Medeniyetimiz gurur kaynağımız

Medeniyetimiz gurur kaynağımız

Pandemi süreci sebebiyle Youtube üzerinden online olarak gerçekleştirilen programın ilk konuğu Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin oldu

Merkezi İstanbul’da bulunan Medeniyet Derneği’nin Konya Temsilciği kısa süre içerisinde kuruluş çalışmalarını bitirerek faaliyetlerine başladı. Dernek tarafından başlatılan Medeniyet Buluşmaları’nın ilk misafiri Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin oldu. Mustafa Uslu’nun sunduğu programda medeniyet tasavvuru ile ilgili bilgiler verdi. Medeniyetin insanlığın ulaştığı birimi ifade eden bir anlam dünyasına sahip olduğunu Belirten Bekir Şahin “Kavram olarak medeniyet, Arapça şehir kelimesinden yani müdün’den türeyen Medine lafzında Osmanlı Türkçesinde meydana getirilen bir kelimedir. Medeniyet kelime çok değişik anlamlar ifade etmektedir. Bizim kültürümüzde ve medeniyetimizde medeniyet bir toplumun hayat tarzı, bilgi seviyesi, sanat gücü, maddi ve manevi birikimleri anlamı taşıdığı gibi sivilizasyon (uygarlık) anlamına da gelmektedir. Medeniyet insanı insan yapan manevi güçlerin ve özelliklerin toplamı anlamına da gelmektedir. Medeniyet bir topluluğun ileri seviyede olması şeklinde de ifade edilmektedir. Medeniyet bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi birikimlerin tamamıdır.’’ İfadesini kullandı. Dünyadaki sömürgeci milletlerin kendisi dışındaki milletlerin terminolojileri ile çok ciddi manada oynadıklarını vurgulayan Şahin,   özellikle son 200 yılda dilimizle ciddi manada emperyalizmin uğraştığını ve kelimelerde anlam kaymasına sebep olduğunu belirtti. Şahin; madde merkezli medeniyetler, madde ve mananın tamamen ayrıştığı sadece manayı, mistizmi ön plana çıkaran medeniyetler, madde ve mana dengesini birlikte yürüten medeniyetler olmak üzere medeniyetlerin 3 ana başlıkta ele alınabileceğini söyledi.

  VAHİY KÜLTÜRÜ İLE BEZENMİŞ AKIL İŞE YARAR”

 “Her şeyin ölçüsü akıldır” denildiğinde fıtrattan uzaklaşıldığına değinen Şahin,  “Çünkü her şeyin ölçüsü akıl değildir. Bizim medeniyetimizde “Aklı olmayanın dini bile yoktur”. Dine inanmak için birinci şart akıldır. Ama akılcılık değildir. “Her şeyin ölçüsü akıldır” denildiğinde akıl belli şeyleri kavrayacak düzeydedir. Bize lazım olan akıl ahlak ve maneviyat daha doğrusu vahiy kültürüyle bezenmiş akıl işe yarar. Yoksa salt akılla dünya hiçbir yere varamaz. İşte bu maddeci medeniyet her şeyin ölçüsünü akıl olarak ön plana çıkarmış ve bu yolda dünya kan, barut kokuları yayılmaya devam etmektedir. Madde her şey değildir. Madde ile mutluluk olmayacağını bu dünyada herkes görmeye başlamasına rağmen bu maddeci medeniyet sömürülerine devam etmektedir. Bu medeniyetin en çıkmaz tarafı ölçüsüz olmasıdır. Bizim kültürümüzde ve medeniyetimizde insanoğlunun gözünün doymayacağı ancak toprağın doyuracağı, yine bir Ademoğluna bir vadi dolusu altın verilse ikincisinin isteneceği düşüncesi verilmektedir. Bunun yanında madde de hiçbir zaman dışlanmamaktadır. Dünya-ahiret, insan-evren dengesi devam etmektedir. Maddeci medeniyet dünyada ne insanlara huzur vermiş ne de tabiatı kendi haline bırakmıştır. Tabiat huzursuz durumda, denge kaybolmuştur. İnsanlar da mutsuzluk içerisinde, hüzün içerisinde, kan, barut ve gözyaşı ile dünya idaresi devam etmektedir” dedi. “Bizim medeniyetimiz maddeye hayat veren, mana boyutu medeniyet tasavvurlarıdır” ifadesini kullanan Şahin; “Madde ile manayı dengeli tutan, ne maddesiz bir dünya ne de manasız bir dünya. Beden ile ruh, dünya ile ahiret dengesini sağlayan bir dünya. Bizim medeniyetimizde temel ölçü ontolojik yaratılış gayesine uygun, insanla tabiatı yine insanla tabiat ve yaratanı beraberce görevlerini yürütecek şekilde kurulan medeniyet olmalıdır. Ne terki dünya edeceğiz, ne de terki ukba. Ne ahreti unutacağız, ne de dünya nimetlerinden kaçınacağız. Fakat burada önemli olan sorumsuz bir güç değil.  Sorumsuz bir iktidar yok medeniyette. Sorumsuz bir güç yok. Sorumsuz bir zenginlik kesinlikle yok. Her şeyin gayesi yaratılışa uygun, yaratanın rızasına matuf olacak. Bunun örneklerini geçmişte çok gördük. Ne zulme rıza gösterecek, ne de zulmedecek. Ne bedeni terk edecek, ne de ruhun gıdası olan ibadeti yok edecek. Burada ahlak, Allah, peygamber, vahiy ölçüleri kesinlikle olacak. Ölçülü bir hayat ve hesap verici hayat olacak. Herkes hem kendi nefsine hesap verecek hem de bulunduğu topluma. Bizim en temel ölçümüz de vahiy olacak. Akıl hiçbir zaman dışlanmayacak. Aklı vahiyle besleyip hareketlerimizi vahiyle aldığımız ilhamlarla devam ettireceğiz. Gayemiz hem insanlığın mutluluğu, hem toplumun mutluluğu, hem de tabiatın dengesini de bozmamamız lazım. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek. Irk, renk, hatta din ayrımı yapmadan hukuk çerçevesinde hareket etmemiz lazım”  şeklinde konuştu. Gençlere tavsiyelerde bulunan şahin “Bugün medeniyetimizin ihyası için bu yönde çalışanlar bu 3 dili bilmenin yanında Batı dillerini de bilmek zorundadır. Hatta Türk Tarihi ile ilgili çalışıyorsa Çinceyi bile öğrenmek mecburiyetindedir. Bizim kültürümüzde bir lisan bir insan, iki lisan iki insandır. Her toplumun resmi dili vardır. Her toplum o resmi dile de saygı gösterecek” dedi.

HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum