TERÖRÜN ARKASINDA KİM VAR? (2)
Naoum Çhomsky ABD’li bir Profesör ve teorisyendir. Kendi milleti ve memleketi ile ilgili şöyle demiştir: “Dünyanın bir numaralı teröristi Amerika’dır.”
Kendilerinden bu gerçeği dile getiren daha birçok insaflı ve radikal olmayan kişi vardır. 2004 ABD başkanlık seçimleri için Demokrat Partiden aday adayı olan, fakat kazanamayan Ladiyn Rauche da: “Dünya terörizmi Londra’dan idare edilir” demiştir.
Aynı zat: 11 Eylülde (İkiz Kuleler) terörünü düzenleyen güçlerin; “Amerika'nın dışında değil içinde” olduğunu söylemiştir. Hem de açık açık... La Rouçhe 11 Eylül'den 48 gün önce verdiği video konferansta: “Amerika'nın büyük bir mali kriz içinde olduğunu anlattıktan sonra, dikkatlerin başka tarafa çekilebilmesi, vebâlin başkalarına yüklenebilmesi için garip şeylerin yapılabileceğini” söylemiş ve hakikaten dedikleri çıkmıştır. Bugün malum ABD ve AB ekonomileri iflasın eşiğindedir.
Fransız Filozof Sartre şöyle demiştir: “Avrupa medeniyeti, mazlum ve madur milletlerin, yani Afrikalıların, Asyalıların, Amerika yerlilerinin kanı, canı ve kemikleri üzerine bina edilmiş bir zulüm medeniyetidir.”
Zulüm yapmak, Terör ve tedhiş uygulamak, etnik grupları ayaklandırmak, isyanlar, ihtilallar çıkarmak, bölmek, parçalamak, yutmak, sömürmek, hortumlamak… Haçlı âleminin temel politikalarıdır. Roger Garudi’nin tabiriyle: “Avrupalılar gizlice yangını çıkarırlar, sonra itfaiyeci elbiselerini giyip söndürürler, tabi bununda bedelini fazlasıyla alırlar.”
Yakın tarihte Osmanlıyı böldüler ve birçok parçasını yuttular. Rusya’yı böldüler, Balkanları böldüler, Irak’ı böldüler, asırlardır tek devlet olarak yaşayan Sudan’ı böldüler. Şimdi bütün arzu ve emelleri ezelî ve ebedî düşmanları olan Türkiye’yi bölmek. Çünkü dedelerinin zamanında olduğu gibi, İslâm âleminin liderliğine doğru bir gidiş var. Bu ise Batının sonu demektir.
Bunlar her tarafı bölüyorlar, kendileri birleşiyorlar. ABD 50 küsur devletin birleşmesinden meydana gelen bir güç. AB 20 küsur devletten müteşekkil bir topluluk. Peki kendileri neye bölünmez? Çünkü onlar birleşip dünyayı hortumlayacaklar. Malum atalarımız “bölüneni börü (kurt) yer” demişler. Bir diplomat ABD’li bir diplomata sormuş; “ABD neye bölünmez?” cevap; “çünkü ABD de ABD elçilikleri yokta ondan” demiş. Ne manidar bir cevap.
1996 Nobel barış ödülü Endonezya’nın bir bölgesini ayırıp, müstakil bir Hıristiyan devlet kurmak için gerilla savaşı yapan ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan Hıristiyan bir lidere verilmiştir. Bu Hıristiyan gerillaları da İngiltere’nin eğittiği ortaya çıkmıştır.
1998 Nobel Barış Ödülü ise, İrlanda-İngiltere ihtilafına çare bulmaya, yani Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmaması için uğraşan Hume ve Trımple isimli iki politikacıya verilmiştir. Çifte standarda bakın ki, Müslüman devletleri bölenlere, Hıristiyan devletleri birleştirenlere Nobel Barış Ödülü(!) veriyorlar. Yarın Apo’ya da verirlerse şaşmayalım.
Kuzey İrlanda İngiltere’den, Bask bölgesi İspanya’dan, Korsika Fransa’dan, Sicilya İtalya’dan ayrılmak istiyor, Belçika ikiye bölünmek istiyor ama bunlara asla müsaade etmiyorlar. Fakat doğu ve güneydoğuda Türkiye’den ayrılmak isteyen hainler var; “hayhay, canla-başla, ne isterseniz verelim ve yapalım, yeter ki bölünün, parçalanın” diyorlar. Bunların daha pek çok ibretlik uygulamaları var da ibret alan yok. Şu misal ne kadar çarpıcı ve Batılının ne kadar hain olduğunu ortaya döken bir uygulama:
Şili diktatörü Pinoche tedavi maksadıyla 1998 yılında İngiltere’ye geldi. Diktatörlüğü dönemindeki uygulamalarının güya hesabını sormak üzere İngiliz hükümeti Pnoche’yi tutuklattı. İtalya hükümeti de İngiltere’ye resmen baş vurup: “Pinoche’nin diktatörlüğü döneminde Şili’ye giden iki İtalyan gazeteciden bir daha haber alınamamıştır. Dolayısıyla Pinoche’yi bende yargılamak istiyorum, Siz İngiliz Hükümeti olarak yargıladıktan sonra İtalya’ya verin biz de yargılayalım” diye müracaat etti. Fakat aynı İtalyan hükümeti Apo Roma Hava Alanında yakalanmış, fakat Türk hükümetinin resmî münacatına rağmen vermemiştir. Apo idam cezasına çarptırılınca Haçlı âlemi bütün dünyayı ayağa kaldırmış, onun hatırına bizden de idam cezasını kaldırtmış, 30 bin masumun katilini bize beyler-paşalar gibi besletiyorlar.
Şimdi başlığımızı yenileyelim: Terörün arkasında kim var? El cevap; Dostumuz ve müttefikimiz (!) Avrupalılar var. 28 Hıristiyan devlet bugün bu terör örgütünü destekliyor. “2003 yılına kadar PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul etmediler. Bu tarihten sonra devletimiz biraz güçlenince mecbur kaldılar. Gerçekler bu olduğu halde, hâlâ biz onların kapısında bekliyoruz. Ama neylersin; “denize düşen yılana sarılır” demişler.
Kendilerinden bu gerçeği dile getiren daha birçok insaflı ve radikal olmayan kişi vardır. 2004 ABD başkanlık seçimleri için Demokrat Partiden aday adayı olan, fakat kazanamayan Ladiyn Rauche da: “Dünya terörizmi Londra’dan idare edilir” demiştir.
Aynı zat: 11 Eylülde (İkiz Kuleler) terörünü düzenleyen güçlerin; “Amerika'nın dışında değil içinde” olduğunu söylemiştir. Hem de açık açık... La Rouçhe 11 Eylül'den 48 gün önce verdiği video konferansta: “Amerika'nın büyük bir mali kriz içinde olduğunu anlattıktan sonra, dikkatlerin başka tarafa çekilebilmesi, vebâlin başkalarına yüklenebilmesi için garip şeylerin yapılabileceğini” söylemiş ve hakikaten dedikleri çıkmıştır. Bugün malum ABD ve AB ekonomileri iflasın eşiğindedir.
Fransız Filozof Sartre şöyle demiştir: “Avrupa medeniyeti, mazlum ve madur milletlerin, yani Afrikalıların, Asyalıların, Amerika yerlilerinin kanı, canı ve kemikleri üzerine bina edilmiş bir zulüm medeniyetidir.”
Zulüm yapmak, Terör ve tedhiş uygulamak, etnik grupları ayaklandırmak, isyanlar, ihtilallar çıkarmak, bölmek, parçalamak, yutmak, sömürmek, hortumlamak… Haçlı âleminin temel politikalarıdır. Roger Garudi’nin tabiriyle: “Avrupalılar gizlice yangını çıkarırlar, sonra itfaiyeci elbiselerini giyip söndürürler, tabi bununda bedelini fazlasıyla alırlar.”
Yakın tarihte Osmanlıyı böldüler ve birçok parçasını yuttular. Rusya’yı böldüler, Balkanları böldüler, Irak’ı böldüler, asırlardır tek devlet olarak yaşayan Sudan’ı böldüler. Şimdi bütün arzu ve emelleri ezelî ve ebedî düşmanları olan Türkiye’yi bölmek. Çünkü dedelerinin zamanında olduğu gibi, İslâm âleminin liderliğine doğru bir gidiş var. Bu ise Batının sonu demektir.
Bunlar her tarafı bölüyorlar, kendileri birleşiyorlar. ABD 50 küsur devletin birleşmesinden meydana gelen bir güç. AB 20 küsur devletten müteşekkil bir topluluk. Peki kendileri neye bölünmez? Çünkü onlar birleşip dünyayı hortumlayacaklar. Malum atalarımız “bölüneni börü (kurt) yer” demişler. Bir diplomat ABD’li bir diplomata sormuş; “ABD neye bölünmez?” cevap; “çünkü ABD de ABD elçilikleri yokta ondan” demiş. Ne manidar bir cevap.
1996 Nobel barış ödülü Endonezya’nın bir bölgesini ayırıp, müstakil bir Hıristiyan devlet kurmak için gerilla savaşı yapan ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan Hıristiyan bir lidere verilmiştir. Bu Hıristiyan gerillaları da İngiltere’nin eğittiği ortaya çıkmıştır.
1998 Nobel Barış Ödülü ise, İrlanda-İngiltere ihtilafına çare bulmaya, yani Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmaması için uğraşan Hume ve Trımple isimli iki politikacıya verilmiştir. Çifte standarda bakın ki, Müslüman devletleri bölenlere, Hıristiyan devletleri birleştirenlere Nobel Barış Ödülü(!) veriyorlar. Yarın Apo’ya da verirlerse şaşmayalım.
Kuzey İrlanda İngiltere’den, Bask bölgesi İspanya’dan, Korsika Fransa’dan, Sicilya İtalya’dan ayrılmak istiyor, Belçika ikiye bölünmek istiyor ama bunlara asla müsaade etmiyorlar. Fakat doğu ve güneydoğuda Türkiye’den ayrılmak isteyen hainler var; “hayhay, canla-başla, ne isterseniz verelim ve yapalım, yeter ki bölünün, parçalanın” diyorlar. Bunların daha pek çok ibretlik uygulamaları var da ibret alan yok. Şu misal ne kadar çarpıcı ve Batılının ne kadar hain olduğunu ortaya döken bir uygulama:
Şili diktatörü Pinoche tedavi maksadıyla 1998 yılında İngiltere’ye geldi. Diktatörlüğü dönemindeki uygulamalarının güya hesabını sormak üzere İngiliz hükümeti Pnoche’yi tutuklattı. İtalya hükümeti de İngiltere’ye resmen baş vurup: “Pinoche’nin diktatörlüğü döneminde Şili’ye giden iki İtalyan gazeteciden bir daha haber alınamamıştır. Dolayısıyla Pinoche’yi bende yargılamak istiyorum, Siz İngiliz Hükümeti olarak yargıladıktan sonra İtalya’ya verin biz de yargılayalım” diye müracaat etti. Fakat aynı İtalyan hükümeti Apo Roma Hava Alanında yakalanmış, fakat Türk hükümetinin resmî münacatına rağmen vermemiştir. Apo idam cezasına çarptırılınca Haçlı âlemi bütün dünyayı ayağa kaldırmış, onun hatırına bizden de idam cezasını kaldırtmış, 30 bin masumun katilini bize beyler-paşalar gibi besletiyorlar.
Şimdi başlığımızı yenileyelim: Terörün arkasında kim var? El cevap; Dostumuz ve müttefikimiz (!) Avrupalılar var. 28 Hıristiyan devlet bugün bu terör örgütünü destekliyor. “2003 yılına kadar PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul etmediler. Bu tarihten sonra devletimiz biraz güçlenince mecbur kaldılar. Gerçekler bu olduğu halde, hâlâ biz onların kapısında bekliyoruz. Ama neylersin; “denize düşen yılana sarılır” demişler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.