Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Öldürülen İnsan mı, İnsanlık mı?

Öldürülen İnsan mı, İnsanlık mı?

Gerçekten yürekleri lime lime doğrayan bir zulümle daha karşı karşıyayız. Böylesine bir şeyin hangi taşlaşmış kalplerle yapılabileceğini sorup duruyoruz kendi kendimize. Bu insanlık dışı saldırı, eski haramilerin bile işleyemeyeceği menfur bir hadisedir. Bu, olsa olsa bir Yahudi işidir ve öylece de olmuştur.
Asırlar öncesinde insanlığa gelmiş yüce mesaj Kur'an, onların bu halini o kadar net bir şekilde ortaya koyuyor ki, başka bir söze asla hacet bırakmıyor. Bakınız bizzat kendilerine bildirilen hükme ve onların yaptıklarına:
"Bunun için İsrailoğullarına şöyle yazdık: "Kim bir kimseyi bir kimseye veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur." And olsun ki, onlara belgelerle peygamberlerimiz geldi, sonra buna rağmen, onların çoğu yeryüzünde taşkınlık edenler oldu." (5 Maide 32)
Onlar tarihleri boyunca daima Hakkı alt-üst etmeye, eğriyi doğruya karıştırmaya, batılı Hak diye göstermeye çalıştılar. Bunun için de menfaatleri uğruna yapmadıkları haksızlık ve zulüm kalmadı. Haram-helal mefhumunu görmezlikten gelir, yalanlarını her türlü propaganda ile doğru diye yutturmaya çalışırlar. Yüce Allah (c.c.) onların bu halini de şöyle haber verir: "Onlar yalana kulak verirler, haram yerler." (5 Maide 42)
Onlar dinlerinde de haddi aştılar. Aşırıya gittiler ve Allah'ın koyduğu hükümleri çiğnediler:
"Ey Kitap ehli! Haksız olarak dininizde taşkınlık etmeyin. Daha önce sapıtan, çoğunu saptıran ve doğru yoldan ayrılan bir milletin heveslerine uymayın" de." (5 Maide 77)
Onlar işledikleri kötülüklerden dolayı birbirlerine mani de olmazlar. Bu durumları da Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtilir: "Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi!" (5 Maide 79)
Onlar aynı zamanda antlaşmalara riayet etmezler. Hz. İsa (a.s.)'ı da öldürdüklerini iddia ederler. Allah'ın, kendilerinin hidayeti için gönderdiği peygamberleri katleden bu insanlara can yakıcı bir azabı bildirir Yüce Rabbimiz:
"Sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri, "Kalplerimiz perdelidir" demelerinden ötürü Allah, evet, inkârlarına karşılık onların kalplerini mühürledi, onun için bunların ancak pek azı inanır. Bu, bir de inkârlarından, Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından ve: "Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allah'ın elçisini öldürdük" demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü." (4 Nisa 155-156)
"Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere, haksız yere peygamberleri öldürenlere, insanlardan adaleti emredenleri öldürenlere elem verici bir azabı müjdele." (3 Âl-i İmran 21)
Onların madde ve menfaatleri uğruna yapamayacakları şey yoktur. Tıpkı şimdilerde görüldüğü gibi. Bu uğurda onlar için her şey mübahtır.
Bunların rezilliklerini anlatan o kadar çok âyet-i kerime var ki… Allah'ın âyetlerine bakıp da okuduğunuz zaman, karakterlerinin hiç değişmediğini rahatlıkla anlayacaksınız.
İşte bütün bu sebeplerden dolayı onlar şöyle lânetlenmiştir:
"İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lânetlenmişlerdi. Bu, baş kaldırmaları ve aşırı gitmelerindendi." (5 Maide 78)
Lânetli bir milletten iyi şeyler beklenir mi? Onlar insafa gelen bir kavim değildirler, olmayacaklardır da. Onlar dünyada iken de bunun cezasını çekecekler. Öylesine bir gün gelecek ki, taş ve ağaçların arkasına saklansalar, taşlar ve ağaçlar dile gelecek ve onların öldürülmesini isteyecektir. Allah’ın Rasülü (s.a.v.) Efendimiz bunu şöyle haber verirler:
“Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır.”(Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82)
Bugün Yahudiler bu ağacı çoğaltmaya çalışıyorlar. Bu durum onların nasıl bir halet-i ruhiye içerisinde olduğunu açıkça göstermektedir.
Demek ki taşlar ve ağaçların da canına tak diyecek. Tıpkı şimdi insanlıktan nasibi olanların canına tak ettiği gibi. Ama korktukları mutlaka başlarına gelecek.
Şimdi başa dönüyor ve soruyoruz:
Bu saldırı insana mı, insanlığa mı? Öldürülen insan mı, insanlık mı?
Ey insanlıktan bahseden insanlar(!). Ne diyorsunuz acaba? Cevap verin lütfen!
Tıpkı yukarıda geçen âyet-i kerimede geçtiği gibi "(haksız yere) bir canı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir." Onlar bunu apaçık yaptılar. Hâlâ duymayacak mısınız?
Şimdi acılarımız yüreklerimizde. Dua ediyoruz onlara. Acil şifalar diliyoruz Rabbimizden yaralılara.
Onlar insanlığa yardıma giderken öldürüldüler. Ama onlar ölmediler. Ölen insanlıktır. Zaten şehitler ölmez ki!
Kutlu olsun şehadetiniz ey kardeşler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi