Önceliğimiz gazetecilik
Geçtiğimiz gün "Gazeteciler" talihsiz bir olay yaşadı.
KONESOB seçimlerinde seçim kurulunda görevli bir beyefendi tarafından "gazeteciler" sözlü saldırıya uğradı.
**
Olayın gelişimi şöyle:
Ali Osman Karamercan'ın sandık fotoğrafını çeken "gazeteciler" (ki içlerinde ben de varım) bir de rakibi Muharrem Karabacak'ın sandık başında fotosunu çekmek istedi.
**
Sandık görevlileri, baya bir agresifti.
Görevli "Şurayı boşaltın"
Gazeteciler: "2 dakika bizi hoş görün, Muharrem beyin fotosunu da çekip çıkalım"
Seçim görevlisi, iyice gerilmişti, kendine göre haklı sebepleri vardır bilemem. "Gazetecilerin" şiddetle bulunduğu alandan çıkmasını istiyordu.
Görevli dayanamadı ve Kon Tv'de çalışan bir gazeteci kardeşimize "Kes lan sesini" diye bağırdı.
**
Bu, gerçekten hiç yakışık almayan bir söylem, tavır ve üslup!!!
Davetli olarak seçime gitmişiz, gizli saklı bir durum yok.
Bizi bulunduğumuz alandan çıkarmak istiyorlardı.
Gerçekten garip.
**
Bu işin, Kon Tv'si, Kanal 42'si, Sun Tv'si, Ün Tv'si veya Merhaba Gazetesi, Rasyonel Gazetesi, Pusula Gazetesi, Yenigün Gazetesi, Hakimiyet Gazetesi, Takip Gazetesi, Konya’nın Sesi Gazetesi, Konya Postası Gazetesi, Yeni Konya Gazetesi, Yeni Meram Gazetesi, Memleket Gazetesi, Telgraf Gazetesi, Yeni Haber Gazetesi, Anadolu'da Bugün Gazetesi olamaz. Olmamalı da...
Bir gazeteciye yapılan yanlış, bütün basın çalışanlarına yapılmış gibidir. Öyle de olmalıdır.
Çünkü önceliğimizdir "Mesleğimiz"
**
Olayların yaşandığı esnada Fırıncılar Odası Başkanı Sayın Vedat Honça, araya girerek seçim görevlilerinin gazetecilere bu şekilde bağırmasının doğru olmadığını söyledi.
Sayın Başkana, gönülden teşekkür ediyoruz.
**
Bu olayı, bu kadar çok dillendirmemizin asıl sebebi birilerinin işinden olması falan değil.
Kesinlikle böyle bir şey istemeyiz, sonuç itibari ile biz de bir yürek taşıyoruz.
Sadece zor şartlar altında çalışan gazetecilere her önüne gelen böyle çirkin üslup ile konuşmasın.
Tek istediğimiz bu.
Mesleğin kaybolan itibarını geri kazanmak istiyoruz.
**
Sosyal medyada olay ile ilgili yaptığım paylaşımın ardından bayağı arayan oldu.
Bizden yaşça büyük ve tecrübesi hayli fazla olan meslektaşlarımız, arkamızda olduklarını söyleyerek, bizlere güç verdi.
Hepsi, Konya basınında çalışan gençlerle gurur duyduklarını belirtti.
**
Bu şehirde herkes birbirinin yüzüne bakıyor.
Kimseyi kırmanın, dökmenin bir anlamı var mı?
Özür dilemek veya küçük de olsa bir açıklama yapmak bu kadar zor mu?
İşi düştüğü zaman "basına" can ciğer olanların, işi düzlüğe çıktıktan sonra nasıl bir psikoloji ve tutum içine girdiğini biz biliyoruz.
Yakışık alan bir olaysa diyecek tek söz "eyvallah"
**
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.