Abdullah Leblebici

Abdullah Leblebici

Turizm deyince artık akla deniz gelmiyor

Turizm deyince artık akla deniz gelmiyor

Yakın zamana kadar turizm deyince akla deniz, güneş, kum, gelir, insanlarımız da akın akın başta Akdeniz, Ege ve Marmara sahillerine akın ederdi.

Yaklaşık 15-20 yıldır insanların turizm anlayışı değişmeye başladı. Deniz kadar dağ ve yayla turizmi ön plana çıktı.

Dağ ve Yayla turizmi konusunda Ülkemiz eşi benzeri bulunmayan güzelliklere sahip. Adeta her bir köşesinde saklı cennetler mevcut.

Ne yazık ki bu tabiat güzelliklerini kendimizden ziyade yabancılar keşfediyor ve ziyaret ediyor. Bunun birçok sosyo-ekonomik sebepleri olduğu zihinlerimizin bir köşesinde durdun.

Dağ ve Yayla turizmi konusunda Seydişehir dikkat çeken güzelliklere sahip.

Bunların başında Kuğulu, Gökhüyük, Küpe çukuru, Taraşçı, Kızılcaköy, Yeniceköy, Arvana, Taşağıl bölgeleri ön plana çıkar.

Dikkat edilirse yerli ve yabancılar da bu bölgelere ilgi gösteriyor. Çok eskilere dayalı bahçe kültürünü yeniden hayata geçiriyorlar.

Özellikle Antalya, Manavgat ve Alanya bölgesinden gelen vatandaşlar yaz aylarını YAYLA diye nitelendirdikleri Seydişehir’de geçiriyor.

Bu konuda Seydişehir’ in hatırı sayılır bir göç aldığını söylemek abartı olmaz. 5-6 yıl öncesine kadar sahil kesimlerinden sadece yaz aylarında gelen yüzlerce vatandaş, ilçenin kış aylarındaki güzelliklerini de keşfedince yılın 12 ayında kaldıkları bir yerleşim birimi haline geldi.

Kim ne derse desin, Seydişehir büyük şehir havasında bir kent. Altyapısı, yeşil alanları, modern binaları geniş ve güzel yolları ile mükemmel bir yerleşim birimi.

Ayrıca, musluklarından temiz ve içilebilir su akan bu konuda yerleşim birimleri içinde Türkiye de ilk sıralarda yer alır ki bizler içinde yaşadığımız için bunun farkında değiliz.

Bütün bunların yanında temiz kentler sıralaması yapılsa ilk üçe girer.

Mesleğim gereği Ülkemizin birçok bölgesini ziyaret etme imkânı buldum. Turizm cenneti denilen bölgeler bile Seydişehir kadar temiz değil.

Bizleri böyle temiz bir kentte yaşattıkları için yetkililere teşekkür ediyorum.

KUĞULU MERKEZ OLABİLİR

Kuğulu piknik alanı gerçekten bir doğa harikası. Birçok kişi Abant kadar güzel der. Abant gölünü ziyaret ettim, hatta bir gece de kaldım.

Kuğulu Abant gölünden çok daha güzel bir yer. Bunun böyle olduğunu da her geçen yıl artan ziyaretçi sayısı gösteriyor.

Ağırlıklı olarak günübirlik ziyaretçilerini ağırlayan Kuğulu, son yıllarda başta Konya il merkezi olmak üzere birçok bölgeden turlar ile gelen misafirlerine ev sahipliği yapıyor.

Bu kadar yoğun ilgi gören doğa harikasının da sürekli olarak kendini yenilemesi, gelen ziyaretçilere her yönü ile hitap etmesi ve ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekiyor.

Yakın zamanda piknik alanı ciddi bir masraf yapılarak yenilendi. Ancak hemen şunu da ifade edeyim burada bulunan ve hizmete sunulan, masa, bank, çit gibi ahşap kısımların en azından yılda bir kere verniklenerek hem korunması hem de güzel bir görünüme kavuşturulması gerekiyor.

Bilindiği üzere “Kuğulu Vadisi Projesi” Konya’nın da en büyük mega projelerinden birisi. Daha sonra Tabiat Parkı’na da dönüşen Kuğulu Vadisi Projesi tamamlandığı zaman içinde “Eko Pazarı, su sporları göletleri, spor tesisleri, paintball ve kamp alanları ile karavan turizminin” de yapılacağı bunların yanında,

Yürüyüş ve bisiklet yolları, midilli çiftliği, göl çevresinde kafe – restoranları ve orman köşkü” ile bölgenin turizm merkezi haline gelecek. Bunlar güzel gelişmeler, bir de günübirlik gelen ziyaretçilerin konaklamasına imkân sağlayacak yatırımlar tamamlanır ise, kim tutar KUĞULU parkı.

Bu arada Belediye parktaki çalışmaları hızlandırdı. Bu önemli bir gelişmeyi de paylaşayım.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Leblebici Arşivi