Şevki Çobanoğlu

Şevki Çobanoğlu

Tasarruf, Faiz ve Yatırım

Tasarruf, Faiz ve Yatırım

Tasarruf; belirli bir sonuca varmak için harcanması gereken para ve emtiadan daha az sarf ederek aynı sonucu elde etmek tasarruftur. Para tasarrufu, emtia tasarrufu gibi.
Faiz; belli miktar bir paranın belli bir müddet kullanılması sonucu, parayı kullanan tarafından, para sahibine sermaye ile birlikte geri iade edilen fazlalık faizdir. Faiz alınterine dayanmayan, riski gerektirmeyen, sermayenin kullanma fiyatıdır.
Yatırım; kâr, kira, faiz ve temettü gibi bir menfaat sağlamak maksadıyla paranın arazi, bina ve tesis gibi sahalara tahsis edilmesidir.
Batılı ekonomistler, tasarruf, faiz ve yatırımın birbirine tesirlerini şu şekilde açıklamışlardır: Alfred Marshall gibi klasik ekonomistler, tasarruf ile faiz haddinin birbirlerine bağlı olduğu fikrindedirler. Tasarruf haddini tayin eden en önemli faktör faiz haddidir demektedirler. Yine klasik düşünceye sahip ekonomistlere göre, faiz haddi yükseldikçe tasarruf eğilimi artacak, faiz haddi düştükçe tasarruf eğilimi azalacaktır. Tasarruflar hacminde meydana gelen her artış da endüstrinin, ticaretin ve iş hayatının gelişmesini sağlayacak olan yatırımların artması demektir (1).
Klasiklerin bu görüşü, yine Batılı bir ekonomist olan John Maynard Keynes tarafından çürütülmüştür. Keynes, tasarruf miktarının artmasında faizin etkili ve yararlı olmayacağını, yatırım hacminin tasarruf hacmine bağlı olduğunu ileri sürer. Yüksek faiz haddi iş adamları (müteşebbisler) tarafından yapılan yatırımları azaltır. Bu sebeple ticarete ve endüstriye ters yönde etki yapar. Bu ters etkiden dolayı toplam para miktarı azalacaktır. Tasarruflar fertlerin para gelirlerine bağlı olduğundan, fert başına düşen gelir azalması sonucu, tasarruf hacmi de azalacaktır. J.M. Keynes, faizin normal haddinin %3 olabileceğini var saymasına rağmen, faiz konusunda şu hükme varmıştır: “Medeniyet seviyesinin yüksek olduğu toplumlarda faiz haddi son derece düşüktür; ideal toplum da ise faiz haddi % 0’dır.” (2).   
Faizin olduğu yerde tasarruf eğilimi azdır. Tasarruf eğilimi az olunca yatırımlar da azalacaktır. Ancak faizsiz bir ekonomide faizin tasarruf ve yatırıma menfi etkisi söz konusu değildir. Böylesi bir ekonomide faiz, lüks ve israfa yer verilmediği için, sadece tasarruf ve yatırımın birbirlerine etkisinden söz edilebilir. Ayrıca fertler arasında tasarruf teşvik edilerek, yaygınlık kazanır. Tasarruf etme fırsatı bulan fertler, ellerinde biriken kıymetleri (para vs.) hem daha fazla kazanmak, hem de toplum yararı gözetilerek yatırıma yönelirler. Bu da göstermektedir ki, faizsiz bir ekonomi de tasarruf ve yatırım eğiliminin daha çok olduğu görülür.
Türkiye ekonomisinde uygulanan faiz politikası, tasarruf eğilimini düşürdüğü gibi yatırımları da azaltan etki yapmıştır. Gelirleri ile zaruri ihtiyaçlarını bile zar zor karşılama mücadelesi veren fertler, tasarruf da yapamayacaklardır. (Tasarruf=Yatırım) eşitliğine göre; tasarruf olmayınca yatırım da olmayacaktır. Bir ülkede yatırımların azalması, üretim, işsizlik gibi değişik problemlerin doğmasına sebep olacaktır. Böyle bir politikanın devam etmesi halinde ekonomi çıkmazlara sürüklenecektir. Türkiye’de, Batılı ekonomistlerin görüşlerinden hareket edilerek uygulamaya konan politikalarla faizlerin yükseltilmesi sonucu, tasarrufların artıp yatırımların hızlanacağı savunulmuştur. Ancak bu uygulamalardan ters sonuçlarla karşılaşılmış olup, enflasyonun yükselmesi dahil, bir sürü ekonomik problemle karşılaşılmıştır.
Kanak:
(1) Mannan, Prof. M.A., Faizsiz Banka, Ufuk Yayınları, Ankara, 1969, sh: 28
(2) A.g.e.,sh: 29

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Çobanoğlu Arşivi

Vergi

31 Mayıs 2014 Cumartesi 06:00