göre, Türk ekonomisi üzerinde IMF’nin denetimi kabul edilmiştir. Hatta IMF, 57’nci Hükümet döneminde, Ankara’ya uzmanlarını da yerleştirmiştir. IMF’nin ilk Türkiye Masası Şefi, yani Memuru Carlo Cottarelli olmuştur.
IMF’nin Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, Türkiye’deki mevcut hükümetlere istediğini yaptırırken, bir zamanlarda onun “dedesi” Kont Corti, Duyûn-u Umumiye adına Bab-ı Âli’ye baskılar yapıp, istediğini yaptırıyordu. IMF ve Düyûn-u Umumiye’ye bakıldığında dün yaşananların bugün tekrarlandığı anlaşılıyor. (1)
Düyûn-u Umumiye’den kalan son borç 1954 yılında ödenirken, IMF’den ilk borç ise 1960 yılında alındı. Dün borçlardan dolayı Düyûn-u Umumiye’ye gebe kalmışken bugün ise, IMF’ye gebe kalınmış durumda. (2)
IMF, kredi açtığı ülkelere ekonomik istikrar sağlansın diye değil, o ülke ekonomisinde sömürgeci niyetlerle hareket etmektedir. IMF reçetelerini uygulayan ülkelerde, krizler kısa vadede azalır gibi görülür. Ancak uzun vadede ise o ülkede büyük krizler yaşanır. İşte Türkiye’de bu duruma düşen ülkelerden biridir.
IMF reçeteleri konusunda görüşlerini açıklayan Serdar Turgut, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde 5 Mayıs 2000 tarihinde şunları yazmıştır:
“Bugün hemen hemen bütün ülkeler IMF dışındaki bütün ekonomi çevreleri, Asya’daki krizin de IMF tarafından empoze edilen standart reçete sayesinde büyük bunalım boyutlarına geldiğini kabul ediyor. Türkiye’de ise ideolojik saygınlığı çok daha fazla. Kurumlaşan kriz her geçen gün de tehlikeli bir noktaya doğru gitmekte. Türkiye’de borsa fena halde şişmiş, sanayi üretimi geriliyor ve kısa vadeli sermaye hareketleri de tehlikeli boyutlarda.
Son 20 yılda Türkiye’ye kişi başına düşen gelir azalıyor. Gelir dağılımı inanılmaz derecede bozulmuş durumda. Nüfusun yüzde 10’u gelirin yüzde 70’ine ulaşma eğiliminde.
Hayvancılık tamamen öldü, tarım can çekişiyor. Ekonomi nüfusun 6 milyonunu ilgilendirecek şekilde örgütlenmiş durumda. Piyasa mekanizmaları bu korkunç durumu düzeltmez.”
IMF’nin Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde uyguladığı bütün programlar başarısızlıkla sonuçlanmıştır. IMF Avrupa Bölümü Başkanı Michael C. Deppler, “Türkiye, benzeri olmayan bir programı uyguluyor. Program iyi gidiyor. IMF’de en çok Türkiye konuşuluyor. Türkiye başarılı olursa, bu IMF’nin de başarısı olacak” demiştir. (Hürriyet, 25.04.2000)
Türkiye, IMF’nin sunduğu reçeteleri uzun süre uygulamıştır. Ancak uygulanan IMF reçeteleri ekonomide büyük bir bunalım getirmiştir. Türkiye daha büyük ekonomik çıkmazlara sürüklenmiştir.
Hal böyle olmasına rağmen, 57’nci Bülent Ecevit Hükümeti, IMF’nin sunduğu “Önceden açıklanmış bir döviz hedefine bağlı ve döviz kuru politikasına dayalı enflasyonla mücadele programı”nı uygulayarak ekonomide istikrar arayışına girmiştir. Ancak çıkan olumsuz neticeler, uygulanan ekonomik programın yanlış olduğunu açık ve net bir biçimde ortaya çıkarmıştır.
Peki Türkiye IMF’nin tuzağından nasıl kurtulacaktır?
Türkiye, IMF tuzağından kurtulması için öncelikle dış borçlarını tasfiye etmelidir. Bu yapılırken millî olan bir ekonomik programı uygulamaya koyarak kendi öz kaynaklarını harekete geçirmelidir. Zaten IMF, reçetelerini uygulamayan ülkelere borç para vermez. Türkiye, borç tuzağından kurtulması için IMF’den borç para almamalıdır.
----------------
(1) Söylemez, Haşim, Aksiyon Dergisi, 23.9.2000, Sayı: 303, sh:19
(2) A.g.e, sh: 20

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Çobanoğlu Arşivi

Vergi

31 Mayıs 2014 Cumartesi 06:00