Osman Seçgin: Ciğerlerimiz Yandı… 

BBP Konya İl Başkanı Osman Seçgin 

Ciğerlerimiz Yandı… 

 Güzel yurdumuz Anadolu büyük bir ateş çemberine büründü. Marmara Bölgemiz dışında bütün bölgelerimiz orman yangınlarına teslim oldu. Aynı anda bu kadar çok yangının çıkması akıllara bunların sabotaj olma ihtimalini getirirken yetkili makamlardan bu yangınların terör saldırısı olduğu yönünde bir açıklama henüz yapılmadı.  Fakat kendilerine  '' Ateşin Çocukları '' adını veren iblisin uşakları bu saldırıları kendilerinin yaptığına dair bir açıklama yaptı. Yetkili makamların konu ile ilgili soruşturmaları netleşince dünyanın bir çok yerinde de devam eden yangınlara benzer fakat hiç alışık olmadığımız eş zamanlı yangınların doğal yangın mı terör örgütleri tarafından organize edilen sabotaj mı olduğu netlik kazanacak.

 Ciğerlerimiz yandı, cennet vatanımızın ormanları çok büyük zarar gördü, yangın yerleşim yerlerine sıçradı, dağlık alanlarda yaşayan çilekeş, fedakar, gariban Anadolu insanının bütün birikimi yok oldu. Devletimiz ve milletimiz ilk andan itibaren elinde olan imkanlarla bölgelerdeki halkımızın yardıma koştu. Şimdilik yangınların büyük kısmı kontrol altına alındı ve dün itibarıyla memleketimizin bir çok noktasına Rabbimiz rahmetini indirdi. Yağan yağmurlar hem yeni yangınların çıkmasını engelleyecek hem de mevcut yangınların büyümesinin inşallah önüne geçecektir. Gelecek hafta itibarıyla memleketimiz daha sıcak bir hava dalgasının etkisine girecek. Bundan dolayı  gelecek hafta daha dikkatli olmalıyız.

 Yaralar kısmen sarılmışken doğruları konuşmanın zamanı geldi, yangınlar devam ederken; yangınla mücadele konusunda sınıfta kaldığımızı acı bir şekilde tecrübe ettik. 19 yıllık Ak Parti iktidarında, Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlar  için 13 tane makam uçağı alınırken yangınla mücadele için Orman Bakanlığı'na bağlı tek bir uçak satın alınmadığını,  ülkemizin kullanımında olan 3 adet uçağın ise kiralama yöntemi ile başka ülkelerden kiralandığı öğrendik.

 Yakın dönemde iflasını açıklamış Yunanistan'ın bile yangınla mücadelede kullanacağı mülkiyeti kendine ait 31 adet uçağı varken, bu denli büyük olmasa bile dönem dönem orman yangınları ile karşılaşan  ülkemizde yetkililer neden tek bir uçak dahi almadı koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kiralık üç uçaktan başka neden tek bir uçağının olmadığını başta sayın Cumhurbaşkanı ve Orman Bakanı Pakdemirli olmak üzere bütün yetkililer açıklamak zorunda. Batık Yunanistan 31 uçak sahibi olabiliyorken ve ekonomik olarak onlardan çok daha üstün durumda olan ülkemizde yangınla mücadelede kullanılmak üzere neden uçakların alınmadığını,yaraların neden daha erken sarılamadığını  açıklamak zorundalar.

 Orman yangını demişken Türk Hava Kurumu'ndan bahsetmemek olmaz, 1925 yılında kurulmuş olan öğrencilik dönemimizde hepimizin okula kurulan sandıklara bağış yaptığı hatta bir dönem memleketin kahır ekseriyetinin memlekete hizmet etsinler diye kurban derilerini bağışladığı ya da mecburen verdiği Türk Hava Kurumu maalesef işlemez hale geldi ve iflasın eşiğinde... Yakın tarihe kadar orman yangınları ile mücadelede ülkemizin uçakları sadece bu kuruma aitti. 1925 yılından beri var olan bu kurumun yapısı zaman içinde değişti ve yakın tarihte sadece emekli generallerin kontrolüne girdi, iyi niyetli olanlardan sonra kurumu devralanlar maalesef koskoca Türk Hava Kurumu'nu batırdılar. Kurumun toplamda 1 miyar 800 milyon bankalara borcu var ve yönetim kurulu dava açarak kuruma kayyım atattı. Uçaklar hangarlarda çürümeye terkedildi ve maalesef bu yangınlarda uçaklardan faydalanılamadı.

 Yangınların başladığı ilk andan itibaren gençlik teşkilatımız olan Alperen Ocakları ile beraber yangın bölgelerindeyiz. Yangın söndürme, tahliye ve yaraların sarılması ile ilgili bütün çalışmalara arkadaşlarımız bizzat katılıyorlar, tecrübe ettiğimiz ve edindiğimiz bilgilere göre devletimiz Orman Müdürlükleri, Emniyet, Jandarma ve Afad başta olmak üzere bütün kurumları ile orada. Yurdumuzun çeşitli bölgelerinden gelen kahraman itfaiye görevlilerimiz canla başla mücadele ediyor. Alperen Arama Kurtarma ekiplerimizin de içinde olduğu bir çok sivil toplum kuruluşumuz bölgede canla başla mücadele ediyor. Yurdun çeşitli bölgelerinden vatandaşlarımız yine çok büyük yardımları yangın bölgelerine göndermişler. Bölgelerde yiyecek, giyecek, ısınma gibi herhangi bir sorun kalmamış.

 Bu olağan üstü gayrete ve çalışmaya rağmen maalesef  bölgelerde müthiş bir koordinasyon eksikliği var. Hangi itfaiye ekibinin hangi bölgede çalışma yapacağı hangi helikopterler ve uçakların değişen yangın durumlarına göre hangi bölgelerde çalışacağı hangi yardımların hangi noktalara gideceği yönünde müthiş bir koordinasyon eksikliği var. İmkanlar fazla fakat doğru yönlendirilemiyor. Herkes canla başla çalışıyor fakat istenilen sonuç alınamıyor. Siyaset maalesef yangın bölgesine de sıçramış durumda. Üzülerek ifade etmeliyim ki Orman Bakanlığı ile belediyeler arasında diyalog sıkıntısı var.

Bu yangın yetkililere ders olmalı ve orman yangınları ile mücadelemizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Toplumdaki kutuplaşmayı afet bölgelerinde mücadele eden insanlar dışında kıramadık. Siyasiler üslupları yüzünden milletimize zarar veriyor, afet anında bile sosyal medyadaki #HelpTurkey #StrongTurkey çatışmalarının önüne geçemedik.  Bu konudaki düşüncemiz ise afet dönemlerinde elbette uluslararası yardıma başvurulabilir ülkemiz afet dönemlerinde bütün dünyaya yardım eli uzatıyor biz de bu konuda ihtiyaç halinde diğer ülkelerden vatandaşlarımızın daha fazla mağdur olmaması için elbette uluslararası yardıma başvurabiliriz. Fakat  bunun yöntemi sosyal medyada çığırtkanlık yapmaktan geçmez. Yetkili kurumlar diğer ülkelerin  yetkili kurumları ile diplomatik yoldan görüşür ve uygun olan yardımları kabul eder. Nitekim böyle de oldu yangın başında 3 olan uçak sayısı şu an 20'lere çıktı Dış İşleri Bakanı'mızın girişimi ile kardeş Azerbaycan başta olmak üzere  bir çok ülke yardım uçaklarını ülkemize gönderdi.

 Ülkemizde çıkan orman yangınlarından sonra bugüne dek maalesef orman alanları Anayasa'mızdaki açık hükme rağmen yeniden yeşertilmedi bir çok alan turizm başta olmak üzere çeşitli konularda imara açıldı. Bu yangınlarda yanan yerlerin akıbetini takip edeceğiz. Sn Cumhurbaşkanı başta olmak üzere yetkililer alanların yeniden ağaçlandırılacağına başka hiçbir amaca dair kullanılmayacağına dair sözler verdiler fakat burada önemli olan konu yanan alanların nasıl tekrar orman alanına çevrileceği...

 Kamuoyunda aralarında eski Orman Bakan Yardımcılarının da bulunduğu bir çok profosör yangın sonrası bölgelere müdahale edilmemesi gerektiğini doğanın kendisini yenilediğini yanan ağaçlardan arta kalanların içinden kendiliğinden filizlendiğini ve doğanın bir yıl içinde doğal yollarla ormanı yeniden meydana getireceğini beyan ediyor. İyiniyetli bir çok yetkili ve STK ise bölgelerin yeniden fidan dikilmek sureti ile ağaçlandırılacağını söylüyor. Bu konuda ormanlarımıza en sağlıklı şekilde kavuşmamız için bir araştırma komisyonu kurulmalı ve yeniden fidan dikerek mi yoksa doğayı kendisiyle başbaşa bırakarak mı çözüme kavuşturacağız bir karar verilmeli..

 Ülkemizin gündemini işgal eden konulardan bir tanesi de şehrimizde 7 kişinin yaşamını yitirdiği  vahşice işlenen bir cinayet... Konya; sevginin, saygının, hoşgörünün ve kardeşliğin merkezi olan bir şehir. Yüzyıllardır şehrimizde kardeşlik iklimi hakim. Herhangi bir etnik ya da mezhepsel bir kavgaya asla ev sahipliği yapmamış şehrimizde meydana gelen vahşi bir cinayet üzerinden provokasyon kovalayan şer odakları var. Bir Türkmen- Kürt kavgası gibi lanse edilmeye çalışılan ve buradan siyasi oy hesabı yapılan olayın aslında iki aile arasında geçmişi çok uzun yıllara dayanan bir anlaşmazlık olduğu ortaya çıktı. Vefat eden kardeşlerimizin söz konusu terör örgütünün düşünce yapısıyla ve siyasi uzantısı olan partiyle herhangi bir alakasının olmadığı aile fertlerinden bazılarının Ak Parti üyesi olduğu yine vefat eden Barış Dedeoğlu'nun öğrencilik zamanında Ülkü Ocakları'na gittiği, saldırının tek başına yapılmış olan bir saldırı olduğu ortaya çıktı. Katil yakalandı, sorgusu yapılıyor. Konya size provokasyon fırsatı vermez. Bu şehrin kardeşlik iklimini  asla bozamazsınız.

 Vahşi saldırıda vefat eden hemşehrilerimize Allah'tan rahmet geride kalan yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

 Orman yangınından etkilenen vatandaşlarımızın yaralarının sarılmasının takipçisi olacağız. Yürütülen soruşturmaların neticesinde söz konusu yangınların terör saldırısı olduğu ortaya çıkarsa bütün zararlar Terörle Mücadele Kanunu kapsamında devletimiz tarafından karşılanacaktır. Bir terör saldırısı değil doğal yollarla ya da ihmallerle ortaya çıkmış yangınlarsa yine bütün vatandaşlarımızın bütün zararları giderilmelidir ve bunun yöntemi de faizsiz kredi ya da Toki evleri kesinlikle değildir. Dünyanın dört bir yanına yardım gönderen devletimiz bu yangından etkilenen bütün vatandaşlarımızın yaralarını sarmalı mağdur olan vatandaşlarımızdan tek kuruş para almamalı bölgeler aslına uygun şekilde imar edilmelidir.

 Şehitlerimize Allah rahmet eylesin, yaralılarımıza acil şifalar versin. Memleketimize geçmiş olsun, Rabbim yeni acılar yaşatmasın...