Ortadoğu Uzmanı Doran: Türkiye Korkuları Nedeniyle Işid’e Tepki Veremiyor

Ortadoğu Uzmanı Doran: Türkiye Korkuları Nedeniyle Işid’e Tepki Veremiyor

Düşünce kuruluşu Brookings'in Ortadoğu uzmanı Michael Doran, Türkiye’nin radikal Selefi IŞİD örgütüne karşı tepkisizliği, korkuları olmasına bağladı.Türkiye’nin, sınır komşusu haline gelen IŞİD’in ülke içinde çıkarabileceği...

Düşünce kuruluşu Brookings'in Ortadoğu uzmanı Michael Doran, Türkiye’nin radikal Selefi IŞİD örgütüne karşı tepkisizliği, korkuları olmasına bağladı.

Türkiye’nin, sınır komşusu haline gelen IŞİD’in ülke içinde çıkarabileceği kaos korkusu nedeni ile sessiz kaldığını savunan deneyimli uzman, ‘‘Türkiye bir savaşa girmeye korkuyor. Türkiye ön cephede. Başkan Barack Obama, Suriye ve Irak’ta yapılacak savaşa Türkiye’nin destek vermesini çok istiyor ama bu savaşın nasıl neticeleneceği muğlak. Erdoğan da arkasında güven duymadan savaşa girmek istemiyor.’’ dedi.

Türkiye’nin IŞİD’i bölgede Kürtlere ve Şii mezhebine karşı kullandığı iddialarına da cevap veren Doran, ‘‘IŞİD’i Kürtlere karşı Ankara’nın kullandığı iddiaları bence çok basit değerlendirme. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta muhtemel birçok gelişmeye ilişkin politikaları olduğu düşüncesindeyim. Öncelikle bölgeden gelebilecek sığınmacılardan korkuyor. Kuzey Irak’ta bir Kürt sorunun yaşanmasının Türkiye içine yansımasından da korkuyor.’’ değerlendirmesinde bulundu.

IŞİD sorununun Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vereceği yönündeki yorumlar için ise Michael Doran şöyle konuştu: "Bunu iki tarafın nasıl değerlendireceğine bağlı. Erdoğan, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu unutmamalı. İnsanlar soruyor, Almanya’nın telekulak olayını, Hamas’a Türkiye’nin desteğini, IŞİD’e yardım iddialarını. Birçok çevre Türkiye’nin diğer NATO müttefiklerinden farklı bir yol izlediğini konuşuyor, endişe duyuyor. Şu an iki ülke (Türkiye-ABD) arasında bir krizin olduğunu söylemek için erken ancak böyle bir potansiyel mevcut, fazlasıyla hem de."

ABD’nin neden IŞİD’e karşı asker göndermek yerine hava operasyonu ve istihbarat temin etmekle yetindiği sorusuna Doran, ‘‘Bunun bir nedeni Amerikan halkının Ortadoğu’da bir başka savaşa ülkelerinin girmesini istememesi. Bir başka neden de, Başkan Obama’nın kendisine ülkeyi savaşa sokan değil savaştan çıkaran başkan olarak tarihte anılmak istemesi.’’ diye cevap verdi.

Council of Foreign Affairs (CFR) adlı düşünce kuruluşunda konuşan Doran, bir katılımcının sorusu üzerine de ‘‘İşin doğrusu Erdoğan’ın ülkesi için birçok alanda pozitif işler yapmış olan Gülen hareketi ile neden mücadele ettiğini anlamış değilim." dedi.

TÜRKİYE’NİN IŞİD POLİTİKASI HERKESİ ŞAŞIRTIYOR

Türkiye’nin bölgede farklı ülkelerin çıkarları ile bir mücadele içinde olduğunu savunan Atlantic Konseyi adlı düşünce kuruluşunun Ortadoğu ve Körfez ülkeleri uzmanı Bilal Y. Saab ise, IŞİD’i Esed rejimini yıkabilmek için bazı ülkelerin bir araç gibi kullandığını söyledi. ‘‘Bu son derece riskli bir politika. Son zamanlarda bunn büyük risk olduğunu birçokları anladı ve bu silahın kendilerine dönebilme ihtimalini gördü. Yine bu durum Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarını da tehdit eder duruma geldi. Bu nedenle Türkiye’nin politikası da herkesi olduğu gibi beni de şaşırtıyor.’’ dedi.

New York bulunan CFR’da katılımcıların sorularını da cevaplayan Saab, IŞİD hakimiyeti alanına giren topraklarda Suudi Arabistan’dan çok Türkiye ile Ürdün’ün rolü olduğunu ileri sürdü.

İran’ın nükleer çalışmasının birçokları için bölgede IŞİD’den daha büyük sorun olduğunu belirten Saab, Suudi Arabistan’ın özellikle olayı böyle değerlendirdiğini dile getirdi.

IŞİD’e karşı ABD’nin kırmızı çizgisinin ne olduğu sorusuna ise Saab, ‘‘Gerçi Suriye’de kimyasal silah kullanımı kırmızı çizgisiydi Washington için, ancak bu çiğnendi. IŞİD’e karşı Amerika’nın kırmızı çizgisi bence Ürdün’ün güvenliğini cidden tehdit etmesidir. Çünkü Ürdün’ün güvenliği tehdit edilir ve bu ülkede kaosa yol açarsa IŞİD, o zaman İsrail için de tehdit oluşturur ki, bu da ABD için kırmızı çizgi demektir.’’ cevabını verdi.

Bugün Ortadoğu’da yaşanan sorunların temelini 20 yüzyılın başlarında İngiltere ile Fransa’nın harita üzerinde çizdiği ve bölgenin etnik, doğal yapısına aykırı sınırların oluşturduğunu belirten Saab, ayrıca bölgede bir mezhep çatışması değil çıkar savaşı yaşandığını ifade etti. Saab, ‘‘Bölgede özellikle hem İran hem de Suudi Arabistan mezhep farklılığını birer araç olarak kullanmakta.’’ dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.