Türk Milliyetçiliği
29.08. 2009 tarihinde yayımlanan Milliyet isimli yazımı değerlendiren Nemci Erkök şöyle demektedir: “Biraz eğri biraz doğru. Yazıda klasik Ergenekon safsatasına dayandırılmış yorumlar bulunmaktadır. Artık Ergenekon kaynak gösterilmemeli. Ergenekon’un AKP ve FTÖ tarafından oluşturulan aynı zamanında kökeni 2001 ABD tezine dayana bir safsata olduğunu herkes biliyor; fakat ne hikmetse halen kullanılıyor. Diyeceğim o ki Allah insanları ırk ırk yaratmış. İnek alırken bile Hollanda ineği alıyoruz da milletimizi söylemek mi utanç verici olsun.”
Ergenekon safsata değil, Ergenekon (1), Ergenekon (2) isimli yazılarımda Ergenekon’un ne olduğunu izah ettim. Okumanızı tavsiye ederiz. Ergenekon’un AKP ve FTÖ ile yakından ve uzaktan hiç bir ilgisi yoktur.
Fethullah Cemaati, bir terör örgütü değil, milli, manevi değerlere ve dinine bağlı bir cemaattir. Bu cemaatin, yurt içinde ve yurt dışında eğitim ve öğretime katkıları ortadadır. Bir cemaati delilsiz karalamak kimseye bir faydası olamaz; iftira ile de bir yere varılamaz.
Ergenekon isimli yazımda ifade ettiğim gibi, Ergenekon bir zihniyettir. Ecdadımızın Müslüman olmadan önceki dünya görüşüdür. Yani hilafetin kaldırılıp, yerine konulan zihniyettir Ergenekon.
Ergenekon’un anlaşılabilmesi için Arap Ba’açılığı ile bir karşılaştırmak istiyorum. Arapların da Ba’asçılık (Arapçası, Hizbül-Ba’ath’tır.) zihniyeti vardır. Yani İslamiyet’ten önceki cahiliyle devridir. Ergenekon tıpkı bir Hizbül-Ba’ath’tır.
Kuran-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “ Yoksa onlar (İslam öncesi) cahiliye idaresini mi arıyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükümranlığı Allah’tan daha güzel kim vardır” (Maide: 50)
İşte Ergenekon, Türk kavmi için cahiliye idaresidir. Hizbül-Ba’ath’tır ta Arap kavmi için cahiliye idaresidir. Hilafet kaldırıldığı zaman Türkiye’ye Ergenekon zihniyeti hâkim olmuştur. Arap dünyasına da Hizbül-Ba’ath zihniyeti hâkim olmuştur
Ergenekon’un temeli Türk milliyetçiliğine dayanmaktadır. Hizbül-Ba’ath’tın temeli ise Arap milliyetçiliğine dayanır. Dolayısıyla İslamiyet ile milliyetçilik birbirine zıt iki dünya görüşüdür. Günümüzde olduğu gibi, biri varken diğeri yaşayamaz.
Önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi lisanların ve renklerin çeşitli olması Allah’ın ayetlerindendir (Rum:22) . Dolayısıyla İslamiyet, yapısı gereği ırkların kendini ifade etmesi ve dillerin yaşaması ve neşv ü nema bulması için gereken ortamı hazırlar. Üstünlüğün de takva olduğunu söyler. Bkz. (Hucurat: 13)
ABD, soğuk savaş döneminde Özel Harp Dairesi’nin devamı olarak Ergenekon adı altında bir örgüt kurmuş olabilir. Buradan Ergenekon’un yeni bir örgüt olduğu manası çıkmaz. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ergenekon 1, Ergenekon II isimli kitaplarını da okursanız Ergenekon’u daha iyi anlamış olursunuz. Kökünün tarihe dayandığını, o varken İslamiyet’in yaşayamayacağını, ırkların kendini ifade edemeyeceğini, dillerin neşvü nema bulamayacağını daha iyi kavrarsınız.
Azınlıklar Meselesi isimli yazımda ifade ettiğim gibi, Milliyetçilik, başka kavimleri köle olarak kabul etmektedir. Eski Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, şöyle diyor: “Dost da düşman da bilsin ki, bu memleketin efendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır!
Milletimizin ismini söylemek, neden utanç verici olsun. Biz, Asabe isimli yazımızda kavim, millet kavramlarının manasını açıkladık. Kavim ve millet kavramlarını birbirine karıştırmayalım. Asabe isimli yazımı okumanızı tavsiye ederiz.
Kavmimiz Türk kavmi tarihte millet olmuştur. Bu görev tekrar bize verilmiştir. İnşallah pazartesi günü açıklayacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.