Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Özürlü de Mutlu Olabilir

Özürlü de Mutlu Olabilir

Yuvamız yazı serisi

Yuvamız, kurulduğu günden bu güne takriben 14 sene geçti. Yaşadığımız öyle güzel olaylar oldu ki bunların hazzını sizlere hissettirmem mümkün değil. Ama bazı olayları hikâye ederek sizleri de bilgilendirmeye çalışıyorum. Bir başka ifade ile balı size anlatıyorum ama onun tadını anlatmam mümkün olmuyor. O tat, sadece tadınca anlaşılıyor.
Toplumun, özürlü bir insana bakışını hepimiz biliyoruz. Birçok özürlü maalesef kendi kaderlerine terkediliyor ve hayatlarını bu şekilde devam etmeleri öngörülüyor. Bazı resmi kurumların ve belediyelerin özürlü insanlarımız için küçük bazı maddi desteklerini görüyor ve seviniyoruz. Ama bu yapılanların sadece maddi birer destek olduğunu görüyor, özürlülere manevi destekten yoksun olduğunu da biliyoruz.
2012 yılının eylül ayında iki yürüme özürlü genci evlendirerek onların da dünya evine girmelerine vesile oldum. Bunlar hem evlendiler, hem yalnızlıktan kurtuldular ve hem de birbirlerini manevi yönden destekleyerek mutlu bir ortamın oluşmasını sağladılar.
Yuvamız’a 8 ay önce Konya’dan 20 yaşında yürüme özürlü bir kızımız başvurdu. Telefonla yaptığımız görüşmede yanında kendisi gibi bir kızın da olduğunu, kendisini evlendirebilirsem onun da müracaat edeceğini söyledi. Ben de;
- Biz yaratıcı değiliz. İnşallah Allah size de yanınızda ki kızımıza da hayırlı bir eş verir dedim.
Kızımızın kaydını yaptırdı ve kendisini dosyamıza aldık.
Hemen ifade edeyim ki biz erkek olsun, kadın olsun bir müracaat olduğu zaman dosyalarımıza bakarak, “var veya yok” diyerek kestirip atmayız. Gelecek karşı cins adaylarla uygunluk sağlayabileceklerini düşünerek onlara, üç aydan az olmamak üzere hizmet vermeye devam ederiz.
Bu kızımızı da dosyamızda beklemeye aldık. Aradan 6 ay kadar bir zaman geçti. Belki de Konya’da ki özürlü Gelin Adayımızın artık “evlenme ümidi” de yitirmişti.
DAMAT ADAYIMIZ DA GELİYOR
Aradan 6 ay geçtikten sonra Ankara’dan 22 yaşında yine yürüme özürlü bir delikanlımız başvurdu. Bu delikanlının anne ve babası da vefat etmiş ve tabiri caizse taşıdığı özrüyle dünyada yapayalnız kalmış bir delikanlı idi.
Bu delikanlı kime gider, kimden ve nasıl kızlarına talip olabilirdi.
Önce delikanlı, kızın formunu inceledi ve kendisi için “uygun buldu”. Arkasından delikanlının formunu internetten Konya’ya gönderdik. Kız tarafı da delikanlıyı “uygun bulduklarını” ifade ettiler. Sıra bu gençlerin tanıştırılmasına gelmişti. Kızın telefonlarını delikanlıya vererek görüşmelerini sağladım.
Aradan bir hafta geçti. Delikanlı Konya’ya gitti. Kızla ve ailesiyle tanıştı.
Bu arada delikanlı ile Metroda karşılaştık. “İşler nasıl gidiyor?” diye sorunca bana;
- Çok hızlı gidiyor, ağabey…” cevabını verdi.
Konya ziyaret birkaç kere tekrarlandı. Sonunda kız tarafı beni arayarak,
- Her şey iyi hoş da Ankara uzak bir il, dediler ve vaz geçeceklerini söylediler. Ben kendilerine;
- Şimdi ulaşım ve iletişim, Ankarayı Konya’nın bir Banliyösü şekline girmiştir.
Ankara Konya arası sadece 2 saattir dedim.
Netice de bu gençler ve kızın ailesi evliliği gerçekleştirdiler. Kız, Ankara’ya gelin geldi.
Bir müddet önce telefonla beni arayan bu çift teşekkürlerini bildirdiler. Bu arada kız, belki babasına söyleyemeyeceği bir sözü telefonda bana bildirerek;
- “Nevzat Amca… Ben hamileyim” dedi. Ben da kendisine;
- “Evladınız hayırlı olsun. Allah analı babalı büyütsün”diye dua ettim.
Şimdi sıra evlenmek için bekleyen damat ve gelin adaylarımız ile Konya’dan başvuran diğer yürüme özürlü kızımıza gelmiş bulunmaktadır.
BİR DEĞİL İKİ HAYAT KURTARILIYOR
Delikanlının özel olarak yaptığı itirafları ise şu şekildedir.
“Benim anne ve babam, ben küçükken ölmüşler. Ben amcamın ve diğer akrabalarımın ilgileriyle büyüdüm. Bu arada geçirdiğim bir trafik kazası sonucu yürüme özürlü haline geldim. Şu anda bir müteahhittin yanında asgari ücretle çalışıyorum.
Şunu iyi bilmenizi isterim ki, ben artık hayata küsmüş, bütün işi oluruna bırakmıştım. Dünya, yansa umurunda değildi. Bu olay sizi tanıyıncaya kadar devam etti.
Sizi tanıdım ve size kaydoldum. Beni evlendirebileceğinize tam inanmamakla birlikte, “acaba yapabilirler mi?” diye de düşünüyordum. Hele Konya’dan bir gelin adayı olduğunu söylediğinizde bu ümidim biraz daha kuvvetlendi.
Şimdi evlendim ve yuvamı kurdum. Allah sizden razı olsun. Bana bir babalık yaptınız” dedi.
Yuvamızın kıymeti, Cenab-ı Hak’kın Nur Suresi 32. Ayetinde belirttiği; “Bekarlarınızı (nikahsız) olanlarınızı evlendirin” emriyle zaten belliydi. Ama Yuvamız kurulup da çalışmalarını ilerletince, sadece ülkemizden değil yurt dışından da başvurulan ve evlenilebilen bir sistemle çalışınca, Almanya’dan Bursa’ya gelin getirdiğimiz, İstanbul’da yuvalar kurduğumuz zaman Yuvamız’ın kıymetini daha iyi ortaya çıktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi