Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Sırtında Neler Taşıyorsun Acaba?

Sırtında Neler Taşıyorsun Acaba?

İnsan hayatının kıymeti hiçbir zaman tartışılamayacak kadar önemli ve kıymetlidir. Zaten bütün çaba ve gayretler hep bunun için olmakta değil midir?
Ama bu ikinci cümleye iyi bir açıklama getirmek gerekiyor. Zira insanoğlu onca gayretini, çalışmasını ve her türlü meşakkate katlanmak suretiyle ortaya koyduğu çabasını/semeresini, sadece dünya hayatı için yaparsa işte o zaman çok büyük bir kayba uğrayacağı da malumdur. Böylesine bir durum kişinin varacağı sonsuz hayatta tamiri imkânsız büyük yaralar açacaktır.
Halbuki insanoğlu dünyasına çalışırken bile, âhiret yurdunun ihtiyaçlarını göz önünde tutarak yaşamalı değil midir? Bu gerçek Allah'ın (c.c.) yüzlerce âyetinde dile getirilirken, insanoğlu nasıl oluyor da onları görmezlikten geliyor! Bu durum onun da bir gün, görmezlikten gelineceğini hatırlatıyor. İşte ayet-i kerime bu gerçeği açık bir şekilde şöyle ortaya koymaktadır:
"Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz." (20 Tâhâ 124)
İnsanoğlu bu gerçeği düşünmeden dünya hayatını yaşarsa, sonuç da hiç iç açıcı olmayacaktır. Zira herkes "ne ekerse onu biçer."
Kimi mal-mülk peşinde olur ve Rabbini unutur.
Kimi, makam-mansıp peşinde olur, Rabbinin emirlerini ihmal eder.
Kimi ibadet eder, kulluk yapar gibi olur ama hâlâ nefsinin isteklerine de kapıyı açık tutar.
Kimisi de bu dini yaşadığını, anlattığını hatta temsil (!) ettiğini söyler de işine geleni yapar, gelmeyene de bir kılıf bularak (!) fetvalar geliştirir.
Kimisi ise "biraz daha", "daha gencim" ya da "işime, görevime zarar vermeyeyim," "ne yapayım görev icabı" diyerek kendini avutur.
İşte şeytanın oyunlarından bazıları… Rabbimiz onun şerrinden muhafaza etsin. Görüyorsunuz ki o şeytan insanı nasıl avutuyor, ona nasıl temelleri sapasağlam (!) vesveseler veriyor. Ne kadar acı değil mi? Nasıl da aldatıyor bizleri değil mi? Gün olup da ölüm meleğini karşımızda görüverince ne yaparız acaba!
"Âh insan âh! Âh nefsim âh! Âh gafletim âh!" diyoruz kardeşlerim.
Bu dini iyi yaşamalıyız. Bu din öylesine bir din ki, asla dünyayı da ihmal etmez. Bu gerçek ayet-i kerimede beyan buyrulur.
İbretlerle dopdolu olan olan Karun’un kıssasında geçen şu söz bakın hem dünya hayatını hem de ahiret yurdunu nasıl da kapsıyor:
"Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap!" (28 Kasas 77)
Genç olabiliriz… Dinç olabiliriz… Amir-memur, zengin, varlıklı, güçlü olabiliriz. Ama bilelim ki bir gün hepsi çıkar elimizden. Beyaz bir kefenle Hakk'a ulaşacağız ama acaba amellerimizin rengi ne olacak? Ya da bugün hangi renkte? Beyaz mı, kırmızı mı yoksa simsiyah mı?
Hikmet ehli kimselere kulak verecek olursak herhalde şöyle diyecekler:
-Ey insan! Neler kazanıyorsun acaba? Neler taşıyorsun sırtında? Hele bir bak!
Ey insan! İşine yarayacak şeyleri götürmeye bak âhiret yolculuğuna. O ebedi yurduna… Yazık etme kendine. Yoksa "niye getirdin bütün bunları" diye sana eza ederler.
Ey insan! Ne olursan ol, Hakk'a kul ol! Zira dünyadan göçeceksin bir gün. Bil ki, burası fani, gideceğin yer bakî. Bil ki, burası vasıta, ahiret ise maksat. Bil ki senin dünyada şunların varmış, sen orada sultanmışsın diye hiç de itibar etmezler. İtibar ancak takvayadır. Ey insan "Dünyada bir garip gibi ya da yolcu gibi ol!" buyurdu o eşsiz Peygamberimiz (s.a.v.). Buna göre yaşa ki pişman olma!
Ey insan! Dünya denizinde iyi yüzmeye bak! Sakın batıp boğulma! Hakk'ın gemisine bin de Yunus (a.s.) misali balığa yem olma!
***
Evet, şimdi tekrar soruyoruz her birimiz kendimize;
Acaba sırtımızda neler taşıyoruz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi