Şii ve Sünniler birlik olmalı

Şii ve Sünniler birlik olmalı

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, Irak’ın demografik yapısı ile “Şii ve Sünniler” konusu gündeme geldi

Irak’ta Amerika tarafından oynanmak istenen oyunlar hakkında ayrıntılı bilgiler veren NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlâhiyat Fakültesi, Temel İslâm Bilimleri Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Şehabettin Kırdar, Irak’ta şiiliğin ne zaman çıktığı ilgili mevzuyu ele alırken Peygamber Efendimiz’in vefatından sonra halife seçiminde meydana gelen gelişmeler ile sonrasında ilk zuhur eden fitnenin Hz. Ömer’in şehid edilmesiyle başladığını, Hz. Ali ile Muaviye arasındaki fitnenin de Hz. Osman’ın şehid edilmesiyle meydana geldiğini anlattı. Hz. Ali’nin hariciler tarafından şehid edilmesiyle birlikte Muaviye’nin Hz. Hasan ile mücadelesinde Hz. Hasan’ın, müslüman kanı akmasın diyerek hilafeti Muaviye’ye teslim ettiğini ifade eden Şehabettin Kırdar, Yezid’in halifeliğine Hz. Hüseyin’i karşı çıktığını ve Küfe’de Hz. Hüseyin’e mektupla oyunlar oynandığını ve en sonunda Kerbela’da şehid edilmesiyle birlikte fitnenin daha da arttığını söyledi. Kırdar, “Hz. Ömer Bağdat’ı da içine alan İran’ı fethettikten sonra Pers İmparatorunun kisrasını yok etti. Esir alınan imparatorun kızı Şehr-i Banu Medine’ye getirilerek Hz. Hüseyin ile evlendirildi. Fitne sürekli olarak Irak’tan çıkıyor. Hz. Ömer, fetihten sonra bir Persli (Farslı) tarafından şehid ediliyor. İran'ın, tarih boyunca ve günümüze kadar hiç bir zaman İslam düşmanları ile ciddi bir savaşı olmamış, aksine İslam coğrafyasını kana bulayan faaliyetlerde bulunmuşlardır” dedi.

IRAK’TA Şİİ VE SÜNNİLER BİRLEŞMELİ

Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, geçmişte olan hadiselerden günümüz Müslümanlarının sorumlu olmadığını belirten Kırdar, Müslümanların sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek şu ifadelere yer verdi: “Hz. Ömer bin Abdülaziz, Hz. Ali ile Muaviye’nin fitnesinin sorulmasına karşı şu cevabı veriyor: Allahû Teâlâ bizim kılıçlarımızı onların kanlarından muaf tuttu. Biz de dilimizi muaf tutalım. Onlar hakkında atıp tutmayalım.”  Biz şunu biliyoruz ki, Hz. Ali’yi de Hz. Hüseyin’i de öldürenler cehennemin ortasındadır. Müslümanlar çok sıkıntılı. Ey şia! Ey sünni! Tek olan düşmanınıza karşı birleşin. Eğer bugün bizi yok ederlerse, sonra sıra zaten size gelecek. Amerika’nın Irak’a girmesi ve İran’ın hiç ses çıkarmaması, Irak Şiilerinin ses çıkarmaması nedir? Irak’ta baş gösteren fitne burada başlıyor. Biliyoruz ki her çağın bir derin devleti var. Kendi planına göre, kendi çıkarına göre hareket ediyor. Şiilik her çağda, her kıtada mesafe katetti. Şu anda Afrika’da o kadar çoklar ki… Adamlar zincirle kendilerini dövüyorlar, bıçaklarla kafalarını yarıyorlar. ”  

IRAK’TA Şİİ-SÜNNİ AYIRIMINI ABD ÇIKARDI

Irak’ın tarihte iki sefer işgale uğradığını ve üçüncü işgalin Amerika tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Kırdar, Irak’taki hiçbir Şii gurup ve partinin Amerikalılara karşı cihat eden Arap ve Iraklıların yanında yer almadıklarını belirterek, “Şii ve Sünni ayırımını ilk başta Amerikalılar çıkardı. İnsanlar birbirlerine düşman hale getirildi. Bizim asıl sıkıntımız, aklımızı kullanarak düşmana karşı nasıl birlik oluruz. Silahlar Müslümanlara satılıyor, paralar gavura gidiyor. Eskiden Amerika asker gönderiyordu. Şimdi göndermiyor, Müslümanları birbirine vurduruyor” dedi.  

KERKÜK’TE TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Sohbetin soru-cevap kısmında, Irak’ta yaşanan kargaşanın Amerika ile İran’ın anlaşamamasından kaynaklandığını kaydeden Kırdar, sünni meclis başkanının Amerika tarafından parayla seçildiğini ve Irak’ta cumhurbaşkanı ile başbakanları Amerika’nın başa getirdiğini belirterek “Irak’ta petrol ve ticaretten İran’ın kasasına giren para 800 milyar dolar” olduğunu söyledi. Kırdar, Kerkük’ü yakın bir gelecekte büyük bir tehlike beklediğini ifade ederek şu uyarıyı yaptı: “Kerkük’te Türkmenlere sahip çıkılmadığı takdirde yakın bir gelecekte Kürt ve Şii tehlikesiyle karşı karşıya kalınabilecek. Barzani, Kerkük’te büyük bir saldırı hazırlığı yapıyor. Sessiz kalınır ve ilgilenilmezse o zaman Kerkük elden gider. Kerkük’te 10 yıla varmaz yakın bir tarihte bir şiileştirme olacak. Kerkük’te tehlike çanları çalıyor. Biz ne kadar Türkmen Türkmen desek de Kerkük yarın İran olabilir!”

Irak asıllı Dr. Öğretim Üyesi Şehabettin Kırdar’a derneğin teşekkür plaketini Hisder Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram’la birlikte takdim etti. Sohbet, okunan Kur’an tilavetiyle sona erdi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.