Abdullah Leblebici

Abdullah Leblebici

Ne oldu bize

Ne oldu bize

 Son günlerde sosyal medyada yaşananlar gözümün önüne geldiğinde “Ne oldu bize” demekten kendimi alamıyorum.

    “Başkalarının ayıplarını araştırmayın”, “Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın”, “Başkalarının kusurlarını örtmekte gece gibi olun” diyen bir dinin mensupları olarak yaşadıklarıma ve şahit olduklarıma anlam veremez hale geldim.    
Başkan Erdoğan’ın Muhtarları Külliye ye davet etmesi ile gündemimize giren muhtarlarla istişare toplantısı ilerleyen zamanlarda Belediye başkanlarının da gündemlerine girdi.
Türkiye'de 50 bini aşkın muhtar var. Cumhurbaşkanı tarafından 4 yıla yakın bir süredir sık aralıklarla toplantılar gerçekleştirmesine rağmen yarıya yeni ulaşıldı.
Durum böyle olduğu için bu etkinlikler Türkiye’nin her tarafında organize edilir hale geldi. Yani Ülkenin yönetiminden tutun da yerel yönetimlere kadar her kesim muhtarları bir yerlere götürmeye başladı.
Seydişehir belediyesi de her ay muhtarlarla istişare toplantısı yapıyor. Zaman zaman haberlerini gündeme getiriyoruz.
 Muhtarlardan sayıca önemli bir kısmı da “Başkan’ a bu toplantıların birisini de şehir dışında yapalım” isteğinde bulunmuşlar. Talep gündeme alınmış.
Daha sonrası malum, sosyal medyada gündeme geldi, çok konuşuldu, zaman zaman da konuşulmaya devam ediyor.
Buradan açık ve net ifade ediyorum, bu tür toplantılar geziler vesaire, yasal olarak engellenmediği müddetçe önü alınamaz.
Devlet yönetimi konu ile ilgili yasal bir düzenleme yapmalı. İktidarı da muhalefeti de çıkarılacak yasaya uymalı.
Bu tür toplantılara ve etkinliklere yasa ile engel olunmadığı takdirde bu işin önüne ne muhalefet, ne iktidar ne de kamuoyu geçemez. Bu durum böyle biline.
Aksi takdir de kamuoyunun konuşacağı, gündeme alacağı ne ilk ne de son toplantı veya etkinlik bu olacak.
Seydişehir de gündeme getirilen muhtarlar gezisini eleştirebiliriz, eleştirilere bende katılırım, ancak bu durumun “Ne oldu bize” dedirtecek kadar karalama ve yıpratma gayretlerinin içinde olmanın da yanlış olduğu düşüncesindeyim.
Dikkat çekmek istediğim diğer bir konuda, yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebi ile son günlerde insanlar patlamaya hazır bomba gibi, kimsenin yüzü gülmüyor, mutsuzlar, kırmızı ışıkta araçlar beklerken, daha sarıdan yeşile geçmeden arkadan 5-6 araç kornaya basıyor, bu durum hiç iç açıcı değil.
İnsanlarımızın mutlu olmaya, gülümsemeye ve gülümsetilmeye ihtiyaçları var, muhtarlar ile yapılan bu gezi de katılanları mutlu etmiş gülümsetmiş. Lütfen çok görmeyelim.
Gönül ister ki bu tür etkinliklere tüm vatandaşlarımızı götürebilelim.
Burada bir konuyu daha gündeme getirme ihtiyacı hissediyorum.
Partilerin kendi içlerindeki muhalefet, acımasızlık, yok etme, ötekileştirme çalışmaları rakip partilerden daha da acımasızdır. Yani İnsana taş uzaktan gelmez.
    Belediye başkanını eleştiririm, yanlışlarını söylerim, zaman zaman da yazılarımda gerekli uyarıları yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim, Başkanın ve yönetiminin de hataları vardır, olmalı da, zira “çalışan insan hata yapar”
Üzülerek ifade ediyorum ki, bazı kesimler sosyal medya da basın mensuplarını da eleştiriyor, hatta acımasızca kamuoyunun önüne atıyor.
Ama, aynı kesimler aradan 10 dakika geçmeden yayımlamamız için basın açıklaması gönderiyor.
Basın mensubu olarak benim de hatam olabilir, eleştirilere açığım, ancak bizleri eleştirip, ardından açıklama göndermek çok tuhaf oluyor, ya eleştirmeyin, eleştiri yaparsanız da açıklama göndermeyin.
Üzülerek ifade ediyorum ki;
Birileri bana da söylesin.
“Ne oldu bize”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Leblebici Arşivi