Mehmet Evren: Afganistan; Taliban, Göç Ve Göçmen Meselesi Üzerine 

Mehmet Evren: Afganistan; Taliban, Göç Ve Göçmen Meselesi Üzerine 

Siyasi Partilerin Konya’daki İl Başkan Yardımcıları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi Siyasetin Nabzı sayfaları için kaleme aldı.

Gelecek Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Mehmet Evren 

Afganistan; Taliban, Göç Ve Göçmen Meselesi Üzerine 

Herat, Gazne, Mezar-ı Şerif gibi ilim merkezleriyle tarihsel süreçte Türk-İslam medeniyetine önemli katkılar sunmuş Afganistan..

Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki 16 yıldızdan ikisinin temsil ettiği Gazneliler ve Timur İmparatorluğunun hüküm sürdüğü Afganistan..

Mevlana Celalettin Rumi’nin doğduğu topraklar olan Afganistan..

Gözümüzden uzak ama gönlümüze bir o kadar yakındır aslında Afganistan. Ve Afganistan 20 yıllık işgalin ardından kimsenin beklemediği bir hızla Taliban’ın kontrolüne geçmiş bulunmakta. Henüz Amerikan askerleri çekilmeyi tamamlamadan ve eğitilmiş(!) 300.000 kişilik Afgan Ordusuna karşı Taliban’ın bu kadar hızlı bir biçimde ülkenin tamamına yakınını ele geçirmesi ve Kabil’e girmesi herkesi şaşırtmış olmakla beraber aslında arkasında yatan bazı gerekçeler de aramak mümkündür.

Talibanın ideolojik zeminine baktığımız şeriat sosuna bulanmış bir Peştun milliyetçiliği bulabilmekteyiz. Afganistan’ın etnik yapısını oluşturan unsurlar arasında Peştunların yaklaşık yüzde 45 gibi bir oranla başı çektiğini göz önünde bulundurursak; Taliban’ın halk arasında özellikle kırsal kesimde herhangi bir direnişle karşılaşmadan nasıl ilerleyebildiğini anlamamız kolaylaşır. Bunun yanı sıra 20 yıl süren Amerikan işgalinin Afgan halkında yaratmış olduğu travmada dikkat edilmesi gereken bir başka husustur. Halk Amerika’nın tesis ettiği bir nizam yerine hatırasında kötü bile olsa bir yeri olan Taliban’ı tercih etmiş olabilir. Ne de olsa tanıdık şeytan tanımadığın melekten daha iyidir. Tabi Taliban’ın Batıda ve Batı ile işbirliği içerisinde olan ülkelerde eylem gerçekleştirmeyeceği veya bu ülkelere karşı radikalizm ihraç etmeyeceği şeklinde vermiş olabileceği taahhütler neticesinde ülkenin Taliban’a bir anlaşma yoluyla bırakılmış olabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir. Ülkede yaşayan Özbek Türklerinin lideri Raşid Dostum ve Taciklerin lideri Ata Muhammed Nur’un Afgan ordusu ile birlikte Taliban’a karşı direnişe hazırlanırken sahada bir anda yalnız bırakılmaları ve ülkeyi terketmek durumunda kalmaları da bu ihtimali güçlendirmektedir.

Afganistan’da öyle veya böyle ikinci Taliban dönemi başlamıştır ve Pençşir Vadisindeki direnişin de kırılmasıyla hemen hemen tüm ülkede hakimiyeti sağlamıştır. Bütün devletler Taliban ile ilişkilerini çıkarları doğrultusunda belirleyeceklerdir. Türkiye’nin de yapması gereken tam olarak budur. Ulusal çıkarlar doğrultusunda Taliban ile ilişkileri belirlemek. Üstelik bu noktada Türkiye’nin elini güçlendiren, sıkı ilişkiler içerisinde olduğu ve Taliban üzerinde büyük etki sahibi bir Pakistan faktörü de bulunmaktadır.

Taliban’ın ülkede yönetimi ele geçirmesi yeni bir göç dalgasını da beraberinde getirmiştir. İşgal yıllarında Amerika ile işbirliği yapmış yerel unsurlar kadar bir önceki Taliban döneminde yaşanan tecrübeleri hatırlayanlar ve Taliban’ın Peştun milliyetçisi yapısından çekinen diğer Afgan halkları da ülkeden kaçmaya çalışmaktadır. Her ne kadar Taliban bu dönemde bir önceki yönetimine göre daha ılımlı mesajlar vermeye çalışsa da bu henüz insanlar üzerinde bekledikleri rahatlamayı yaratmış gözükmüyor.

İnsanlar Afganistan’dan akın akın kaçarken Amerika’nın kendisi ile işbirliği yapanlara içlerinde Türkiye’ninde olduğu üçüncü ülkeler üzerinden vize ve iltica başvurusu alacağını açıklaması da çeşitli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Ülkemizde de çok fazla tartışılan bu konu Anadolu’ya doğru gelen göçün yegane veya başlıca sebebi tabiiki değildir. Afganistan’ın demografik yapısına baktığımızda Peştunlardan sonra ikinci en büyük etnik unsurun Türk kökenli halklar olduğunu görmekteyiz ki bu da Afganistan’dan kaçanlar arasında Türkiye tercihinin neden bu kadar yaygın olduğunu açıklayan başka bir husustur.

 ****    

 Suriye iç savaşının şiddetlenmesinden bu yana ülkemizde sıcaklığını yitirmeyen başlıca gündem maddesi sığınmacı meselesidir. Özellikle son dönemde ekonominin giderek daha da kötüleşmesi sonucu bu mesele daha fazla tartışılır bir hal almıştır. Gerek iktidar gerekse de muhalefetten yapılan sorumsuz açıklamalarla insanımızın öfkesi perçinlenmektedir. Genç işsizlik oranlarının tarihimizin en yüksek seviyesine çıktığı bir dönemde “sığınmacılar olmasa ekonomimiz çöker” gibi açıklamalar yapmak gençlerimizi aşağılamaktır, yangına körükle gitmektir. El insaf! İnsanları tatmin edici açıklamalar yapmaktan, adımlar atmaktan kaçınılmakta ısrarla büyüyen tehlike görmezden gelinmek istenmektedir. Geçtiğimiz ay Altındağ’daki gerilim başta olmak üzere çeşitli yerlerde yaşanan olaylar bu tehlikenin adeta işaret fişekleridir.

Yaklaşık 10 yıldır yaşamış ve yaşamakta olduğumuz tecrübe sosyal, siyasal, ekonomik ve güvenlik açısından ülkemizde büyük bir değişime ve tahribata yol açmıştır. Tüm bu nedenlerden ötürü Afganistan’dan gelen/gelmekte olan/gelme ihtimali olan büyük bir göç dalgası milletimizde panik havası oluşturmaktadır. Çünkü Türkiye sığınmacı meselesinde çoktan doyum noktasına ulaşmış ve daha fazlasını kaldıramayacak duruma gelmiştir. Bu aciz yönetim anlayışıyla bir büyük göç dalgası daha tahribattan ziyade ülkemiz için yıkım anlamına gelecektir.

Mevcut sığınmacılarla ilgili ise yangının daha fazla büyümesine izin verilmeden ivedilikle gerekli adımlar atılmalı, toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak sağlam temeller üzerine oturan bir göç ve göçmen politikası oluşturulmalı, geri gönderilme ihitimali olanlar Suriye’de oluşturduğumuz tampon bölgelere gönderilmeli, böyle bir ihtimal kalmayanların ise topluma entegrasyonu için gerekli çalışmalara bir an evvel başlanmalıdır. Nitekim bu da Göç İdaresinin boyunu çoktan aşmış bir durumdadır.

Unutulmamalı ki; Türkiye’deki mülteci sorunu göçmenlerden değil, olmayan veya yönetilemeyen göç ve göçmen politikasından kaynaklanmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.