Noksan olduğunu bil!
İnsan sosyal bir varlıktır. Çevresinde olan iyi veya kötü şeylerden etkilenir. Onları bilir ve sonuçlarının nasıl olabileceğini de tahmin edebilir. Bu yüzden de zararlı olabilecek tehlikeli durumlardan uzak durmak için o kötü şeye karşı setler çekebilir.
İnsanın kendini tanıması, hatalarını fark etmesi ve içsel bir yolculuk yaparak nefsini terbiye etmesi anlamına gelir. Bu anlayış, tasavvuf başta olmak üzere pek çok manevi öğreti ve dini düşüncede önemli bir yer tutar. İnsanın kendi eksikliklerini kabul etmesi, bir nevi tevazu ve kendini bilme halidir.
Suçu Kendinde Aramak:
İnsan etrafında kötü şeyler olduğu zaman hatayı kendinde aramalıdır. Bu arayış olmadığı zaman kötü şeylerle nasıl mücadele edeceğini bilemez. Kendisinin o kötü olaya karşı nasıl bir rol oynayacağını bulmak için eksik olduğunu bilmeli ve o sorunu çözmek için arayışa girmelidir. Böylece bu düşünce ile insanın dışsal olaylardan ve başkalarının hatalarından ziyade, önce kendine dönüp kusurlarını ve hatalarını görmesi gerekir. Bu davranış, içsel bir muhasebe yaparak, kendini eleştirmeyi ve nefsin isteklerini kontrol altına almayı teşvik eder.
Dinimiz İslam’da da "nefs muhasebesi" olarak bilinen bu süreç, insanın manevi olarak gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlar. Kişi başına gelen olumsuz olayları yalnızca dış etkenlere bağlamak yerine, içsel bir bakış açısıyla kendisini sorgular ve hatalarını düzeltmeye çalışır.
Noksan Olduğunu Bilmek:
İnsanın kendisini eksik ve sınırlı bir varlık olarak görmesi, kibirden ve benlikten uzak durmasına yardımcı olur. Kendi eksikliklerini bilmek, insana tevazu kazandırır ve onu Allah’ın sonsuz kudreti ve merhameti karşısında boyun eğmeye yönlendirir. Kendi noksanlarını kabul etmek, aynı zamanda başkalarına karşı hoşgörülü ve anlayışlı olmayı kolaylaştırır, çünkü insan kendi hatalarının farkında olduğunda başkalarının hatalarını daha kolay affedebilir.
- Nefs Muhasebesi: İnsanın kendisini sürekli olarak gözden geçirmesi ve nefsinin arzularını kontrol etmesi İslam’da önemli bir yere sahiptir. Kur’an’da, "İnsanoğlu nefsini temize çıkarmasın. Çünkü insan, nefsine karşı çok iyi bilgi sahibidir." (Necm Suresi, 53:32) ayeti, insanın kendi hatalarının farkında olması gerektiğini vurgular. Unutulmamalıdır ki, bir şeyin tedavisi için en başta sorunun belirlenmesi ve kabullenilmesi gerekmektedir. İyi olduğunu zannederek veya kötü davranışlarını görmezden gelen insan yalnızca kendisini kandırır. Sonucu hüsran olur.
- Tevazu: İslam’da kibir büyük günahlar arasında sayılır. Kendini eksik ve noksan görerek mütevazı olmak, Allah’a yakınlaşma yollarından biridir. Hz. Muhammed (s.a.v.) "Kibir, hakkı küçümsemek ve insanları hor görmektir." (Müslim) diyerek tevazunun önemini anlatır. Hayatta kazanılmış olan şeyler Rabbimizin bir lütfudur. Bu dünyada hiçbir şeyin sahibi değil Allah’ın vermiş olduğu nimetlerin emanetçisiyiz. Ben başardım, ben çalıştım demek yanlış olur. Kazanmak için çalışmak gereklidir lakin başımıza gelen nimetler de musibetler de Allah’a yaklaşmak için birer fırsat birer araçtır. Dert yalnızca başarı olursa sağduyusuz, sırf kendi başarıları için etrafındaki insanların hayatlarını cehenneme çeviren canavarlara dönüşebiliriz. İlişkilerimiz yalnızca menfi olur ve değer yalnızca ne kadar menfaatin varsa ona göre belirlenir. Şu fani dünya hayatında hırsına köle olmuş, yaşama amacını ve değerleri ıskalamış bir şekilde göçüp gitmiş oluruz. Allah muhafaza etsin.
İnsanın suçu kendinde araması ve noksan olduğunu bilmesi, kişinin içsel bir dönüşüm ve arınma sürecine girmesine, daha ahlaki ve dengeli bir hayat sürmesine yardımcı olur. Bu, insanın hem Allah ile ilişkisini hem de diğer insanlarla olan ilişkilerini derinleştirir ve güçlendirir. Derdimiz yalnızca madde olamaz. Manâ bizim için önemlidir. Maddeye değil manâya odaklanmak gerekir hedefi ıskalamamak için…
Rabbimiz bizleri Salih kimselerden eylesin.
Ayaklarımızı ve kalplerimizi Sırat-I Müstâkîm’den ayırmasın.
Gününüz bereketli olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.