Mevlana Haftası’nda Bir Kitabın Hatırası
Bundan yıllar önce Karatay Belediyesi’nde bir kitap hazırladık. Başkanımız Mehmet Şen’in talimatı ile bendeniz Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptım ve Sayın Doç. Dr. Nuri Şimşekler de editör olarak bu ağır ve ciddi işi yüklendi ve yaklaşık iki sene süren bir hazırlık sonrası değerli bir prestij eser ortaya çıktı. Eser’in adı uzun istişareler sonucu Konya’dan Dünyaya Mevlana ve Mevlevilik olarak kondu.
40’tan fazla değerli araştırmacı ve bilim adamından telif yazılar aldık.
Rahmetli Şefik Can’ı İstanbul Adalar’daki evinde ziyaret edip bir yazı lütfetmesini istedik. Ankara’daki Pakistan Büyükelçiliği’nden yine rahmetli olan Dr. Ahmet Asrar’dan bir yazı aldık. Yine Rahmetli Tahir Büyükkörükçü Hocamızdan ve Dr. Mehmet Önder’den, Muhammed İkbal’in oğlu Cavit İkbal’den makaleler aldık.
Esere katkıları olanlardan Prof. Dr. Fevzi Günüç ve Safa Odabaşı da rahmetli oldular. Feyzi Halıcı ile Ankara’daki bürosunda görüşüp hem düşüncelerini, hem makalesini aldık. Çelebi ailesi ile sürekli istişare içinde olduk. Ömrü ilahi imtihanla geçen muhterem Dr. Selahaddin Hidayetoğlu Hocamın dua ve desteklerini aldık.
Yıllarını bu işlere adamış Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Dr. Hasan Özönder, Doç. Dr. Caner Arabacı, Prof. Dr. Uğur Derman, Ö. Tuğrul İnançer, Dr. Yakup Şafak, Dr. Mustafa Çıpan, Prof. Dr. Tuncer Baykara, Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Prof. Dr. Kazım Ürün… ve daha ismini yazamadığım pek çok isim değerli katkılarda bulundular.
Mevlana Türbesi, Kubbe-i Hadra ve hemen bitişiğindeki çalıştığımız Belediye binası müstesna bir mekan olarak esere ayrı bir ünsiyet kattı. O zaman Müze Müdürü olan Dr. Erdoğan Erol Bey müzede kimseye açılmayan özel bölümleri bize açtı, özel bilgiler verdi, fotoğraflar çektirdi.
Bu arada Konya’nın değerli fotoğraf sanatçısı Şerafettin Derin ustalığını konuşturarak esere farklı bir görsel değer kattı. Pek çok resmi ve özel arşivi altüst ettik.
Başkanımız Mehmet Şen kitapla başından sonuna kadar en ince ayrıntısıyla bizzat ilgilendi. Nuri Bey’in çektiğini bir Allah bilir bir de kendisi. Kusuruma bakmazsa izinsiz olarak bir sözünü nakledeceğim: “Ben, hanım Konya’da hamile iken bile başında beklememiştim. Taa İstanbullarda bu kitap matbaada basılırken, aman bir yanlışlık olmasın diye günlerce başında bekledim” demişti.
Sonuç ne mi oldu? İnsan böylesine titiz çalışır, ilgilenirse elbette gayretler boşa gitmez. Sonucu ben değil iki değerli bilim adamımıza bırakıyorum:
Konya’dan Prof. Dr Saim Sakaoğlu Hocam bu kitabı görünce şöyle demişti: “Belediyeler asfalt döker, bina yapar, park yapar… Aradan kısa bir süre sonra bunlar bozulur, yıpranır, bazen Belediye kendi yaptığı binaları, yolları bile yine kendisi bozar, yıkar, onlar unutulup yok olabilir. Ama bu kitap yıllarca kültür hayatımızda kalacak müstesna bir eserdir. Ne unutulur, ne yok olur, ne de kaybolur…”
Ankara DTCF’den Prof. Dr. Efe Özcan da bir bilimsel makalesinde şöyle diyor: “Şimdiye kadar Mevlana hakkında çok şey yazılıp çizildi. Ancak titiz bir çalışma ile meydana getirilen bu eser diğerlerinden farklı müstesna bir yere sahiptir. Mevlana ve Mevlevilik konusunda bir ansiklopedi mahiyetindedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.