Şimdi Sıra Sizde
Yuvamız yazı serisi
Neden olmasın? Eğer bekârsanız... Boşanmış veya dulsanız… Veya çevrenizde yakınlarınızdan ve sevdiklerinizden bekâr olanlar varsa onların evlenerek yuvalarını kurmalarını sağlamalısınız, sağlamalıyız. Zira Nur Suresi 32. ayette, “Bekâr olanlarınızı evlendirin...” buyrulmuş olduğu hepimiz tarafından bilmesi gerekir.
Karşılaştığınız bir dostunuzdan, kendinize veya yakınlarınıza uygun eş arıyorsanız, bu sizin epeyce uzun bir zamana ihtiyacınız var demektir. Dış görünüşü ile aradığınız eş adayını bulduğunuzu varsaysak bile acaba ne düşündüğünü, nasıl yaşadığını hayat tarzının ne olduğunu biliyor muyuz?
Anadolu’muzda bu konu ile ilgili; “tencere yuvarlanıp kapağını bulmadıkça kaynamaz” diye güzel bir atasözümüz vardır. Bu müstakbel insanla evlendiniz. Hele “cicim aylarınız” da geçtikten sonra o kendi inanç ve fikrinin ailede hâkim olmasını ister, siz de kendi fikir ve inancınızın ailede yürütülmesinde ısrar ederseniz (ki ayrılan ailelerde hep bu şekilde olmaktadır) çıkan huzursuzluk önce eşler arasında daha sonra varsa çocuklara da intikal ederek, artık yuvada huzurun kaldığı söylenebilir mi?
Tanışmadan önce karşı cinsin fiziki özellikleri yanı sıra onun fikir ve inancına ait bütün bilgileri nikâh ve nişanlanmadan önce diğer eşe vererek, tanışma aşamasında sağlıklı karar vermenize yardımcı olan YUVAMIZ yani bizim kuruluşumuz en hayırlı bir çalışmayı yapmaktadır.
Yeri gelmişken belirtmekte fayda gördüğüm bir özelliğimiz de 14 seneyi bulan çalışmalarımızda “geçimsizlik, anlaşamazlık…” gibi hususlardan hiçbir boşanma yaşamamış olmamızdır.
Olayları bire bir gözleyerek kazanılan tecrübelerimize istinaden yazılmış bulunan makalelerimizin siz değerli okuyucularımızın “tenkit, tavsiye ve tekliflerinize…” açık olduğumu bildirerek, düzetme yapılması gereken yerler varsa düzeltmenizi istiyorum.
EVLENDİRME NE DEMEK
Evlendirmek demenin, evlenmek isteyen birisine, karşı cinsten bir eş bulmak ve onları birbirleriyle tanıştırmak olmadığını, bu çiftin evlenebilmesi için maddi ve manevi desteğin de şart olduğudur. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen erkek ve kızlarımızın evlendirilmelerinin toplumumuzdaki zenginler üzerine görev olduğunu ve bunu temin edebilmek için bir “Fakir gençleri evlendirme, yardım kampanyası” başlattık. Bu husus da sizin ve çevrenizdeki hayır sahibi kardeşlerimizin olaya ilgi göstermeniz gerekmektedir.
Ülkemizde “görücü usulü” ile “flört usulü” adında iki ayrı evlenme metodu kullanılmaktadır. Görücü usulde evlenecek gençler, ilk etapta birbirleriyle karşılaştırılmayarak hisleriyle karar vermekten korunmuş olmaktadırlar.
Flört sistemi evlenmelerde ise her iki genç de karşı tarafa beğenilmek arzusuyla, kendini karşı tarafa olduğundan daha farklı göstermenin gayreti içerisinde olmaktadırlar. Bu nedenle de gençlerin sağlıklı karar vermelerinin çok zor olduğunu ifade ederek, boşanmaların yüzde seksenden fazlasının flört usulü evlenmelerden olduğunun iyi bilinmesi gerekir.
KADININ ÖZELLİKLERİ
Yuvalarda mutluluğun sağlanmasının önemli şartlarından birisi hiç şüphesiz eşlerde ki fikir ve inanç paralelliğidir. Bu ise henüz nikâh kıyılmadan önce, karşıdakinin “fikir ve inancının” iyi tespit edilmesine bağlıdır.
Bu inceliği peygamberimizin; “Bir kadın dört şeyi için nikâhlanır. Bunlar; güzelliği, malı, asaleti ve dinidir. Sen dindar olanın seç” hadis-i şerifinde açıkça belirtilmiştir.
Bilindiği gibi din, bir insanın hayat ölçüsüdür. Kim hayatında hangi ölçüleri kullanıyorsa o ölçüler onun dinini göstermektedir. Bu bakımdan bize müracaat eden damat ve gelin adaylarımızı, onların mutluluğunu sağlayabilmek için kendi fikir ve görüşlerine uygun kimselerle evlendirilmeleri esastır. Bize yapılan müracaatları üçe ayrılmakta olup bunların “dindar, liberal -demokratlar ve sosyal-demokratlar” dır.
Bu fikri paralelliğe dikkat edilen “Çağın evlendirme sistemi” de şu ana kadar (17 Haziran 2012) evlendirerek mutlu bir hayat sürmelerini sağlayan çiftlerin sayısı 158’e erişmiştir.
HAYATIN İKİNCİ BAHARI
Bir önemli bir konu da dul ve boşanmış olanların hiç vakit geçirmeden nikâhlanarak evlenmeleridir. Bilhassa bu gün toplumumuzda yaşlı dul hanımlar evlenmedikleri için yaşlı dul erkeklerin hayatlarının kalan kısmını büyük bir yalnızlık içerisinde geçirmeye mecbur kalmaktadırlar. Bu insanların hayatlarının “ikinci bahar”larını yaşamalarına da vesile olmalıyız. Çünkü yarın bizler de onlar gibi olacağız. Bir yaşlı erkeğin dul kalmasına seyirci olmak bir gün kendimizin de onun gibi kalması demektir.
Çalışmalarımızda karşılaştığımız bizleri de hayran bırakan bir güzel davranışı örnek verirsem konumuz daha güzel anlaşılacaktır.
20 yaşındaki kızını yanına alarak büromuza gelen ve kaydettiren bir Mühendis babanın bu davranışını kendisinden sorduğumuz da; “Kızımın yaşı küçük ve talipleri de gelmektedir. Ancak biz, bize müracaat eden taliplerden her hangi birine değil, özellikleri baştan bildiğimiz bir damat adayına evet demek istiyoruz” denmesi gerçekten çok büyük bir olgunluk işaretidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.