Nevzat Yalçıntaş: One minute bir kurguydu
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Milli Türk Talebe Birliği’nde hocalığını da yapan, AK Parti’nin kurucu kadrosundan ve eski milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş,One Minute çıkışının, Başbakan’ın danışmanları tarafından kurgulandığı kanısında.
‘Hocaların hocası’ sayılan Nevzat Yalçıntaş, Davos'taki çıkışın danışmanların kurgusu olduğunu söyledi. Yalçıntaş, "Bu gibi şeyler film sahnelerinde olur. Reel politikada elbette orada, ağırlığı olan sözler söylesin. Yapılmış cürmün saklanması beklenemez ama muhatabın cevabı beklenir. Sonra karşılığını verirsiniz, toplantı devam eder. Ama dramatik hale getirme, film setlerinde olur. Sonra neticelerini gördük. Danışmanlar ve bakanlar, Tayyip Bey’i yordular. Her şeyi ona götürüp, onun karar vermesini istediler. Bugünkü Tayyip Bey, dünkü Tayyip Bey değil!" diyor.
Nevzat Yalçıntaş Bugün gazetesine verdiği röportajda gündemle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj:
*Fehmi Koru, iki yıl önce yayımlanan “Hatıralar”ınızın ardından, “Şu dönemde keşke siyasetin içinde olsaydı” demişti, sizin için.
Ya şimdi?
Fehmi Koru’ya hak veriyorum. Ailem, demokrasinin başladığı 1946’da siyasetle iştigal etmeye başladı. Ankara’da tüccar olan babam, Demokrat Parti’nin kurucusuydu ve aktif biçimde çalıştı. Ancak ben 28 Şubat sürecine kadar siyasete girmedim, ilim yolunu seçtim. Şimdiyse memleketin önemli problemleri var. Bu meseleler küçülmüyor, büyüyor.
*Neler bu problemler?
En başta terörizmin, terörist hareketin tamamen mezara gömülmesi gerekiyor. Bu kadrolar tamamen tasfiye olmalı, Türkiye’yle alakaları kesilip başka bir memlekete yerleşmelidirler.
Çocukları kaçırıyorlar. Yolları kapatıyorlar. Kontrol yapıyorlar. Kendi içinde huzuru olmayan bir ülke ve bunun sorumlularına taviz üstüne taviz…
İkincisi, enerji açığı. Başta nükleer olmak üzere en verimli projelerle bunu kapatmamız lazım. Yüksek teknolojideki ve ilmi gelişmedeki açığımızı kapatmak da üçüncü önceliğimiz olmalı.
İlim adamlarını toplayarak, ilim yerleşkeleri kurmalıyız. Bizde TÜBİTAK hamlesi yapıldı ama orada kaldı. Türkiye’nin diğer çevrelerle entegre olma, bütünleşme çabaları ve Avrupa Birliği adımları da devam etmelidir.
Ulusalcılar, Cemaat’i devlette istemedi
*AK Parti-Gülen Cemaati arasında yaşanan gerilimi de, Türkiye’nin problemleri arasında görüyor musunuz?
Bu gerilimi yanlış ve suni buluyorum. Biz köklü, dini ve sağlam temelleri olan bir ülkeyiz. Bazı tarikatlar ve cemaatler, kimseye zarar vermeden, tam tersine, sosyal meselelere el atarak, öğrenci yetiştirerek, yurtlar açarak, yayınlar yaparak ülkedeki sosyal problemlerin önüne geçiyorlar. Fakir çocukların okumasına katkı sağlayarak, sosyal uçurumların giderilmesinde büyük rol oynuyorlar. Gülen Cemaati de bunlardan bir tanesi.
Dindar gruplardaki dini eğilimlerin gelişmesini hazmedemeyen birtakım insanlar olabilir. Ama bu bir devlet politikası yapılamaz. Gerilimin sebebini şu ana kadar tam çıkarabilmiş değilim. Gülen Cemaati’nden tanıdığım insanlardan bunu açıklamalarını rica ettim, “Ne oldu da 17 Aralık’ta bu gerilim patladı?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.